Sevgili Arkadaşlarım Kıymetli Kardeşlerim Canlar
Bildiğiniz üzere , yerel seçim 31 Mart 2024 Pazar günü yapılacak.
Yunakta yapılacak olan seçim için, adayların birebir sahada çalışmaları hız kesmeden devam ediyor. Aynı tarihte yani 31 Mart 2024 Pazar günü, Konya genelinde bulunan 1154 civarındaki köy ve mahalle muhtarı ve azaları kazanmak için mücadele edecek. 2024 yılının mart sonunda yapılacak olan yerel seçimde adaylar, ramazan ayına denk geleceği için ziyaretlerini ayarlamaları gerekecek.
Sevgili dostlarım canlar
İslam coğrafyası 11 Mart Pazartesi günü ilk sahurunu yapacak ve ramazana "Merhaba" diyecek. Yerel seçimin 31 Mart Pazar günü yapılacağını düşünürsek, adaylar 20 gün boyunca oruçlu bir şekilde sahada olacaklar.
11 Nisan Perşembe günü ise ramazan bayramı başlayacak. Bu tarihin yazımızla pek ilgisi yok, ancak belediye başkanını kazananlar iki bayramı birden kutlama fırsatı bulacaklar.
Bizim yöremizde özellikle Seçim olsa da olmasa da, ramazanın birinci gününden itibaren hayat durur ve önemli işler bile "Acele etme, bir ramazan geçsin, sonra bakarız" cevabını alır. Ne seçimi neden adayları pek galeye almazlar.
Vatandaşlarımızın ramazan ayında sadece akşam iftarda ne yiyelim diye düşündükleri için diğer seçimle pek ilgilenmezler. Esnaf işyerlerini daha geç açar, özellikle ilçemizde lokantaların çoğu ramazan nedeniyle kapanır ve "İftarda açığız" tabelası asar. Akşam saatleri, orucun en çok zorladığı zamanlardır, bu yüzden o saatlerde kimse bir diğerine kolay kolay muhatap olmaz. İftara yakın saatlerde ise "Fırına gideyim, pide sırasına gideyim, belki zaman biraz daha kolay geçer" diye düşünülür. Yunak’lı Hemşerilerim iftarını yapar, bir kısmı teravih namazına giderken diğerleri sahura kadar kahvehanede vakit geçirmek için toplanır . Adaylar için ise iftar sonrası mecburi adresler camiler ve kahvehaneler olacaktır. Bu süreç adaylar iftar veya sahur yemekleri düzenlemek için hemşerilerimi davet yarışına girerler. Gündüz oruçlu olmanın elbette ki adaylara fayda sağlar, çoğu vatandaş oruç tutarken, diğerleri de "Yemek yersem oruç tutanlara karşı ayıp olur" düşüncesiyle yemek yemez. Bu sayede adaylar, seçmene fıstık dağıtmaktan ve çay ısmarlama masrafından kurtulurlar. Ancak bazı adaylar, dikkat çekmek için iftar sofraları kurarak mahallelerde durumu iyi olmayan seçmenlere ramazan kolisi yardımı yapmalıdır.
Sevgili Arkadaşlarım Kıymetli Kardeşlerim Canlar
İşte asıl sorun bu noktada başlar. Adaylar belden aşağı vurarak bir karalama kampanyasından çıkıp ramazan ayının uhrevi havası nedeniyle söylemleri dini motifler etrafında şekillenir ve propaganda dili de genellikle dini söylemlerden oluşur. Daha önce de belirttiğim gibi, böyle bir seçim atmosferinde adayların, seçmenleri ikna etmek için dini bilgilerini hızla güncellemeleri gerekebilir. Sonuçta kazanmak için başka bir yol yok gibi görünüyor.
Yazımı anlayanlara hitaben bir hikaye ile sonlandırmak istiyorum ;
Bir tarihte Kayseri’ye Moiz adında bir Yahudi gelmiş. Ticaret yapmak için Kapalıçarşı’da bir dükkân tutmuş. Mekân komşularına sormuş; ‘Bu çarşıda en çok kimden çekinmeliyim?’ Birkaç dükkân ötesini gösterip, ‘Bak, orada bir Ahmet Ağa var, onun yanına desturla yanaş’ demişler.
Moiz gitmiş Ahmet Ağa’nın yanına. Dükkân bomboş:
– Ne iş yaparsın Ahmet Ağa?
– Her şeyi alıp satarım.
– O da ne demek?
– Mesela, kabul edersen senin dişlerini satın alırım.
– Olur mu öyle şey?
– Neden olmasın? Dişlerine 10 altın veririm. Ömrünün sonuna kadar ağzında kalsın, öldükten sonra benim olsun.
Moiz içinden ‘Bu saf adama mı kurnaz diyorlar’ diye gülmüş ve ‘Kabul, ver 10 altını’ demiş.
Aradan birkaç gün geçmiş. Ahmet Ağa yanında iki-üç kişiyle Moiz’in dükkânına gelmiş: ‘Dişlerine müşteri çıktı. Malı görmek istiyorlar! Aç ağzını!’
Moiz, ‘Hani dişlerim ölünceye kadar benimdi’ diye kızmış. Ahmet Ağa, ‘Canım ölümünden sonra teslim etmek üzere satacağım’ demiş. Müşteriler Moiz’in dişlerine 12 altın vermişler, Ahmet Ağa az bulup reddetmiş.
Ertesi gün Ahmet Ağa bir başka müşteri gurubuyla yine Moiz’in dükkânına damlamış. Yine dişleri muayene, yine pazarlık, müşteriler 15 altına çıkmış, Ahmet Ağa yine reddetmiş. Üçüncü gün başka müşteri, dördüncü, beşinci gün…
Sonunda Moiz patlamış: ‘Beni hayvan pazarında dişleri kontrol edilen eşek durumuna düşürdün. Al şu 10 altınını!’
Ahmet Ağa gülmüş: ‘Olur mu? Bu dişler 20 altını gördü. 30’dan aşağısına geri vermem.’
Moiz çaresiz; her gün ağzını kontrol ettirmektense 30 altın vermeyi tercih etmiş.
Ahmet Ağa gülmüş: ‘Gördün mü? Ben sana her şeyi alıp satarım dediğimde inanmamıştın!
Sarışın kız müthiş süratli araba kullanırken üstelik alkollüyken radara girmiş, ileride onu durduran ekipteki polisi etkileyip ceza yememek için “Aa?” demiş, “Ne kadar da Tarık Akan'a benziyorsunuz?..”
Polis “Teşekkür ederim” demiş bir yandan da ceza makbuzunu doldururken sormuş “Türk sinemasıyla yakından ilgilisiniz anlaşılan?”
SAYGILARIMLA VESELAM