İslam, Değişim ve Dayanışma Oyunları

Dr. Cemil Paslı

22-08-2022 09:58

İslam, Maide suresi 3. Ayette zikredilen “İşte bugün sizin dininizi kemale erdirdim ve üzerinizdeki nimetimi tamamladım. Sizin için din olarak İslâm'ı beğendim/seçtim” beyanıyla dinlerin temel maksadı olan “güzel ahlakı” tamamlamış; teori ve pratiğiyle evrensel bir sistemdir.

Kendi başına özgün bir değerdir ve dışarıdan bir değere ve katkıya ihtiyaç duymaz.

Kıyamete kadar insanlığın ihtiyaçlarına cevap verecek “kod ve kök hücreler” Kur’an tezgahında Hz. Muhammed (s.a.v.) uygulamasında oluşturulmuş ve çağdan çağa aktarılarak gelmiş ve sürgit devam edecektir.

Dolayısıyla İslam; isminin önüne veya arkasına ek almaz, ihtiyaç duymaz, kabul etmez.

Fas’lı alim Abdullah Laroui’nin bir Şarkiyaçı’yı eleştirirken dediği gibi İslam ek almaz: “Von Granebaum’un İslam sözcüğüne eklediği sıfatlar (ortaçağ, klasik, modern) herhangi bir niteleme getirmez, hatta lüzumsuzdur: Klasik İslam ile ortaçağdaki İslam arasında hiçbir fark yoktur, başka deyişle İslam düzdür, sadedir, yalındır... Dolayısıyla, (Von Grunebaum için) kendi içinde değişen tek bir İslam vardır.”

Müslümanlar İslam’ı bir sistem olarak kabul etmiş, onu hayatlarına tatbik etmeye çalışan müminlerdir.

Ancak en iyi Müslüman’ın hayatı İslam’ı bütünüyle yansıtamaz.

Dolayısıyla Kur’an ve Sahih Sünnet’te aktarılan İslam’ın kendi çağına, kendi milletine, kendi toplumuna, kendi ailesine ve kendi nefsine uygulama konusunda -kuru kuruya taklitten uzak- her müminin azami çaba göstermesi gerekir.

İslam idealdir, kusursuzdur, ama biz kusurluyuz.

Son günlerde tartışılan “İslam Dayanışma Oyunları” bu kapsamda ele alınabilir.

“Müslüman Ülkeler Dayanışma Oyunları” tabiri uygundur, “İslam Dayanışma Oyunları” değil.

“İslam Ülkeleri” tabiri de yanlıştır; doğrusu “Müslüman Ülkeler” tabiridir.

Belki de bu kelimelerden başlayıp değişim/dönüşüm hareketine ivme vermek gerekiyor Müslüman dünya için.

Kelimeler önemlidir.

"Kelime/söz" altı doldurulmadan kullanıldığında kendimize çevrilmiş silahtan daha tehlikelidir.

Allah, “O, her gün yeni bir iştedir.” (Rahman, 55/29) ayetiyle kainatı değişim kanunu üzerine kurduğunu ifade eder.

Değişmeyen ilkeleri değişen kainata uyarlamak azim, çaba, zeka, gayret ister.

İmam-ı Azam Ebu Hanife (r.a.)’nin “istihsan” ismiyle literatüre kattığı tam olarak buydu.

Ayet ve hadislerdeki “kod/kök hücre” leri çıkarmış ve onların her çağa, her topluma, her kişiye özel ve özgün uygulanmasını savunmuştur.

Kumaş tüccarıydı Ebu Hanife.

O ayet ve hadislerden dokuduğu kumaşı iyi bir terzi olarak herkesin kendi özel ölçülerine göre uygun renk, boyut, kalınlıkta dikmişti.

Hazır giyim anlayışı İslam’ın hakikatlerinin hayata uygulanmasında geçersizdir.

İslam adına konuşan herkes öncelikle ayet ve hadislerde kumaş çıkarmasını, sonrasında o kumaştan öce kendine sonrasında talep edene özel/özgün elbise dikmeyi öğrenmelidir.

