Ömründe hiç aynaya bakmamış, ayna nedir görmemiş bir adam eline bir ayna geçirmiş. Baktığında, başlamış ağlamaya...
Vah benim kara kaşlı-kara gözlü gardaşım demiş. Demek sen öldün de geri geldi ha...
Birkaç sene önce vefat eden çok sevdiği kardeşine öyle benzetmiş ki, ayna da ki görüntüyü.
Bastırmış göğsüne aynayı ağlaya ağlaya uyuyakalmış.
Hanımı girmiş kocasının yattığı odaya.
Bakmış ki, kocası sıkı sıkı bir şeye sarılmış uyuyor, gözleri de hala yaşlı.
Usulca varmış yanına, aynayı onu uyandırmadan çekmiş almış. Bu nedir diye bakınca;
- Allah seni kahretsin herif demiş. Demek ki ağladığın kadın bu ha...Ben zaten kaç aydır sessiz sessiz oturmandan şüphelenmiştim.
Kadın aynayı sarıp sarmalamış bir bezin içine, sonra da;
- Kalk demiş adama, kalk Kadı Efendiye gidiyoruz. Seninle aynı evde duramam, boşa beni...
Adam ne dediyse olmamış, kadın sarıp sarmaladığı aynayı elinden bırakmıyormuş.
Sonunda çalmışlar Kadı Efendinin kapısını...
Hem adam hem de kadın durumu bir güzel anlatmışlar ve ayrılmalarına gerekçe olarak gösterdikleri aynayı, Kadı Efendiye teslim etmişler.
Kadı Efendi açmış aynanın sarıldığı bezi...
- Ne bu demiş?
Adam;
- Vallahi Kadı Efendi demiş, elindeki şeye baktım, iki yıl önce ölen kardeşim bana bakıyor. Çok severdim rahmetliyi baktıkça ağladım. Ağlarken ağlarken uyuyakalmışım varsa bir suçum, günahım hepsi bu...
Adamın karısı;
- Yalan kadı efendi demiş, kocam yalan söylüyor, o şeyi göğsüne sıkı sıkı bastırmış uyuyordu. Merak ettim, aldım, şöyle bir baktım. Çirkin mi, çirkin gudubet bir kadın...Ben saçlarımı yıllardır ona ve çocuklarına süpürge edeyim. O kalksın bir başka kadınla beni aldatsın. Beni boşasın Kadı Efendi...
Kadı daha da meraklanmış;
- Siz demiş az biraz dışarıda bekleyin. Ben bunu bir inceleyip, kararımı öyle vereyim.
Adamla, karısı dışarı çıkınca, Kadı aynayı sarmalayan bezi açmış. Aynayı çıkarıp kendi yüzüne doğru tutunca;
- Bu da kim demiş. Kimsin sen be adam? Azıcık beni andırıyor mu ne? Tövbe tövbe...Koskoca Kadı kim, bu kim? Nursuz, münasebetsiz bir adam karşımda duran, bak efendi, bana ters ters bakma, atarım seni içeri ömür boyu çıkamazsın...
***
Ayna yalan söylemez, söyleyemez.
Aynaya bakmak, gerçekleri görmek, gerçeklerle yüzleşmek, gerçeklerle yüz yüze olmak demektir aslında.
Keşke aynalara bakabilseydik.
Aynalara baktığımızda, gülümseme talimleri yapabilseydik.
Suratsızlığımızı gördüğümüzde irkilip kendimize gelerek, ne yapıyorum ben diyebilseydik.
Aynalara ciddi anlamlarda hiç bakmadığımızı fark edebildiniz mi?
Oysa kim bilir günde kaç defa bakıyoruz aynalara.
Ancak bakmak var, bakmak var...
Bakmadan bakmaya neler yok, neler...
Aynaya güzel bakan, güzellikler görür, güzellikleri görür.
İnsan insanın aynasıdır derler ya...
İnsan denen aynaya nasıl bakarsınız, onda kendinizi görürsünüz.
Bakmasını bilene, görmesini bilene, ayrıntıları keşfedene bir ayna neler bahşeder bilemezsiniz.