Sevgili Arkadaşlarım, Kıymetli Dostlarım, Canlar,
Bazen kendime çok kızıyorum. Sustuğum yeri yanlış bulduğum gibi konuştuğum yeri de yanlış bulduğum oluyor. Ne zaman bu şekilde ikilemde kalsam karşımdakini şaşkına çevirecek kadar tavizkar oluyor ya da savunmada kalıyorum. İşte o zaman kendimle baş başa kalınca soruyorum, ‘’Ben niye böyleyim?’’ diye…
En önemli iki soruyu sürekli kendime sorabiliyorum: “ Mutlu muyum?“ ,“Benim için şu anda en iyi olan ne?.“ Her gün şükrediyorum ve kendime şunları söylüyorum, hayatı seviyorum, kendimi ve insanları seviyorum, sahip olduğum her şeye minnettarım ve elimden gelenin her zaman en iyisini yapmaya çalışıyorum. Bir kusurum veya hatam var ise, bunu da büyük bir olgunlukla karşılamaya hazırım. Her gün yeni bir gündür. Her gün yaşanmamış bir gündür. Sizde kendinizin, sahip olduklarınızın, hayatın, sevdiklerinizin kıymetini bilin, keyfini çıkarın. Başkalarına imrenme çok kimseler var ki senin hayatına imreniyorlar. Hayatın her anının değerini bilin ve gereksiz yere harcamayın.
Sevgili Dostlarım, Canlar,
Aslında oldukça kötü bir gün geçirdim. Çok yorgunum. Bu hepimizin başına gelebilir. Buna hayat diyebiliriz. İnsan sürekli başarılı, mutlu, huzurlu olabilir mi? Hiç sanmıyorum.
Her insan mükemmel midir? Neye göre? Kime göre?
Dürüstlük, kişisel ilişkilerden toplumsal ilişkilere, ticari ve mesleki faaliyetlerden kamu görevlerine kadar hayatın bütün alanlarını kapsayan ve mutlaka riayet edilmesi gereken bir erdemdir. Bu neden ile niyette ve düşüncede, özde ve sözde, işte ve davranışta dürüst olup, her türlü sahtekârlıktan sakınmak, dinin ve insan olmanın bir gereğidir. Unutulmamalıdır ki, işçi-işveren, amir-memur, eş, dost, arkadaş ve komşular birbirlerine güvenmezlerse, böyle bir toplumda huzur ve mutluluktan söz edilemez.
Yaşamımda kontrolü çok severim. Her şeyi kontrol etmeye çalışırım. Bu neyi sağlar? Başarısızlığı önlemeyi mi? Egoyu beslemeyi mi? Risk almamayı mı yoksa hayatın tüm zorluklarını kendime ispat etmeye mi? Cevabını bilmiyorum. Ama böyle mutluyum.
Ben bu mesleğe girdiğimde daha olgundum hayat tecrübem bir hayli fazla idi. Tepkilerimi kontrol edebiliyorum. Duygularımın farkındayım. İç sesimi dinlemenin önemini anlayan, tepki vermeden önce düşünen bir kişiyim. Her şeyimi kontrol edebiliyor muyum? Tabii ki hayır. Yaptıklarımdan pişman mıyım? Hayır. Başkaları eleştiriyor mu? Evet. Neden? Herkes gibi olmamı istiyorlar. Ben ise herkes gibi olmak istemiyorum. Kendim gibi olmak istiyorum. Her şeyi kontrol etmenin en güzel yanı. Kendiniz gibi olmak ve insanların size uymasını sağlamaktır. Doğru mu? Hayır. Her şeyden önce insanların toplumdaki ilişkileri kendin olmayı bilmekle gelişir. Kendisi olmayı becerenlerce güzelleşir ve böyle bir toplumda yaşamın tadına doyum olmaz her halde. Öncelikle insanın kendisi olmasını öğrenmek gerekir öyleyse. Ben hep kendim olmayı seviyorum ve de hep kendim olacağım bazıları sevmese de.
Sevgili Arkadaşlarım, Kıymetli Dostlarım, Canlar,
Bir insan niye yaşar? Sadece temel ihtiyaçlarını karşılamak, ailesi ve çocuklarıyla zaman geçirmek, şanslı ise torunlarıyla oynamak için mi? Belki evet belki hayır. Her şeye sahip bir insan neden mutsuz olur ve yalnız ölür? Bu sorunu cevabı net başkalarına göre yaşamak. Bu meslekte gördüğümü görmezden gelmek benim zoruma gidiyor. Bilmek istiyorum, çözmek istiyorum büyük sorunları. Aslında bana ne diyebilmek en güzel bu camiada ama yapamıyorum. Benim sevdiğim ve kızdığım yanlarımın bu kadar karmaşık olmasından yoruldum. ‘’Ben niye böyleyim?’’
Ben bugün bu gönül rahatlığını yaşayamıyorum. İnsanlarımızı birbirlerinin peşine düşmüş görüyorum. Dedikodu almış başını gidiyor. İnsanlar yüzlerine söylemediklerini arkadan konuşmayı meslek haline getirmişler. Yakın zamanda insanların birbirlerini gammazladıklarını görürsek hiç şaşırmayalım. Sizleri bilmem ama ben bugünlerde bunun endişesini yaşıyorum doğrusu. Sanki bir el değdi bize de birlikte yaşama ülkümüzü kaybediverdik birden. Allah Kur’an da “Ben sizin ufak tefek günahlarınızı affederim. Amma Kul hakkı yerseniz affedemem. Siz o günahlarınızı O kişiyle anlaşarak giderirsiniz.” der.
Yüce dinimiz İslam’ın öngördüğü insan tipinin temel özelliği doğruluk, dürüstlük ve güvenilirliktir. Hud Süresinin 112. ayetinde; "Öyle ise emrolunduğun gibi dosdoğru ol. Beraberindeki tevbe edenler de dosdoğru olsunlar. Hak ve adalet ölçülerini aşmayın. Şüphesiz O, yaptıklarınızı hakkıyla görür" buyruyor.
Sevgili Peygamberimiz de bir çok hadislerinde müminlere dürüstlüğü emretmişlerdir. Sahabeden biri Peygamberimize gelerek; "Ey Allah’ın Rasulü! İslam hakkında bana öyle bir söz söyle ki, senden sonra artık hiç kimseden bir şey sormaya ihtiyacım kalmasın" demesi üzerine, Rasulullah, "Allah’a inandım de, sonra da dosdoğru ol" şeklinde karşılık vermişlerdir.
Bu Allah öğüdü Hepimize ders olsun Hakka hakkaniyete bağlı kalarak yaşayalım.
SAYGILARIMLA VESSELAM