Bütün elçiler ellerindeki mesajlarla insanda “farkındalık” oluşturmak için gönderildiler.
Ne idi o farkındalık?
Siz birbirinizle imtihan olunuyorsunuz. Dolayısıyla birbirinizin hukukuna tecavüz etmeyin.
Her gönderilen elçi mesajı ve ortaya koyduğu örneklikle zayıf, mağdur ve mazlumların haklarının korunmasına dikkat çekti.
İslam’da kulluğun iki ayağı vardır:
Birisi; hasenat dediğimiz kişisel ibadetlerdir: Namaz, Oruç, Hac, Zekât v.b.
İkincisi; salihat dediğimiz toplumsal ikinci şahıslara temas eden davranışlardır: Adil olmak, komşu hakkı, kul hakkı yememek, işinin hakkını vermek v.b.
Özetle; namaz, oruç, hac gibi kişisel ibadetler Allah’ın huzurunda kestiğimiz çekler gibidir.
O çeklerin karşılığı sadece sosyal hayatta yaratılmışların hukukuna riayet etmekle ödenir.
Namaz/Oruç/Hac gibi hasenatlar kul/komşu/yetim/mazlumların hukukuna riayete dönüşmüyorsa “karşılıksız çek” gibi hükümsüzdür.
Allah Teâlâ, en önemli kişisel farzlardan olan namazın karşılığı olarak “taşkınlıktan ve azgınlıktan uzak durmayı” zikreder:
“(Resûlüm!) Sana vahyedilen Kitab'ı oku ve namazı kıl. Muhakkak ki, namaz, hayâsızlıktan ve kötülükten alıkoyar. Allah'ı anmak elbette (ibadetlerin) en büyüğüdür. Allah yaptıklarınızı bilir.” Ankebut, 29/45.
“Vay haline o namaz kılanların ki, Onlar namazlarının özünden uzaktırlar. Onlar halka gösteriş yaparlar. Hayra da engel olurlar.” Maun, 107/4-7.
Peygamberimiz de “müflis hadisi” ile “karşılıksız çek” olayına dikkat çekmiştir.
Ey iman edenler dikkat!
Bir ton namaz/oruç/hac/umre ile ahrete gidip orada çok büyük bir sürprizle karşılaşmayın!
Oranın telafisi yok, oradan dönüş yok.
Sakın haaa!!!
Could “the Biggest Surprise” Be Awaiting Us?
All messengers were sent to raise "awareness" among people with the messages they had.
What was that awareness?
You are being tested with each other. Therefore, do not violate each other's rights.
Each ambassador sent drew attention to the protection of the rights of the weak, victimized and oppressed with his message and example.
Servanthood in Islam has two pillars:
Someone; What we call good deeds are personal acts of worship: Prayer, Fasting, Hajj, Zakat, etc.
Latter; What we call righteousness are behaviors that touch social second parties: being fair, not violating the rights of neighbors, the rights of people, giving their due, etc.
In summary; Personal acts of worship such as prayer, fasting, and pilgrimage are like checks we cut in the presence of Allah.
Those checks can only be paid by complying with the laws of creatures in social life.
If good deeds such as Prayer/Fasting/Hajj do not turn into compliance with the rights of people/neighbours/orphan/oppressed people, they are invalid like a "bounced check".
Allah Almighty mentions "staying away from excess and excess" as a response to prayer, which is one of the most important personal obligations:
“(My Messenger!) Read the Book that has been revealed to you and perform the prayer. Surely, prayer prevents from indecency and evil. Remembering Allah is certainly the greatest (of worship). Allah knows what you do.” Ankebut, 29/45.
“Woe to those who pray, they are far from the essence of their prayer. They show off to the public. They also prevent goodness.” Maun, 107/4-7.
Our Prophet also drew attention to the "bounced check" incident with the "bankrupt hadith".
O you who believe, pay attention!
Don't go to the afterlife with a ton of prayer/fasting/hajj/umrah and encounter a big surprise there!
There is no compensation, there is no turning back from there.
Don't huh!!!