Sevgili Arkadaşlarım Kıymetli Dostlarım Canlar
Bu yaşıma geldim, şuncacık kısa hayatın neden bu denli acımasız olduğuna akıl erdirebilmiş değilim. Tüm kötülüklerin atası şeytan diye bir tabir var ya, yaşanılanlara, dünyaya baktığımızda, aslında tüm kötülüklerin atalarının cinsiyet gözetmeksizin insanlar olduğunu gördüm. Hep hayatı acımasız olmakla suçluyoruz ama hayat değil, insanlar acımasız maalesef. Ben hayatı bir aynaya benzetirim eğer siz ona gülümserseniz, o da size gülümser. Hayatını iyileştirmek isteyen herkes ilk önce olumlu düşünmeyi öğrenmelidir. Çünkü, düşünceler inançları, inançlar davranışları, davranışlar da çevre ile etkileşimi belirler. Zihni sağlıklı olanların, bedenleri de daha sağlıklı olur. Dünyada iki büyük güç vardır: biri korku, diğer ise inançtır. Olumlu düşünebilmek için insanın korkularını da yenmesi gerekir. Korkuları yenmenin en etkili aracı ise inançtır. Olumlu düşünce yeteneği öğrenilebilecek bir yetenektir.
Sevgili dostlarım hayatımda kime değer verdimse umutlarımı ve hayallerimi çaldılar. Fedakarlığı hep ben yaptım. Buna rağmen karşıdan kalleşlik ve iki yüzlülük gördüm. Hep benim yanımda olurlar sandım. Fakat işin içine çıkar ve para girince ne dostluk kaldı nede kardeşlik. Meğerse bunca yıl bana karşı gülüşleri sahte, davranışları ise yapmacıkmış. Dışarıdan halimi hiç belli etmesem de içimde fırtınalar estiğinde kalbimin acısını ve sancısını hep derinden hissetim. İyi niyetli olmayı insanlık adına rehber edindim, fakat kaybeden hep ben oldum. Yüreğimde derin yaralar açsa da nefret ve isyandan uzak kaldım. İnsanlar kırılmasın diye hep sesiz ve suskun olmayı tercih ettim. Halbuki ben sizi hep dost bildim. Siz ise dostlukları, akrabalıkları ve kardeşliği ikinci plana iterek menfaat ve parayı tercih ettiniz. Hiç bir suçum olmadığı halde hayat bana bir bedel ödetiyorsa, Allah’ın adaleti de o bedeli size bir gün mutlaka ödetecektir. Şunu da iyi bilin, artık hiç bir şey eskisi gibi asla olmayacak. Bu dünya da yaşadığım ve nefes aldığım müddetçe sizleri affetmem kesinlikle mümkün değildir.
Kıymetli dostlarım Canlar
Bazen insan yapılanları gördüğünde adeta kahroluyor. İnsan hiç ummadığı bir yerden darbe aldığında kendini gerçekten kötü hissediyor. İnsan işte o zaman hayatın değil insanların ne kadar acımasız ve zalim olduğunu anlıyor. Yapılan kötülüklerin karşısında adeta insanın içi acıyor ve nefes almakta zorlanıyor. Sonuçta hepimiz bir insanız ve öyle bir an geliyor ki hayata isyan ediyoruz. Ne kadar iyi niyetli olursan ol olaylar karşısında bir anda acımasız insan olayım diyorsun, olmuyor be kardeşim yapamıyorum, kötülük ve kalleşlik yapmak benim vicdanımda haramdır. İnsanların birbirlerine saygı duyması insan olmanın en yüce duygusudur. Şunu çok iyi bilmek lazım hayatta hiçbir şey sevgi ve saygı kadar değerli değildir. Esasen hayatı anlamlı kılan ve insan olarak bizlere yaşama sevinci veren içimizden gelen o güçlü duygularımızdır.
Hayat o kadar kısa ki umutlarımızı ve hayallerimizi bir kenara iterek yaptığımız yanlışlar ile hayatımızı çekilmez bir halle getirmek kendimize yaptığımız en büyük kötülüktür. Sevginin ve dostluğun peşinden koşarak gitmek her insanı mutlu edecektir. Şunu da iyi bilmek lazım mutluluğun olduğu bir sofrada kötülükler ve kalleşlikler asla barınamaz. Karşımızdaki insanları kırmak ve incitmek kötülüğün peşinden koşan insanların yaptığı acımasızlıktır. Halbuki gönüllerdeki dostluğun açamayacağı hiç bir kapı yoktur. Yeter ki gönüllerimiz ve kalplerimiz güzelliklere hep yakın olsun. İşte o zaman yaşamın ne kadar huzur verdiğini insan mutlaka hissedilecektir. Mutluluğun ve huzurun simgesi gülmektir. Hani hep derler ya bir gülüş dünyaya bedeldir. Onun için gülmek insanın enerjisini artırır ve insana mutluluk verir.
Sevgili Arkadaşlarım Kıymetli Dostlarım Canlar
Zaman o kadar çabuk geçiyor ki peşinden ne kadar koşarsan koş yakalamak asla mümkün olmuyor. Esasen burada zamanla beraber insanın ömrüde su gibi akıp gidiyor fakat biz bir türlü farkına varamıyoruz. Geriye dönüp geçmişe baktığımızda çocukluğumuzun ve gençliğimizin en güzel yıllarını geride bırakarak yeni bir hayat yaşamak zorunda kalıyoruz. Yaşlılık dönemine girdiğimizde ise hayat acımasızlığını bizlere hissettirerek sanki geçmişin intikamını alırcasına sağlık sorunları ile karşı karşıya kalıyoruz. Size yapılan kötülüklere ve kalleşliklere rağmen yine de yaşamak çok güzel bir duygu olduğuna göre hiç bir zaman dürüstlükten ödün vermeden hayata iki elle sarılmak yaşam için mücadele ederek geri kalan hayatınızı güzellikler ile yaşamak için hiçbir sebep yok bence. İnsanlara karşı duygusal davranarak veya yanlış kişilere güvenerek hayatın acımasız tarafını bizlere tattıran o insanlara karşı her zaman tedbirli olmamız gerekmektedir. Hayatın bizlere yaşattığı bu acımasızlığın üstesinden gelebilmek yine insan olarak bizlerin yapması gereken, yanlış bir yerde durmak yerine, doğruların bulunduğu bir yerde olmak bizler açısından hayat ve yaşamak daha anlamlı olacaktır. İnsan oğlu her zaman yanlış ve hata mutlaka yapacaktır. Bilerek hata ve yanlış yaparsan hayat insana hiç bir zaman asla acımaz. Önemli olan yapılan yanlışları ve hataları anlayarak oradan geri dönmektir. İmanı olan, mesuliyet duygusuna sahip bulunan, bunu herkesten çok düşünmelidir. Zira Hesap Gününde boynuzsuz koyun boynuzlu koyundan, mağdur mağdur edenden, güçsüz güçlüden hakkını alacaktır.
SAYGILARIMLA VESSELAM