Hayatımıza giren çeşit çeşit insan var. Her birinin değişik karakter yapısı, ruhsal olgunluk durumu, kültür düzeyi, iletişim anlayışı, söz söyleme ve dinleme alışkanlıkları var. Sorunlar da bir o kadar çeşitli, mutluluklar, mutsuzluklar, yalnızlıklar, çaresizlikler var. Her biri için çözüm yolları da o denli birbirinden farklı. Ancak tüm sorunlara, yaşamın zorluklarına, monotonluğuna, yalnızlık acısına, korku ve endişelere iyi gelen tek ilaç var: Arkadaşlıktan da öte gerçek bir dostluk.
İnsanın sorunları çözülmesi zor bir yumak haline gelmişse tek çaredir iyi bir dost. Dost dediğimiz su gibi, ekmek gibidir. Yaşamın vazgeçilmez bir parçasıdır. Senin ona ne zaman ihtiyacın olduğunu bilir ve anında yanında olur. Bir süre aramasan da kırılmaz, darılmaz, sevgisi eksilmez. En darda olduğunda ya sesiyle, ya düşünceleriyle ya da varlığıyla hemen yanı başındadır. Dostumuz kalbimizin ve beynimizin yaşam enerjisidir. Sahip olduğumuz şeyleri paylaşabileceğimiz, inanacağımız ve kendisine zaman ayıracağımız kişidir. “Dostluk” ekonomik ve sınıfsal farklılıklar gözetmeksizin mutluluğun gerçek tanımıdır.
Sevgili Dostlarım ,Canlar
Dost ile sohbet, yardımlaşma, birbirine güç vermek, farklı düşüncelere sahip olunsa da birbirini olduğu gibi kabul etme, birbiri için var olma yaşama anlam katan özelliklerdir. Dost, kişinin dünya ile arasında yaşadığı kaçınılmaz çatışmaların yorgunluğunu ve acısını az da olsa azaltır. Çünkü dost insan için güvenli bir sığınaktır, sadakattir, paylaşımdır. Yaşamın farkındalık düzeyini renklendiren manevi kapısıdır. Dostluk yaşamın umududur. Yalnız üzülerek belirtmeliyim ki, kırk yıllık dostların birbirini yok saydığı, selamı bile esirgediği günleri yaşıyoruz. Hesap yapmaktan, çıkar ilişkilerini izlemekten dostluk kurmaya zaman ayırmayanların sayısı hızla artıyor. Oysa dostluk ya da dostlarımız tam da böylesine, bireysel çıkarların insani duyguların önüne geçtiği günümüz dünyasında insani değerlerimizin, birikimlerimizin, kültürel kimliğimizin çürümesine set çeker.
Dostluğa ve dostlarımıza sahip çıkarsak, yaşama sevincimize artı güç, enerji kazandırırız. Mutlu oluruz . Herhangi bir tanıdık ya da arkadaşı geç vakitte ararsak rahatsız olur, bunu anlarız. Dost ise, “Derdini anlatmak için neden bu saate kadar bekledin?” diye sorar. Tanıdık, bir tartışmadan sonra her şeyin bittiğini düşünür. Dost ise sizi tereddüt etmeden ve zaman yitirmeden arar.
Sevgili Arkadaşlarım Kıymetli Dostlarım Canlar
Dostluk, yaşamın gri-karanlık yönlerine ışık olur, dağıtır. Yaşam sevincimiz, mutluluğumuz arkadaş ve dostlarımızın sayısı oranında artar. Onlara sevgi ve destek vererek gönüllerimizi rahatlatır ve iç huzura kavuşuruz. Günümüzde modern kişilerin ilgi alanları, yükümlülükleri, bakış açıları, kişiliklerinin çeşitliliği dostlar arasında bazı anlaşmazlıklara yol açabilir. Bunu aşmak için, Hoşgörü Empati Anlayış Sevgi ve gerektiğinde susmak ve susarak cevap vermek en iyi yollardır. Cep telefonlarına ve bilgisayarlara kilitlenen insanlar buralardan aldıkları temelsiz ve zahmetsiz bilgilerle, fırsat buldukça çok fazla konuşuyorlar. Oysaki dinlemeden konuşmak dostluğun ve insan ilişkilerinin acımasız düşmanıdır.
Dostla ile Sohbet deyip geçmeyelim. Dostça, Arkadaşça. Konuşmak, yarenlik etmek, dozunda kalmak şartıyla dertleşmek günümüz insanının en büyük ihtiyacıdır. Beyin yorgunluğunu azaltır, mutluluk verir. “İnsan insanın pasını alır” deyişi çok doğrudur. Sohbet tanımadığımız kişileri tanıma fırsatıdır. “Sorma kişinin aslını, sohbetinden bellidir,” tanımlaması da gene çok doğru bir sözdür . Dostça kalın
SAYGILARIMLA VESSELAM