Çoğaltma (Tekasür) tümörünün insanlığı sarıp sarmaladığı bir devirde yaşıyoruz.
Allah’ın bütün zamanlar için anlattığı niceliğe, sayısal çokluğa meylin en zirve örnekleri günümüzde olsa gerek.
“(Mal, mülk ve servette) Çoklukla övünmek, sizi 'tutkuyla oyalayıp, kendinizden geçirdi.' Öyle ki (bu,) mezarı ziyaretinize (kabre gidişinize, ölümünüze) kadar sürdü.' Tekasür, 102/1-2.
Allah’ın “çoklukla övünecekler” diye eleştirdiği ahretten gafil dünyaya odaklanan insanlık sessizliğin, sakinliğin, sükûnetin gücünü unuttu.
Oysa insan; her insana, her kitaba, her gördüğü eşyaya bir bal arısı titizliğiyle yaklaşmalı ve ondan kendi gelişimi için nektar alıp alamayacağını hesap etmeli.
Alınacak nektar varsa almalı ve kendi kovanına çekilip insan/kitap/eşya dan topladığı nektarları işlemeli ve kendi özgün balını yapmalı.
O balı önce Rabbine, sonra başta insanlar olmak üzere yaratılmışların dikkatine sunmalı.
Namazda tahiyyatta tam olarak yaptığımız budur.
Kâinatın halifesi olarak, kâinattan derlediğimiz nektarla ürettiğimiz balımızı namazda tahiyyatta öncelikle Rabbimize sunarız.
Bu sebeple kişinin namazının kalitesi hayatının kalitesini belirler.
Sessizliği uzun süren insanlar iç dünyasının derinliklerine inip çıkabilen insanlardır.
Yunus Emre’nin dediği gibi: “İlim kendin bilmektir.”
İlim ordadır, irfan ordadır; hazineler insanın kendi derinliğindedir.
Oraya inemeyen, şah damarımızdan daha yakın (Kaf, 50/16) olan Yaratıcısı ile içinde buluşamayan sürekli dışarıya, dışarıya koşturan show peşinde koşan insanlar çakılla meşgul olan nasipsizlerdir.
Bakınız “sessizliğin gücü” nün yaşlı ve piri fani insana neler kazandıracağını Yüce Allah kitabında bize nasıl işaret ediyor?
“Bu (ayetlerde) Rabbinin, kulu Zekeriya'ya yönelik rahmeti hatırlatılıyor/anlatılıyor. Hani O, Rabbine gizlice seslenip şöyle niyaz etmişti: “Ey Rabbim! Doğrusu, artık kemiklerim zayıfladı, saçlarım ağardı. Ey Rabbim! (Şimdiye kadar) sana yönelttiğim duada cevapsız bırakıldığım hiç olmadı.” Doğrusu ben, arkamdan gelecek yakınlarım(ın isyankâr olmaların) dan korkuyorum. Karım da kısırdır. Bana kendi tarafından bir çocuk ver! (Vereceğin çocuk) bana da varis olsun Yakupoğulları'na da varis olsun. Ey Rabbim! Hem de onu rızana layık (olanlardan) kıl!” (Allah, şöyle buyurdu:) “Ey Zekeriya! Haberin olsun ki biz sana Yahya adlı bir oğul müjdeliyoruz. Daha önce onun adını kimseye vermedik.” (Zekeriya:) “Rabbim! Hanımım kısır ve ben de ihtiyarlığın son noktasına ulaşmış iken, benim nasıl çocuğum olacak?” dedi. (Ona gelen melek:) “Öyledir” dedi. (Fakat) Rabbin buyurdu ki: “Bunu yapmak bana pek kolay! Nitekim daha önce sen hiçbir şey değilken seni de ben yaratmıştım.” (Zekeriya:) “Ya Rabbi, bunun için bana bir belirti göster” dedi. (Allah:) “Bunun belirtisi, sapasağlam olduğun halde (üç gün) üç gece insanlarla konuşamamandır.” buyurdu.”Meryem, 19/2-10.
Peygamber (s.a.v.), Hira mağarasında “sessizliğin gücü” ne sığındı ve yaptığı derin tefekkür, tedebbür, taakkul ve tezekkürle kendi derinliğine ulaşmış, Miraç’tan önce tam da orada Rabbi ile buluşmuştu.
Ümmetine düşen de dünyada bir virüsü gibi yayılan niceliğin/çoğaltmanın şehvetine kapılmadan “sessizliğin gücü” ne sığınmak ve kendi kovanında, kendi balına odaklanmak.
Seccadesinde, kitaplarıyla, ailesiyle daha çok zaman geçirmek, önceliklerini ihmal etmemek.
Sıla-i rahim farzdır.