“İslam, onlarca, yüzlerce milyon insanın gönlüne zihnine, vicdanına hitap eden, yaşayan, dirimsel bir dindir; bu insanlara onurlu, ölçülü, Tanrı korkusu içeren bir yaşam sürmelerini sağlayacak bir standart getirmiştir.   Fosilleşen şey İslam değil, İslam’ın yerleşik formülleri, sistematik ilahiyatı, toplumsal davalara alet edilişidir. Kopuşun ve örtüşmezliğin kaynağı budur, en iyi eğitim görmüş, en zeki taraftarlarının zihnine yaptığı çağrı arasında sürgit bir uçurum varsa eğer, dağılmaya direnç gösteremez sonuçta. Müslümanların büyük çoğunluğu için örtüşmezlik sorununun henüz gündeme gelmemiş olması, ulemanın, modernistler tarafından önerilen acil tedbirleri bir an önce almayı reddetmesinin gerekçesi olur; ancak, modernizmin yayılması, yeni formüllerin ilelebet rafa kaldırılamayacağı konusunda bir uyarıdır.

İslam’ın formüllerinin fosilleşmesinin nedenlerini, kaynağını belirlemeye çalışırken, modernistlerin sordukları, ama bugüne değin içinden çıkamadıkları soruyu, yani “İslam’ın temel ilkeleri, özsel öğelerine zarar verilmeksizin nasıl yeniden formüle edilebilir?” sorusunu cevaplamak üzere bir ipucu da bulabiliriz muhtemelen.” (H. A. R. Gibb, Modern Trends in İslam, Chicago, University of Chicago Press, 1947; 108, 113, 123)

7. Yüzyılda başlayan Müslümanların Medeniyet iddiaları 12. Yüzyılda zirveye çıktı. 18. Yüzyılda işin maddi kısmını Batı’ya kaptırdık. Bugün yeniden ihya ve tecdit istiyorsak “değişim” balyozunu önce nefsimize, sonra durgun su da atılan taşın oluşturduğu dalgalarda oluşan halkalar gibi çevremize indirmemiz gerekiyor.

Müslümanların takvimi hicretle başlar.

Hicret; bir yerden daha hayırlı başka bir yere sürekli eylem halinde olmak demektir.

“Bir yeri gerçekten ve toptan terk etmeyen, yeni bir yola çıkamaz.”

[Oruç Aruoba / Yürüme]

