Yine Ortadoğu, yine kan, yine gözyaş

Erol Sunat

18-10-2023 18:17

Ortadoğu ilkçağlardan bugüne medeniyetlerin kesiştiği, Peygamberlerin toplumlara yol gösterdiği, güçlü devletlerin ve hükümdarların hüküm sürdüğü, son bin yıldır barışa hasret bir coğrafya…

Fırat ve Dicle nehirlerinin hayat verdiği Mezopotamya, Akdeniz, Kızıldeniz ve Basra Körfezinin kıyılarını süslediği, Hint Okyanusunun Arap yarımadasının güneyinde yer aldığı rüya gibi topraklar.

Binbir Gece Masallarının doğduğu, efsanelerin ve destanların birbirine karıştığı değişik bir atmosfer.

Lakin hiçbir şey masallardaki gibi değildi.

Olmadı da…

Ortadoğu her yönüyle bir cazibe merkeziydi. Ortadoğu’ya sahip olmak, hükmetmek ve elinde tutmak kolay değildi, hâlâ kolay değil, kolay olmadığını da en iyi İsrail bilir. Bu coğrafyadan kimler geldi, kimler geçti. Orta Doğu kimseye yâr olmadı.

Öyle olunca da…Huzuru aradı Orta Doğu…Barışı aradı…Bulamadı…Bulur gibi olduğu zamanlarda dahi, hüsrana uğramaktan kurtulamadı.

Çünkü, her defasında karşısına savaş çıktı…

Adeta savaş olmadan barış olmaz, savaş olmadan huzur olmaz, savaş olmadan akan sular durulmaz dendi.

Bitmedi Ortadoğu’nun çilesi. Yetmedi bölgeye hâkim olmak isteyenlerin kavgası, kör dövüşü.

Ortadoğu’da haritalar, sınırlar değişmekten yoruldu. Bölgeyi elinde tutmak isteyenlerin egoları bir türlü tatmin olacak gibi değildi.

1950 yılından bu yana bölge de karışıklıklar, isyanlar, ihtilaller, işgaller ve müdahaleler hızını hiç kesmedi.

Hafız Esad gibi, Saddam Hüseyin gibi ülkelerindeki rejimleri devirip, bölgeye hâkim olmaya kalkanlar emellerine ulaşamadılar. Onların halefleri de…

Ancak ülkelerindeki insanlar çok acı çekti. Onlardan kurtulduklarında da mutlu olamadılar. Onlardan sonra, onlara benzeyen başkaları geldi. İhtilaller, işgaller ve bölünmeler sürdü gitti. Bombalar patladı. Olan günahsız ve masum insanlara oldu.

Orta Doğu coğrafyasında sınırlar karmakarışık. Irak üç parça. Suriye üç parça. Coğrafya paramparça…

Yemen karışık…Arap yarımadasındaki devletler arasındaki bağ oldukça zayıf. Herkes birbiri ile kavgalı. Lübnan ve Ürdün İsrail’e komşu. İsrail hepsi için belalı ve tehlikeli… Ne yapacağı, neyi bahane edip de kime ne zaman saldıracağını bilen yok…

Tıpkı Filistin’e defalarca yaptığı gibi…

Bahar nedir bilir misiniz?

Orta Doğuya hiç gelmeyen…

Gelme ümidi olmayan…

Hayali bile imkânsız bir duygu…

Bahar Ortadoğu için bomba demek, kan ve vahşet demek, İsrail’in bölgeye hâkim olma adına her geçen gün dahada sabırsızlanması demek…

Bahar dalları çiçek açamıyor Ortadoğu’da. Barış güvercinleri uçamıyor.

Dalları kırıyorlar çünkü…Güvercinleri de vuruyorlar.

Ölüm, korku ve tehdit insan hayatının başına bela kesilmiş her tarafta kol geziyor.