Sıla-i rahim insanın öncelikle her şeyden önce kendisiyle derin tefekkürle vakit geçirmesidir.
Sonrasında “aşkın varlığı” Rabbi ile seccadede geçirdiği süreyi uzatmasıdır.
İkinci sırada sırat köprüsünü bu dünyada el ele birlikte geçeceği “içkin varlığı” eşiyle kendini tamamlamak için bolca vakit geçirmesidir.
Üçüncü sırada “taşkın varlıklarımız” çocuklarımız ile bütün ilmi-kültürel mirasımızı aktaracağımız uzunlukta ve derinlikte zaman dilimini tamamlayabilmektir.
Dördüncü sırada “taştığımız varlıklar” anne-babalarımızla onların nazik ve nazenin gönüllerini razı edecek kadar onlara süre ayırabilmektir.
Hazinelerin derinlerde olduğunu unutmayın!
Sığının “sessizliğin gücü” ne.
Önce kendinizi sonra Rabbinizi orada bulacaksınız.
The Power of Silence (Maryam, 19/10)
We live in an era where the tumor of replication surrounds humanity.
The peak examples of the tendency towards quantity and numerical multiplicity that God has described for all times must be today.
“Boasting of abundance (in possessions, possessions and wealth) 'detained you with passion and made you lose yourself.' So much so that (this) lasted until you visited the grave (going to the grave, until your death).' Tekasur, 102/1-2.
Focusing on the world that is unaware of the afterlife, which Allah criticizes as "they will boast in abundance", humanity has forgotten the power of silence, calmness and tranquility.
However, a person should approach every person, every book, every object he sees with the meticulousness of a honey bee and calculate whether he can get nectar from it for his own development.
If there is nectar to be taken, he should take it and retreat to his own hive, process the nectar he collects from people/books/things and make his own unique honey.
He must first present that honey to his Lord, and then to the attention of all creatures, especially humans.
This is exactly what we do in prayer at tahiyyat.
As the caliph of the universe, we first offer our honey, which we produce with the nectar we have collected from the universe, to our Lord in prayer.
For this reason, the quality of a person's prayer determines the quality of his life.
People who remain silent for a long time are people who can go deep into their inner world.
As Yunus Emre said: "Knowledge is knowing yourself."
Knowledge is there, wisdom is there; The treasures are deep within oneself.
People who cannot get down there, who cannot meet their Creator within, who is closer than our jugular vein (Qaf, 50/16), who constantly run outside and chase after shows, are the unfortunate ones who are busy with gravel.
See how Almighty Allah indicates to us in His book what the "power of silence" can bring to the old and mortal man.
“In these (verses) the mercy of your Lord towards His servant Zechariah is reminded/explained. When he called to his Lord secretly and prayed: “O my Lord! Indeed, my bones have become weak and my hair has turned grey. Oh my Lord! (So far) my prayer to you has never been left unanswered.” Indeed, I am afraid that my relatives who will come after me will be rebellious. My wife is also infertile. Give me a child from your side! Let (the child you give) inherit to me and to the sons of Jacob. Oh my Lord! And make him worthy of your consent!” (Allah said:) “O Zechariah! Be aware that we give you the good news of a son named Yahya. "We have never given his name to anyone before." (Zechariah:) “My Lord! How will I have a child when my wife is barren and I have reached the end of old age? said. (The angel who came to him said:) "It is so." (But) your Lord said: “This is very easy for me to do! As a matter of fact, I created you before, when you were nothing.” (Zechariah) said: "O Lord, show me a sign for this." (Allah:) “The sign of this is that you cannot talk to people for (three days) and three nights, even though you are completely healthy.” said.”Maryam, 19/2-10.
The Prophet (pbuh) took refuge in the "power of silence" in the Hira cave and reached his own depth with deep contemplation, reflection, forethought and contemplation, and met his Lord there before the Miraj.
The duty of the Ummah is to take refuge in the "power of silence" and focus on their own honey in their own hive, without being carried away by the lust of quantity/multiplication that spreads like a virus in the world.
Spending more time on his prayer rug, with his books, with his family, and not neglecting his priorities.
Sıla-i rahim is obligatory.
Sıla-i rahim means that a person spends time in deep contemplation with himself, above all else.
Afterwards, the "existence of love" means prolonging the time he spends on the prayer rug with his Lord.
Secondly, he spends plenty of time to complete himself with his wife, his "inherent existence" with whom he will cross the Bridge of Sirat in this world, hand in hand.
The third thing is to be able to complete the time period in the length and depth in which we can convey our entire scientific and cultural heritage with our "exuberant assets", our children.
The fourth thing is to be able to spare enough time for our parents, the "beings we carry", to please their kind and gentle hearts.
Remember that treasures lie deep within!
To the "power of silence" of refuge.
You will find yourself there first, then your Lord.