Sevgili Arkadaşlarım Kıymetli Dostlarım Canlar
Konuşma, insanların aklını kullanma sanatıdır. Yeri geldiği zaman, konuşmanın ve susmanın zamanını bilmek insanlar için en büyük meziyettir. Diline hâkim olabilmek , sahibini yüceltir. Atalarımız ne demiş: “Söz bilirsen söz söyle sözünden ibret alsınlar, söz bilmezsen sükût eyle seni bir adam sansınlar.” Konuşma üslubu insanın kişiliğini ve seviyesini gösterir. Günümüzde, herhangi bir konu hakkında, bilende bilmeyende, fikir beyan ediyor ve ağzı olan konuşuyor.
Hz. Ali der ki; “Fakirin yanında malından söz etme…
Haddini bilmezler nerede ne konuşacağını bilmiyorlar. Hastanın yanında sağlığını över, Dertlinin yanında mutluluğunu anlatır, Çocuğu olmayan kimsenin yanında çocuklarını över, Atalarımız zamanında deneyimlerini hayat tecrübeleri dolayısı ile kısa ve özlü söz söylerler . Bu atasözlerinden biri de ‘’söz gümüşse sükût altındır’’ atasözüdür.
Kıymetli Dostlarım Canlar
İnsan Laf olsun diye konuştuğu zaman telafi edemeyeceği hatalara düşüyor. İleride pişman olacağın sözleri söylemeyeceksin , keşke söylemeseydim dememek için, her sözü tartıp düşünüp yerinde ve zamanında söyleyeceksin. Gerçekten de haklıda olsan da sonra keşke dememek için önceden iyice düşünmen lazım. Onun için geçmişe dönük keşkelerle yaşamaktansa ileriye dönük belkilerle yaşamak daha iyidir bence. İyice düşünülmeden yapılan iş, çoğu kez insanı zarara ya da geri dönemeyeceği bir çıkmaza sokar ki, o zaman pişman olmak da işe yaramaz. Yani son pişmanlık fayda etmez. Hayatınızda aldığınız kararlar, yaptığınız işler, konuştuğunuz sözler için sonradan pişman olmamak için, iki kere düşünmek lazım. Yaptığınız bir hareketi ya da söylediğiniz bir sözü, ölsem de yapmasaydım diyerek telafi edemeyeceğiniz bir duruma düşmemek için, ağzınızdan çıkan söze çok dikkat etmeniz gerekir. Söz, ağızdan çıktıktan sonra, telafisi mümkün değildir. Değerini bilmediğiniz zaman da, geçtikten sonra telafisi mümkün değildir. Hayatta birini seversiniz, hem de deli gibi. Başkalarının lafına uyarak, onun kalbini kırarsanız, uykusuz kaldığınız geceleri, yaptığınız karşılıklı fedakârlıkları düşündüğünüz zaman size acı verir. Ama gel gör ki kalbi kırılan o insanın acısını dindiremez sizin çektiğiniz acılar. Zaman geçmiştir, telafisi kolay kalay mümkün değildir. Artık geri dönüş yoktur, son pişmanlık fayda etmez.
Bilinen bir hikâyeyi tekrarlamak istiyorum:
“Büyük bir hava meydanının bekleme salonunda genç bir bayan uçağa binmek üzere bekliyordu. Uçağın havalanmasına saatler olduğu için zaman geçirmek üzere bir kitap ve bir paket küçük kurabiye satın aldı. Dinlenmek ve kitabını okumak için VİP salonunda bir koltuğa yerleşti. Kurabiye paketinin durduğu yandaki koltuğa bir adam oturdu, dergisini açıp okumaya başladı. Genç kadın ilk kurabiyesini aldı. Adam da bir tanesini aldı, bayan çok rahatsız hissetti kendisini ve "Sinir şey, havamda olsam bu cüretinden dolayı onu yumruklardım" diye düşündü. Bayan bir kurabiye alıyor adam da bir tane alıyordu. Çıldıracak gibiydi bayan ama olay çıkarmak istemiyordu. Nihayet son kurabiye kalınca kadın "Bu küstah adam şimdi ne yapacak" diye düşündü. Adam son kurabiyeyi aldı, onu ikiye böldü ve bir parçasını kadına verdi. Aaaa, bu kadarı da fazla. Çok öfkelenmişti şimdi, kadın sinir içinde kitabını ve diğer eşyalarını alıp bir fırtına gibi giriş salonuna, oradan da uçağın içine yöneldi. Uçaktaki koltuğuna oturdu. Gözlüğünü almak için çantasını açtı. Ne görsün? Kurabiye paketi açılmamış olarak orada duruyordu. Çok utandı. Çok büyük bir yanlış yaptığını anladı. Kurabiyesinin paketini açmadan çantasına koyduğunu unutmuştu. Adam kendi kurabiyelerini ise hiç sinirlenmeden, yüksünmeden kadınla paylaşmıştı. Kadın kurabiyelerinin paylaşıldığını düşünerek çok sinirlenmişti. Ve şimdi bu durumu açıklama şansı yoktu. Özür dileme imkanı da kalmamıştı.”
Sevgili Arkadaşlarım Kıymetli Dostlarım Canlar, hayatta telafi edemeyeceğimiz dört durum vardır;
2-Söz, ağızdan çıktıktan sonra!
3-Fırsat, kaçtıktan sonra!
4- Zaman, geçtikten sonra!
Bunların Telafisi mümkün değildir. İleride pişman olacağımız şeyleri yapmamak, sürekli keşke dememek, telafisi mümkün olmayan, telafi edemeyeceğimiz durumlara düşmemek için, dikkat!! Kimin yanında ne konuştuğunuza çok dikkat etmelisiniz
Ceneb-ı Allah (c.c) Âl-i İmrân sûresi, 159 ayetinde şöye buyuruyor ;
“Sen huysuz, katı kalpli biri olsaydın, etrafından dağılıp giderlerdi.”
SAYGILARIMLA VESSELAM