Sevgili Arkadaşlarım , Kıymetli Dostlarım , Canlar
Kurban bir ibadettir. Hem de sosyal yönü ağır basan bir ibadettir. Hac Suresi’nin 37’nci ayetine baktığımızda kurbanın Allah’a kulluk, O’na bağlılık, emirlerine sadakat, bu yolda fedakarlık olduğun anlıyoruz. Aynı surenin 26’ncı ayetinden de yoksulların pahalı bir besin maddesinden faydalandırılmasının önemini idrak ediyoruz. Basiret sahibi herkes bilir ki, vatandaşları Müslüman ülkelerde sadece Kurban Bayramı’nda et yeme imkanına kavuşan milyonlarca insan olduğunu unutmamalıyız.
Sevgili dostların, canlar
Bayramlar güzeldir lakin gidilecek bir baba evi, ana sofrası varsa daha da bir güzeldir. Kurban kesmek güzeldir amma nefsimizi kurban edebilirsek, kaç kilo et çıktığından ziyade evine et girmeyen kaç çocuğun yüzünün güldüğünü görebilmek daha da bir güzeldir. Bayramda mesaj atmak güzeldir Fakat aramak, mümkünse gitmek, gidince şöyle sıkı sıkı kucaklaşıp sarılmak daha da bir güzeldir. Bayramda arayanı olmayanı aramak, kapısı çalınmayanın kapısını çalmak, işimize yarayacak olanın değil Allah’ın hoşuna gidecek olanları arayıp sormak daha da bir güzel değil mi? dostlarım.
Dinimizi yaşamanın en kestirme yolu, Peygamberimiz Efendimizi çok iyi tanımak, sözlerini çok iyi anlamaktır. Bakın, Peygamber Efendimiz bir hadisinde ne buyuruyor: ‘’Ey Allah’ın kulları! Kardeş olunuz... Müslüman, Müslümanın kardeşidir. Ona zulüm ve haksızlık yapmaz. Yardımını kesmez. Onu hakir görmez. Müslümanın kardeşini hor ve hakir görmesi, bir kimseye şer olarak yeter. Her Müslümanın kanı, malı ve ırzı başka Müslümana haramdır.”
İhlas, hangi amel olursa olsun, kendisiyle Allah’ın kastedildiğidir. İhlasla yapılan amel, meleğin yazmak için bilmediği, düşmanın bozmak için tanımadığı, nefsin de kendisinden haberi olmadığıdır.
Sevgili Arkadaşlarım , Kıymetli Dostlarım , Canlar
Kurban, insanın ruhunu kaplayan dünya ve madde sevgisini kesip atmanın ve hepsini Allah yolunda feda etmenin işaretidir. Allah’a ulaşacak olan kurbanın eti, derisi, kanı değil, kurban vesilesiyle kulunun takvasıdır. Bundan dolayı Mevlana Celaleddin Rumi Hazretleri, “Keçinin gölgesini kurban etmeye kalkışma” diyor. Kurban ibadetinin özünü unutup da sadece şekliyle meşgul olarak kendini avutma, demek istemiştir. Helal kazançla kurbanlarınızı keserseniz Allah’ın izniyle kendinizden ve ev halkınızdan belaya ve cezaya uğrayacakların bu olumsuzluklarını kurbanlarınız onların üzerlerinden uzaklaştırır.
Mevlâna bir nasihatinde bizlere şu hatırlatmalarda bulunur. Namaz kılanlara der ki: “Muttakiler tekbir getirip namaza başlayınca, kurban gibi bu dünyadan çıkıp gittiler. Sen de onların ardınca ilerlemek için mihraptaki mum gibi kıyam ederek namaz kıl. Bilesin ki, namaza başlarken Allah-u Ekber demenin manası şudur: Ey Allah’ım! Biz senin huzurunda kurban olduk.”
Nasıl ki kurban keserken Allah-u Ekber deriz. İşte öldürülmeye lâyık olan nefsi kurban ederken de bu sözü söylüyoruz. Kurbandan maksat, Hz. İbrahim ve Hz. İsmail aleyhi selamın serüvenini hatırlamak, onlardaki ilahi hikmetten nasiplenmek, teslimiyetle kulluk yapmaktır.
SAYGILARIMLA VESSELAM