Sevgili Arkadaşlarım, Kıymetli Dostlarım, Canlar,
Bu haftaki yazımda “dürüstlük” değeriyle sizlerle olmak istedim. Dürüstlük; bütün toplumlarda insanların davranışlarına ve söylemlerine yönelik aranan bir özellik değil midir? Dolayısıyla dürüst olmayan, yalan ve sahte olan insanlar hiçbir toplumda kabul görmeyen insanlardır. Özellikle sözde doğru olma hassasiyeti, karakterimizi dürüstlük kavramıyla oluşturmanın en iyi yoludur. Çünkü sözdeki doğruluk, davranışta da dürüst olmanızı etkilemektedir. Dürüstlük, herkes tarafından farklı tanımlanan bir değer olsa da genel olarak doğru olanı seçmek, doğru olan davranışlara yönelmek, özü ve sözü bir olmaktır.
Hz. Mevlana’nın dediği gibi; ‘’ Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol.’’
Dürüst kişi, kendini olduğu gibi gösterir. Kendini olduğundan başka göstermek sahtekârlık ve ikiyüzlülüktür. İnsanı erdemli kılan, toplumda saygın bir yer edinmesini sağlayan tek gerçek dürüstlüktür. İşte bu yönüyle dürüstlük, bir karakter meselesidir. İnsanın kumaşı ne kadar güzel dokunmuşsa karakteri de o kadar berrak ve net olacaktır.
Sevgili Arkadaşlarım,
Dürüstlük, toplumsal ilişkilerimizi düzenleyen ahlak kurallarından biridir. Dürüst olmak, verilen sözleri yerine getirmek, yalan söylememek yaptıklarını yapmamış gibi göstererek insanlara yaranmak sahtekârlığın daniskası değil de nedir? Beyler yapılan her iş ya da davranış dürüstlük temeline dayanmadıkça, gerçek anlamda başarı olamayacaksınız bir gün yaptığınız ihanet gün yüzüne çıkacaktır ve çıktıda. Şunu asla aklınızdan çıkarmayın beyler, gerçek başarının temeli dürüst olmaktan geçer. Eğer hayatta başarılı olmayı gerçekten istiyorsanız bilmelisiniz ki, dürüstlük başarıya ulaşmanın en iyi ve en güzel kalıcı yoludur.
Kurumun içerisinde veya dışarısında huzurlu, mutlu ve güven içerisinde bir hayat sürebilmek için birbirimize karşı dürüst davranmak zorundasınız. Çünkü mutlu ve güvenli bir ortama ulaşmanın yolu da insanların dürüstlüğü benimsemiş olması ile mümkündür.
Kıymetli Dostlarım, Canlar,
Özü sözü bir olan dürüst insanların, güzel davrananların, iyilik yapanların toplumda daha güzel karşılık bulacağından kimsenin zerre kadar şüphesi olmasın. Onlara başkalarından hiçbir zaman kötülük gelmez. "Kalbimizde Allah'ın nuru vardır, onun adı da vicdandır. Vicdansız olunca, orada bir boşluk mu oluyor? Yoksa nefretle mi dolu orası da vicdan sığmıyor? Vicdan kaskatı olunca neyin üzerine inşa ediyorsun karakterini? Neler yapıp ettiğini seninle birlikte bilen, mahremini gören, iç şahit gözleri hep açık. Asla uyumayandır vicdan.
Hayat bana hiçbir olayı görünen üzerinden değerlendirmemeyi öğretti.
Bir şeye sahip olmak değil, layık olmak önemli. Uçtuğunu düşünmek ile uçmak arasında devasa bir fark var. Yolunu bilmeyen için yol fark etmez. Her yol yanlış, her yol doğrudur. Hepsi yoldur ve hiçbiri yol değildir. Yolda olmak başka, yolculuk bambaşkadır. Arzularının yangınları içinde yürür insan. Yolda olmak yetmez. Sonuca nasıl gideceğini görmek gerek.
Kimileri gelecekten bahsediyor ama kastettikleri geçmiş aslında. Geçmiş hiçbir zaman ölmüş değildir. Anlamak affetmek demek de değil.