DİĞER YAZILARI Anaokulu mu, Üniversite mi? (Müfredat İçin) 01-01-1970 03:00 Hardal Tanesi 01-01-1970 03:00 Özeleştiri mi/Savunma mı? 01-01-1970 03:00 Siyasette Adalet mi Fayda mı? 01-01-1970 03:00 Yapamadığımız Şeyi Allah’tan İstemek 01-01-1970 03:00 Buen Vivir 01-01-1970 03:00 Başrol de mi Oynuyorsunuz, Yoksa Figüran mısınız? 01-01-1970 03:00 Saygı Duymam Gereken Bu(!) mu? 01-01-1970 03:00 Dünya ve Ahirette Uyuyabilmek ve Uyanabilmek 01-01-1970 03:00 Omurga 01-01-1970 03:00 Aile Neden İlk Düşmandır? 01-01-1970 03:00 Anne/Baba/ÖğretmenAcı Bir Tebessüm 01-01-1970 03:00 Derdinin Devası Sen’sin. 01-01-1970 03:00 Eşyanın Ruhu 01-01-1970 03:00 Alçak Gönüllü 01-01-1970 03:00 Neden Uzakları Yakın, Yakınları Uzak Ettik? 01-01-1970 03:00 En Büyük Fesat Nedir? 01-01-1970 03:00 İkindi Namazı ve Benî Kurayza Yahudileri 01-01-1970 03:00 Kütük Çok Sahibi Yok 01-01-1970 03:00 Fix/Takıntı 01-01-1970 03:00 Siyaset ve Tefekkür 01-01-1970 03:00 Haddini bil, mutlu ol! 01-01-1970 03:00 Korona Döneminin Dijital Çocukları 01-01-1970 03:00 Sessizliğin Gücü (Meryem, 19/10) 01-01-1970 03:00 Çocuğa Sevgi, Gence Güven ve Yaşlıya Saygı 01-01-1970 03:00 M. Şerefeddin Yaltkaya, İslam Mecmuası ve Yeni Türkiye 01-01-1970 03:00 Atları Hazırlayın 01-01-1970 03:00 Pozitiflik, Saf Pozitiflik midir? 01-01-1970 03:00 Gülümseme ve Huzur 01-01-1970 03:00 Kabz ve Bast 01-01-1970 03:00 Duruşu Desteklenmeyen Çocuk Bağımlı Olur. (Montessori Eğitimi) 01-01-1970 03:00 Bağınız Her Daim Açık mı? 01-01-1970 03:00 Nişanlınız Nasıl Güzel Olur? 01-01-1970 03:00 Toprağımız Bol Olacak mı? 01-01-1970 03:00 Helalleşme/Sıfırlama(!?) Mümkün mü? 01-01-1970 03:00 Yalanın Negatif ve Pozitifi 01-01-1970 03:00 Ne Yığdırın, Ne De Bağırtın. 01-01-1970 03:00 Kadife Yumruk (Gerçeğin Gücü) 01-01-1970 03:00 Artırılmış Sanal Hayatın Kurbanları 01-01-1970 03:00 Şeytan Nerede? 01-01-1970 03:00 Peygamber Kıssaları ve Çocuk Eğitimi 01-01-1970 03:00 Çok Zayıflamışsın! 01-01-1970 03:00 Neredesin Hızır? 01-01-1970 03:00 Nakıs/Noksanlık/İmtihan 01-01-1970 03:00 Bağımlılık Nasıl Gelişir? 01-01-1970 03:00 “5” “95”den Büyüktür. (Çocuk Eğitimi) 01-01-1970 03:00 Aile Mahremiyeti ve Nükleer Enerji 01-01-1970 03:00 Talip Olduklarımıza Dikkat! 01-01-1970 03:00 Liderlere “Hüsn-i Hâtime” İçin 5 Tavsiye 01-01-1970 03:00 Seferoğulları, Tellioğulları ve Yeşil Vadi 01-01-1970 03:00 Ubasute 01-01-1970 03:00 İşiniz Zor mu? 01-01-1970 03:00 Hayatın Ritmi 01-01-1970 03:00 Yörünge/Omurga ve Meteor Taşı 01-01-1970 03:00 Niyet-Düşünce-Söylem-Eylem-Amel-Ahlak 01-01-1970 03:00 Her Zaman, Her Şeye Rağmen Kazanmak mı? 01-01-1970 03:00 Faraziye Hayatlar, Şimdi ve Burası 01-01-1970 03:00 Kifayetsiz Muhterisler, Dış Güçler ve Türkiye Yüzyılı 01-01-1970 03:00 Sofradaki Çatal (Vasat-Orta Yol) 01-01-1970 03:00 Hayat; Geriye Doğru …, İleriye Doğru… 01-01-1970 03:00 Ve Yer, Ağırlıklarını (Madenleri, Ölüleri) Dışarı Çıkardığı Zaman 01-01-1970 03:00 Sabır; Boyun Eğmek Değil Mücadele Etmektir. 01-01-1970 03:00 Deprem-Kenetlenme-Kader-Tedbir 01-01-1970 03:00 Köy/Şehir Gerilimi ve Başıboş Köpekler Sorunu 01-01-1970 03:00 Akupunktur-İğnelenme-Eleştiri 01-01-1970 03:00 Üç Farklı Rüzgârın Anaforundaki Ülke’m 01-01-1970 03:00 Mehmet’leri “Fatih” Yapmak İçin… 01-01-1970 03:00 Mevlana, Konevi ve Urmevi’yi Anlamak İçin… 01-01-1970 03:00 Kadın ve Erkek “Eş” Değerdir. 01-01-1970 03:00 “Sema” Bize Ne Anlatır? 01-01-1970 03:00 Kötülük Genini Çıkarabilir miyiz? 01-01-1970 03:00 Kimin Uydusuyuz? 01-01-1970 03:00 Sağlıklı Birey-Mutlu Aile-Huzurlu Toplum 01-01-1970 03:00 Hak ve Hakikat 01-01-1970 03:00 Acı Bir Tebessümle Kayan Yıldızlar 01-01-1970 03:00 Aile ve Gençlik Çalıştayı 01-01-1970 03:00 Öldüren Tamam da Ölen Nasıl Cehennemlik Olur? 01-01-1970 03:00 3O+2D+1Y+BK+ARSP=Gelişim 01-01-1970 03:00 Toprak/Ateş/Su 01-01-1970 03:00 Görünme Şehvetinin Tükettiği Hayatlar 01-01-1970 03:00 Kur’an Tilaveti Nedir, Ne Değildir? 01-01-1970 03:00 Dünya Bizim Neyimiz Olur? 01-01-1970 03:00 Tesettür; Önce Erkeklerin Göz Kapaklarına 01-01-1970 03:00 Boşluk: Şeytan 01-01-1970 03:00 İnsan-Cemaat-Cemiyet 01-01-1970 03:00 Ukde: Oral Fiksasyon 01-01-1970 03:00 Gıll=İmtihan 01-01-1970 03:00 En Ulvi Kaçış Yöntemleri 01-01-1970 03:00 Deha Nedir? 01-01-1970 03:00