Ortadoğu’ya vaat edilen bahar bir türlü gelmedi…

Lakin o baharın yerine kan geldi, ateş geldi, barut geldi, bombalar yağdı. Anaların gözyaşları sel oldu. Çocuklar anasız, babasız kaldı.

İsrail, Filistin’e onlarca yıldır hayat hakkı tanımadı. Filistin ağır kayıplar verdi. Vermeye de devam ediyor.

Bölgeye bir türlü gelemeyen, gelmesi istenmeyen bahar için, bahar şarkıları söyleyen iki yüzlü dünyamız, üstüne üstlük haktan ve adaletten de bahsedebiliyor.

Savaşa dur diyemeyen, dur dememek için bin bir çeşit laf salataları yapan bir dünya…

Sınıfta kalmaktan hicap duymayan insanlık…Bu manzaradan barış çıkabilir mi?

Büyük devletlerin Filistin toprakları üzerinde kurdurdukları İsrail Ortadoğu’nun en güçlü devleti olma yolunda bir hayli mesafe kat etti.

Filistin kendini bir türlü toparlayamadı. ABD’nin, İngiltere’nin başı çektiği güçlerin sürekli desteklediği ve yanında olduğunu her defasında deklare ettiği İsrail karşısında, Arap dünyasının tam olarak destek vermediği, vermekten imtina ettiği bir Filistin var…

Ve İsrail’in kuşattığı sürekli abluka altına aldığı, kendine ait saymaktan çekinmediği Kudüs…

Ortadoğu’nun bu kutsal, kutsal olduğu kadar paylaşılamayan şehri bu özelliğini yüzlerce yıldan beri sürdürüyor.

Uğruna Haçlı seferlerinin düzenlendiği, Avrupa’nın ve Hristiyan aleminin vazgeçemediği, İslam aleminin ilk kıblesi olması hasebiyle Müslümanların vazgeçmesinin mümkün olmadığı, bir Türk hanedanı olan Selçukluların Haçlı seferlerinin önünü keserek kalkan olduğu, Selahaddin Eyyubi’nin Haçlıların elinden aldığı Kudüs…

 

İsrail’in bütün bu yaklaşımların hilafına, Kudüs’e el koyma girişimlerinde oldukça fütursuzca davranması Ortadoğu’da barışa uzanan bütün elleri kırmaya kalkması, barış lafına tahammülünün olmaması bölgede sürekli savaş rüzgarları estiriyor.

Ortadoğu’da huzur bulunmaması adına bütün enstrümanlar kullanılıyor. Bu bölgede huzur yok. Barışın yolu savaştan geçer gibi bir bahtsızlığın ve talihsizliğin elinde çırpınıp duruyor.

Ortadoğu yine kan gölü…

Ateşe benzin döken dökene…

Gazze dünyanın en mağdur şehirlerinden biri…

Onlarca yıldır tam bir açık hava hapishanesi…

İslam Birliği, İslam ülkeleri, Birleşmiş Milletler ve İnsanlık adına faaliyet gösteren kuruluşlar Gazze’nin ne çektiğini bilmiyorlar mı?

Aynen Doğu Türkistan’daki Urumçi gibi, Yarkent gibi, Taşkent gibi, Kaşgar gibi, Turfan gibi şehirlerin ne çektiğini bilmedikleri gibi…

Asya’da Çin, Ortadoğu’da İsrail insafı, vicdanı ve merhameti kalplerinden söküp atmış iki devlet…

İsrail-Filistin savaşı ise tırmanmaya devam ediyor.

Her iki tarafta gayri resmi olarak binin üzerinde can kaybı ve binlerce yaralı var.

Yüzlerce çocuk hayatını kaybetti…

Analar ve babalar enkazların altında kaldı…

 

Can kayıplarının nerelere ulaştığının kesin bilgileri mevcut değil…

Binlerce bomba ve füze yağmur misali sivillerin, masumların ve çocukların üzerine ölüm yağdırmaya devam ediyor.

