Sevgili Arkadaşlarım Kıymetli Dostlarım Canlar
Hayatta yaşadığım trajikomik mevzuların beynimde zonklamasından nasıl kurtulurum sevgili dostlar. Var mı bir çaresi veya tanıdığınız bir ehil kişi? Beni bu çileden kurtarsın.
Beni ''sen çok iyi niyetlisin de o sebeple böyle şeyler geliyor başına'' diye eleştirenler oluyor. Ne yapmak lazım peki? Niyetimi mi bozayım, sinsice ya da şüphelerle mi yaklaşayım, işgüzar mı olayım? Muhatabım aslında bana geldiği gibi değilmiş diye ben kendimden mi eksilteyim? Yok Hayır yapamam lakin , kendimce bulduğum tek sorun ; bizler başkalarının öğretilmiş olduğu doğruları ya da yanlışları yaşıyoruz hayatta kimse bir çok kaynakları araştırıp gerçeği bulma peşinden değil. Maalesef kimimiz ailemizden, kimimiz çevremizden, okuldan, dini, örfü, geleneklerimizi öğrendik doğruluklarından emin olmadığımız doğruları ve yanlış bildiklerimiz doğruları, Araştırmadan insanların anlattıklarını doğru zannederek başka birinden dinlediklerimiz ile hep birbirine karışıyor, acaba diyoruz. ''Amaaan kim ne derse desin bu da benim doğrum işte'' diyemiyoruz. Başkalarının söyledikleri ,Neresi doğru? Kime göre , neye göre ve hangi zamana göre? Onları dinledikçe kafamız allak bullak oluyor. Gerçek doru kendinizin araştırıp öğrendikleridir bence.
Sevgili dostlarım
Böyle saçma sapan işerden dolayı sevdiklerimizle ve arkadaşlarımızla aramız hep bu sebeplerden açılmıyor mu ? Doğrularımız çakışır, sesler yükselir, kalpler kırılır ve arkadaşlıklarda sık görünen aramıza mesafe koyarız. Bazen çok değerli dostlarımızı kaybetmemek adına kendi doğrularımızı savunamayız. Yanlış anlaşılmaktan, uzaklaşmaktan, kopup gitmekten korkarız. Çünkü gerçekten insanın sevdiklerinden kopması kolay iş değildir, İnsan sevdikleriyle var olur, çok olur, sonsuz olur. Sabit fikirli beyninde her şeyi bitirmiş bir sevdiğin varsa ona dorularınızı anlatmak büyük risktir vesselam . Ben böyle durumlarda Allah’a sığınarak kendimle konuşuyorum . Hakkaniyetli davran, Allah'ın rızasını gözet ve nefsini saf dışı bırak. Doğru o zaman en net haliyle çıkacaktır karşına. Kendime hep bu telkinlerle dostlarımla sohbet etmeye çalışıyorum. Ne kadar başarılı olabiliyorum elbet muamma ama karşımdaki insanın ve hatta onun çevresindeki insanların da hakkını gözeterek bakmaya çalışıyorum yaşanan hadiselere.
Sevgili Canlar
Şu yalan dünyada en korktuğum şey kul hakkıdır . Derviş Yunus'un dizeleri çınlar hep kulaklarımda '' Bir Tek Gönül Yıktın İse, Şu Kıldığın Namaz Değil '' Öyle mühim meseledir ki sevgili dostlar, gönül yıkmak, incitmek, kırmak, farkında bile olmazsınız ama bir insanın, hayallerinin, umutlarının, dualarının sancısı olursunuz. Bedeninde ağırlığa, zihninde karmaşaya, hayatında kavgaya sebep olursunuz. Siz dönüp gidersiniz, hayatınıza kaldığınız yerden devam ederken, ardınızda bıraktığınız o kimse belki kendini bile bulamaz hale gelmiştir.
Sevgili Arkadaşlarım Kıymetli Dostlarım Canlar
Derin mevzularda sohbet ettiğiniz kim olursa olsun dikkat ediniz davranışlarınıza, üslubunuza, duruşunuza. Beni seven Dostlar arkadaşlar ve akrabalar Şunu aklınıza kazıyın ; hiç birimizin başka bir insanın canını yakmaya hakkımız yok. Kılıf bulmaya çalışmayın davranışlarınıza, kılıfı yok ve çok net söylemeliyim ki, affı da yok. Kırılınca bir insan, yanınca canı, önce insanlara güvenmeyi bırakıyor. Sonra herkes ile arasına mesafe koyuyor, tek başına geçemiyor engebeli yolları ve kapatıyor tüm kapıları. Tek başına kaldığını anlıyor koca dünyada ve yeniden sevmeyi bırakıyor. Soğuyor, yoruluyor, kalbi paramparça oluyor. Sizin güle eğlene yaşadığınız hayatta yavaş yavaş kayboluyor. Anlatmaktan ve anlamaktan vazgeçiyor .Kelimeler manasını kaybediyor susuyor. Küsüyor işte, öyle sandığınız gibi şımarıklık değil, küçümsediğiniz gibi üç beş kişilik de değil, tüm dünyaya, kendisine, yarınlarına küsüyor. Şimdi elinizi vicdanınıza koyun , arındırın nefsinizi her şeyden biraz kendi muhasebenizi yapın. Yarı yolda bıraktıklarınızı, size ihtiyacı varken sırtınızı dönüp gittiğiniz kimseleri, düştüğü yerde çırpınırken umursamadıklarınızı, terk ettiklerinizi, çok kolay yargıladıklarınızı, hiçe saydıklarınızı düşünün şimdi konuşma hakkı tanımadıklarınızı, sizin konuşmanızı bekleyenleri, sizden dolayı düne dair bütün hatıralarını silmek isteyenleri , hiç aklınıza getirmiyor olabilirsiniz tüm bunların ben miyim müsebbibi diye eliniz vicdanınızda ise duyacağını o sesi; evet sizsiniz bunların tüm müsebbibi.
SAYGILARIMLA VESSELAM