Sevgili Arkadaşlarım Kıymetli Dostların Canlar.
Sorumluluk, insanın hayatına yön veren, onu amaçsız yaşamaktan kurtaran bir rehberdir.
Sorumluluk, bir kişinin üzerine düşen görevi yerine getirmesi, başka insanların haklarına ve kararlarına saygı göstermesi demektir. İnsan, dünyaya geldiği andan hayatının sonuna kadar geçen zaman içerisinde birtakım görev ve zorunluluklara sahiptir. İnsanların öncelikle kendi hayatına karşı, sonra da yaşadığı çevreye karşı üstlenmek zorunda olduğu sorumlulukları vardır. Her ne kadar sorumluluk sahibi olma duygusu insanın fıtratında varsa da bunun körelmesi ya da geliştirilmesi insanın elindedir. Sorumluluk duygusu gelişmiş kişiler, sahip olduğu nimetlerle birlikte bazı vazifeleri de yüklenmek, kazandıkları birtakım haklarla beraber sorumluluklar da taşımak durumunda olduklarının farkındadır. Üstlerine düşeni yerine getirdikçe mutlu ve huzurlu olurken, yerine getirmedikleri her mesuliyet, onları derin bir huzursuzluğa sevk eder.
Kimi yüklenir bir türlü atamaz sırtından. Mezara kadar taşır onu. Kimi semtine sokmaz. Gamsızdır bunlar. Nerde sabah orda akşam yaparlar. Sorumluluk gam yükünü yüklenmekmiş. Dertleri, dertlileri dert edinmekmiş. Dertleri zevk edinmek de güzel şey aslında. "Dertleri zevk edindim, bende neşe ne arar."
Rahat yok ki huzur yok ki dünyada. "Dert çok hemdert yok" şairin dediği gibi. Dünya yanıyor, zalimler azgın. Bir şey yapamıyorsun. Kendi kendini yiyorsun. Keşke "duyarsız" olsaydım, diyorsun bazen. İşte o zaman da insan olamazsın. Demek ki sorumluluk duygusu, biraz da insanı insan yapan duygudur. Sorumluluk sahibi insan Vicdanla birleşiyor seni yoruyor, seni koşturuyor. Koş, diyor biraz koş. Sokaktaki bir yanlışı bile düzelt, diyor sana. Kimseye de bir şey söyleyemiyorsun ki.
Sevgili Dostlarım
Sorumlu değilsen sorunlusun, demektir.
Sorumlu kişi emniyetlidir. Ona can da mal da emniyet edilebilir. Sorumsuza emanet verilmez, borç verilmez, hatta kız bile verilmez. İnsan, kendinden sorumlu. Dahası ailesinden, yakın akrabasından, aç açık komşusundan, vazifesinden, nöbetinden, ödevinden, uzak yakın ayağına diken batan kardeşinden de sorumludur. Eğer insani sorumluluklarımızı yerine getirseydik meydan zalimlere kalmazdı.
Sevgili Arkadaşlarım Kıymetli Dostların Canlar
Yunus Emre ne güzel söylemiş: ' Dünya bir pencereydi, her gelen baktı geçti'. Yani dünya hayatı işte o kadar kısa bir süredir. İşte o pencereden kimisi güneşe, geceye, gökyüzüne, tabiata, kainata bakar şükreder hal alır, yol alır. Kimisi yağmura, çamura bakıp sitem eder yolda kalır. Bu pencereyi büyüten, bakış açısıdır yani gönül aleminin genişliğidir. Bu genişliği verecek olan pencereyi de, gözünü de, gönlünü de yaratandır.
Sorumluluk mücadelesini vermeyi göze alamadıklarımızın, daha büyük bir bariyer olarak karşımıza çıkacağını anlamalıyız. Fani keyiflerden fedakarlık etmeden, Yaratanın muhabbeti gelmeyecektir dünyamıza. İnsan olmanın onurunu ve sorumluluğunu hayatının her anında yaşayarak gösteren ve bizlere eşsiz bir örneklik sunan Sevgili Peygamberimiz hadisinde şöyle der; “Kişi dostunun dini üzeredir. Bu yüzdensizden biri kiminle dostluk ettiğine dikkat
etsin.”
İnsanlar iyilik yaparlarsa biz de iyilik yaparız, zulmederlerse biz de zulmederiz.’ diyen zayıf karakterli kimseler olmayınız. Bilâkis iyilik yaptıklarında insanlara iyilik
yapmayı, kötülük yaptıklarında ise onlara zulmetmemeyi içinize (bir ilke olarak)
yerleştiriniz.”
SAYGILARIMLA VESSELAM