Sevgili Arkadaşlarım Kıymetli Dostlarım Canlar
İyi niyetin ve samimiyetin bizim toplumumuz kadar hor görüldüğü, yanlış anlaşıldığı başka bir toplum daha var mıdır bilemiyorum. Herkese iyi olmaya, adil olmaya çalışarak saygınlık ve sevgi kazanmanız mümkün olmuyor. Aksine her iyi niyet diğerinin gözünde senden bir şeyler eksiltiyor. Senin iyi niyetin ezildiği gibi seni hor görmesine de neden olup zayıflık ve acizlik olarak algılanıyor.
“İyilik yapma, görevin olur” demiş büyükler. İyi niyetle yapılan her şey vasat insanlar tarafından suiistimale açıktır bizde. Hele ki bu bedavaya sunulan hizmetse, Yaptığınız hiçbir şeyin değeri ve kıymeti yoktur. Kendinizden verdiğiniz ödün kendinize zarar olarak döner.
İyilik her zaman iyilik değildir yani…
İyiliğin iyilik olması için karşıdaki kişinin bunu anlayabilecek alt yapısının olması gerekir. Sizin verdiğiniz öz verinin ve değerin takdirine açık değilse, değer nankörlük olarak karşınıza dikilir.
Nankörlük edip iyiliği inkar ederler. Bir ömür birisine iyilik edersin, sonra senden ufak bir şey gördüğünde, senden hiç hayır görmedim der ve birde üstüne üstelik seni suçlu çıkarır. Bu hakikatin karşısında herkes şükreden kullardan olmak ister. Ancak pek çok insan Şükürsüz olduğunun farkında bile değildir. Bunun sebebi de muhasebe kültürü olmamasından veya şükrü ve nankörlüğü belli bir kalıba sokmalarından kaynaklanmaktadır.
Kıymetli Dostlarım Canlar
İyilik, toplumda gelenek-göreneklerde ve tüm din kitaplarında, insanların öğrenmesi gereken doğru bir vasfı olarak öğretilse de iyi olmanın bu kadar kötüye kullanıldığı bir dönemde iyiler genelde takdir değil sorun yaşarlar. Yani kimse yüceltmez iyi olanı… Siz kendinizi sıkıntıya sokacak biçimde birisine yardım için uğraşsanız bile o kişi bunu zayıflık olarak görüp en kıza zamanda size dirsek çevirmekten hicap duymaz. Hakkettiği kadar, gerektiği kadar ve en önemlisi de takdir edildiğini kadar iyi niyetli olmak gerekir. Çünkü sömürücü ve kullanıcı olanlar, iyilik yapan insanın iyiliklerini bir süre sonra iyilikten çok olması gereken, sıradan, rutin olarak görürler. O nedenle iyilikbilmez birine elinizi verirseniz, kolunuzu koparabilirler. İyilik her insanı iyileştirmez, çoğunu biraz daha nankör yapar, Kardeşinizde olsa arkadaşınızda olsa kime ne verdiğinize dikkat etmeniz gerekmektedir.
Sevgili Arkadaşlarım Kıymetli Dostlarım Canlar
Karşındaki insanının Kalbin ne kadar temiz olduğunu yaşayarak öğrenirsin önceden görebilmek için müneccim olman gerekir. Açıp görmek ne mümkün kalbin niyetini ama bir biçimde ele veriyor hal dilinde kendini. Yüzüne, gözüne, eline, beline, sesine, soluğuna yansıyor hinliğini.
Ne kadar saklarsa saklasın, ne kadar fesatlık içinde gizlerse gizlesin insan benliğini bir yerden sızıyor kalbinin kiri, ele veriyor kendini, açık ediyor aslında gerçek karakterini. O tip insanlar kötü niyetini kendini kendine sakladığını sanır, başkasının fark etmediğini, göremediğini düşünür nankörlüğünü ve ihanetini. Ağzından çıkanlardan daha çok çıkmayanların kendini ele verdiğini çoğu zaman fark etmez, kendi içinin dışa nasıl yansıdığını farkına bile varamaz zavallılar.
İnsanın haddini bilmesi çok önemli bir mesele.
İnsan olan insan kendine şu soruları soruyorsa insandır değilse nankör lükle sonu harapolmaktan sal kaçamaz.
Benim yüzümden çevremdeki insanlar zorluk yaşıyor mu?
Benim hangi davranışlarıma ya da duygularıma tahammül etmek zorunda kalıyorlar” diye sorguya çekmeli insan kendi kendini…
Ben çevremdeki insanların hayatında ne tür bir etki bırakıyorum, benim hangi olumlu ya da olumsuz davranışlarıma katlanmak zorunda kalıyor diye inceden inceye düşünmeli “Ben” sorgusu çok önemli, ben insanlara ne hissettiriyorum? Diye
Sabrın sonu selamet derler ya, işte o öyle değil, Sabrın sonu yok çünkü selamete falan da kavuşmaz genelde. Düzelir, iyileşir, büyür, gelişir, güzelleşir, olgunlaşır diye sabretmek asla asla iyilik getirmiyor. Tam aksine yakın çevresinin tahammül ettiğini ve sabrettiğini fark ettiğinde daha da yüzsüzleşip arsızlaşıyor. Gözümüzün içine baka baka yapılan kötülüğe, yenen hakka, hatta zulme, suiistimal edilen her iyi niyete, üzerimize bindirilen her yüke, her güzel duygunun katledilmesine, bizi ezen, değersizleştiren, küçülten, kendimize olan saygımızı yok eden, yani o insanlardan gelen durumlara gösterdiğimiz sabır asla selamet değildir.
SAYGILARIMLA VESSELAM