Sevgili Arkadaşlarım Kıymetli Dostlarım Canlar
Toplumun büyük bölümü cahil olunca din maskesini takmış birkaç soytarı, ekonomiyi, tarihi, bilimi, eğitimi işine geldiği gibi çarpıtıyor, bu yalanlarla saf insanlarımızı kandırıyorlar. Çoğunluğu okumayan ve araştırmayan bir toplum olduğumuz için, maalesef cahil insanlarımız söylenen her şeyi doğru olarak kabul ediyorlar. Resmen adeta çürüyen bir toplum olma yolunda ilerliyoruz.
Neyse ki bir teselli olarak sosyal medya gibi bir mecra var da, bu yalanlara karşı gerçekleri yazan birileri de çıkıyor.
Sevgili Arkadaşlarım
Ömür dediğin şey tıpkı bir gün gibi gelip geçiyor. Kaç yaşına kadar yaşarsan yaşa, bir gün mutlaka o sona ulaşacağız. Önemli olan bu süreçte nasıl yaşadığın ve Dünya’da ne izler bıraktığın. Arkanda Güzellikler mi, yoksa kötülükler mi bıraktığın . Büyüklerimiz zamanında “ İnsanın değerini varlığı değil, yokluğu gösterir. Unutma, yokluğu güzel anılmayanın varlığı da gereksizdir.” Demişler
Varlığında çevresinde maddi ve manevi iz bırakanlar insanların gönlündeki nadide köşesindeki yerini alarak bıraktıkları eserlerle anılmaktadır. Misal olarak Mevlana aşkın ve sevginin sıcaklığını 700 yıldır insanlara vermeye devam ediyor. Mustafa Kemal Atatürk ise “Bir şahsın yaşadıkça memnun ve mutlu olması için lazım gelen şey, kendisi için değil, kendisinden sonra gelecekler için çalışmasıdır.” diyerek, aynen söylediği gibi müthiş yokluklar ve zorluklar içinde, üstelik hastalıklarla da boğuşarak bütün hayatını Türk Milletine adamıştır. 57 yıl süren yaşamında Türk tarihini, hatta Dünya tarihinin akışını değiştirmiştir.
Kıymetli Dostlarım , Canlar
Bugün çoğu İslam ülkesi neden bu kadar geri ve insanlık yararına hiçbir buluşları yok? Akıl ve bilimden uzak kaldıklarından dolayı değil mi? İnsanlık için en hayırlı olan ise toplumun refahını arttırmak ve gelecek için ortaya maddi ve manevi çalışmalar yapmak. Yoksa bugünkü gibi her gün “ALLAHÜ EKBER!” diyerek birbirlerini öldürmeye devam edip giderler. Özellikle inanç konusunda hassas olan Konya’da yıllardır yalanlarla, kendi halkını soyup soğana çeviren ve kurumun kaynaklarını talan edenlerle yönetilmiyor mu ? O insanlar şimdiye kadar da bu düzenle yönetimde kaldıklarına göre başarılı olduklarını da söyleyebilirim. Ama artık deniz bitti. Ekonomik veriler her geçen gün dibe vuruyor. Cumhuriyet döneminin en büyük krizini yaşıyoruz. Freni patlamış kamyon gibi tepe taklak yokuş aşağı gidiyoruz. İlkesizlik ve kalitesizlik aldı başını gidiyor. Yalancının mumu yatsıya kadar yanar, derler. Bu kötü gidişi yalanlarla kapatmaya çalışanlar, gerçeklerin er geç açığa çıktığında idareciler yaptıkları karşısında nasıl hesap vereceklerini nasıl yalan uyduracaklarını çok merak ediyorum.
Fussilet Suresi 46. Ayetinde Yüce Allah Buyuruyor : “Kim iyi bir iş yaparsa kendi lehine iyilik yapar. Kim kötülük yaparsa kendi aleyhine kötülük yapar. Rabbin hiçbir insana yapmadığı şeyler nedeniyle ceza vererek zulmetmez.”
Yapılan iyilikte unutulmaz kötülük te. Biz iyi olalım da kötülerin hesabı elbet mahşer de sorulur. Biliyor, görüyor ve inanıyorum "Allah yarına bırakır ama yanına bırakmaz."
Yazıyı Hz. Mevlana’nın şu dizeleri ile bitirmek istiyorum:
“Kazandıkça bölüşemiyorsan, elini sorgula.
Konuştukça kırıcı oluyorsan, dilini sorgula.
Yürüdükçe menzilden çıkıyorsan, yolunu sorgula.
Ömür geçtikçe yerinde sayıyorsan, gününü sorgula.
Sevildikçe vefasızlaşıyorsan, gönlünü sorgula.
Hangi halde olursan ol, sonunu sorgula.”
SAYGILARIMLA VESSELAM