Sevgili Arkadaşlarım, Kıymetli Dostlarım, Canlar
Bizi zengin yapan kazandıklarımız değil, muhafaza ettiklerimiz. Bizi bilgili yapan okuduklarımız değil, özümseyebildiklerimiz. Düşünmek başka, düşlemek bambaşkadır. Köylülük başka şehirlilik bambaşkadır. Kendisi hiçbir iş yapmayan, iş yapana da mutlaka kusurlar bulan anlayışın egemen olduğu kültür, ancak sahtekârlarda var olandır.
Yaptığından pişman olmak başka, yapmadığından pişman olmak bambaşkadır. Anladığını sanırsın, oysa yalandır. Çünkü insan hayatta hiç yaşamadığı güzellikteki şeyleri anlamakta zorlanır. Nasıl ki olmayan bir şey hakkında konuşmak onu var etmeyecekse, olan bir şey hakkında konuşmamak da onu yok etmez.
Yalan anlaşıldığında yalan olur. Yalan olduğunu bilsen dahi inanmış gibi görüneceksin bu tip insanlara. Onu sonuna kadar dinleyeceksin, niçin yalan söylediğini anlamaya çalışacaksın. Bazen yalanın, insanın özünü gerçeklerden daha çok açığa vurduğunu unutmayacaksın.
Vefa kalbin hafızasıdır. Gönüllere dokunacaksa gönülden gelmelidir. Kural çok basit; sana yapılmasını istemediğin bir şeyi başkasına yapmayacaksın. Atalarımız istediğini söyleyen istemediğini işitir derler.
Bu yazımızı şöyle bir hikâye ile sonlandıralım.
Çok eskiden Ateş, Su, Gerçek ve Yalan büyük bir evde beraber yaşarlarmış. Her ne kadar birbirlerine nazik davransalar da aralarına mümkün olduğu kadar çok mesafe koymaya çalışırlarmış. Gerçek, odanın bir yanında oturursa, Yalan, diğer yanında otururmuş. Su, Ateş’in ayaklarının altında dolaşmamaya sürekli özen gösterirmiş.
Bir gün birlikte ava gitmişler. Büyük bir sığır sürüsüyle karşılaşmışlar ve elbirliğiyle hayvanları çevirip köylerine sürmeye başlamışlar. Otlaklarda ilerlerken, Gerçek, “Hayvanları eşit paylaşalım. En hakça olanı bu” demiş. Yalan dışında herkes Gerçek’e katılmış. O, payının diğerlerinden fazla olmasını istiyormuş ama şimdilik ağzını açmamaya karar vermiş.
Köye doğru yollarına devam ederken Yalan gizlice Su’ya yaklaşmış ve fısıldamış. “Sen ateşten güçlüsün. Onu ortadan kaldır, geriye kalanların payına daha çok sığır düşsün.”
Su köpürerek, fokurdayarak ateşin üzerinden akmış ve onu söndürünceye kadar durmamış. Payına daha çok sığır düşeceğini düşünerek keyifle kıvrılıp dolanarak akmasına devam etmiş. Bu arada Yalan Gerçek’e şu şekilde fısıldıyormuş. “Bak! Gördün mü? Su Ateş’i öldürdü! Sıcak yürekli arkadaşımızı gaddarca söndüren Su’yu arkada bırakalım. Sığırları dağın zirvesinde otlatmaya çıkaralım.”
Gerçek ve Yalan dağa tırmanmaya başlamışlar. Su onlara yetişmeye çalışmış. Ama dağ çok dikmiş ve Su yukarı doğru akamıyormuş. Sıçraya kıvrıla, kendi kendinin üzerinden geçerek aşağıya doğru akmaya başlamış. Su hâlâ bugün bile kıvrılarak dağdan aşağı akmakta. Gerçek ve Yalan dağın zirvesine varmışlar. Yalan, Gerçek’e dönerek, yüksek sesle, “Ben senden güçlüyüm! Sen benim hizmetkârım olacaksın! Ben de senin efendin! Sığırların hepsi benim!” demiş. Başlamışlar dövüşmeye... Yıllardır da Yalan ile Gerçek’in kavgası bitmemiş bitmeyecektir de. Yalan çok güçlü olduğunu zannedip Gerçek’in duyulmaya çalışmaktan vazgeçtiği yerlerde devam edecektir.
SAYGILARIMLA VESSELAM.