Gazze ateş altında. Gazze karanlık, Gazze’de ölüm her yerde. Bıkmadı Gazze ile uğraşmaktan İsrail.

Gazze dünyanın en bahtsız, en talihsiz, en garip, en yalnız ve bir başına bırakılmış şehirlerinden biri…

Faturanın sürekli sivillere çıktığı, çıkarıldığı Gazze kaderine ağlıyor yine…

Bitmiyor Gazze’nin dramı…

Dinmiyor Filistin’de ağıtlar…

Yine Orta Doğu, yine kan, yine göz yaşı.

Ey dünya, ey insanlık neredesin?

Neden çıkmaz, neden duyulmaz sesin?

DİĞER YAZILARI Kıyamet mi Koptu? 01-01-1970 03:00 Biz Bizden Gidemeyiz 01-01-1970 03:00 Yaşadığımız Her Güzel Gün Bayram Olsun 01-01-1970 03:00 ALPASLAN TÜRKEŞ 01-01-1970 03:00 Ramazan Hürmetine 01-01-1970 03:00 İhsan Ceylan 01-01-1970 03:00 Göl Şehrinin Hikayesi 01-01-1970 03:00 Söz, Etme Dedi Ses, Dinlemedi 01-01-1970 03:00 Bey Kızının Hikayesi 01-01-1970 03:00 Vakit Vuslat Vaktidir 01-01-1970 03:00 Seyit Küçükbezirci 01-01-1970 03:00 Öğretmenim” Kelimesiyle Geçen Bir Ömür 01-01-1970 03:00 Buram Buram Konya Kokma 01-01-1970 03:00 KASIMPATI 01-01-1970 03:00 Daha Nice Yüzyıllar Gör Türkiyem 01-01-1970 03:00 Sultanlar Tepesinden Sultanlar Şehrine! 01-01-1970 03:00 Bu Benim Meselem, Derin Meselem” 01-01-1970 03:00 Bu Şehirde Kaç Zeki Oğuz Daha Kaldı? 01-01-1970 03:00 Makam Mahur Hava Eyyamı Bahur! 01-01-1970 03:00 BAYRAM GELDİ HOŞ GELDİ! 01-01-1970 03:00 Öfke hikayesi 01-01-1970 03:00 Dilinle Söylediğini, Kalbinle de Söyle 01-01-1970 03:00 Kara Odun Ateşe Eş Oldu Aydınlık Geldi!” 01-01-1970 03:00 Doğruluk Sözde Değil Özde Olur!’ 01-01-1970 03:00 Kalemin Su, Kâğıdın Rüzgâr İse... 01-01-1970 03:00 Söküklerini Dik Sözlerinin 01-01-1970 03:00 Bazen... 01-01-1970 03:00 Hak Kapısından Ayrılmayan Türk, Var Olduğu Müddetçe Vatansız Kalmaz 01-01-1970 03:00 Kıskançlık Yapanın Gönlüne Karanlıklar Çöker 01-01-1970 03:00 Dertlinin Derdini Dinlemek! 01-01-1970 03:00 Eden Kendisine Eder!.. 01-01-1970 03:00 AYNA 01-01-1970 03:00 Diline Hâkim Olmak 01-01-1970 03:00 Ramazan Hikayesi -2 01-01-1970 03:00 Ramazan Hikayesi 01-01-1970 03:00 Adı Güzel, Kendi Güzel Muhammed 01-01-1970 03:00 Fani Dünya Hoştur Amma... 01-01-1970 03:00 SON CEMRE 01-01-1970 03:00 SÖZ! 01-01-1970 03:00 YILBAŞI DEMEK 01-01-1970 03:00 ŞEB-İ ARUS 01-01-1970 03:00 Aşçı Dede Kimin Dedesi? 01-01-1970 03:00 Benim Derdim Dermanım Bilen Yok! 01-01-1970 03:00 Ecdada Vefa! 01-01-1970 03:00 Yüreğe Gömülmek! 01-01-1970 03:00