Kıyamet mi Koptu?

Erol Sunat

06-05-2024 13:01

Enflasyon doludizgin, halimiz ahvalimiz ne sen sor ne biz söyleyelim tadında… Piyasaların istikrarsızlığı, fiyatların önünün alınamayışı, cebimizde var olan paranın her geçen gün alım gücünün geriye gitmesi gibi konularda da kıyamet koptu. Kıyamet maaşlarda koptu…Sağlıkta koptu…Eğitimde koptu. Beklentiler de koptu…Yılın ilk yarısı, ikinci yarısı ümitleri açmadan soldu. Ev kiralarında koptu kıyamet, uçtu kiralar, tavan yaptı. Dur diyen yok! Çarşı-Pazar fiyatlarına da…Sonra marketlerde koptu kıyamet…Ellerinde bir tomar etiket…Değiştirmeye yetişemiyorlar. İndirim çöldeki serap gibi.

Kıyamet kopsun diye el ele mi verdik? Öyleyse muradımıza erdik!

Sonra da başladık o neden, bu neden, bilmeden, istemeden, görmeden, kendiliğinden koptu gitti diye konuşmaya…

Sanki gidişatı bilmiyorduk? Sanki olan bitenden hiç haberimiz yoktu? Kıyamet durup dururken mi koptu?

Kıyametin koptuğunu kime sormalı?

Kim bilir doğrusunu?

Hoca Nasreddin!

O da sizlere ömür!

Çünkü biz;

Bayılırız kıyamet üzerine konuşmaya…

Bayılırız bir bardak suda fırtına koparmaya

Bayılırız bir şeyleri abartmaya…

Ne zaman kopmuş? Kim koparmış? Yok mu gören? Yanlış anlamayın da kendiliğinden mi kopmuş? Yoksa kazara filan ya da tesadüfen mi bu kopma hadisesi?

Yazık be Abi!

Kim ne istemiş kıyametten?

Kim yaptıysa ayıp etmiş!

Hiç yakışmamış!

Önemli olan kıyametin kopacak noktaya gelmemesiydi…

Siyaset çıkmış meydana…

Atmış narasını…

Her taraf inlemiş, zangır-zangır titremiş!

Adeta kıyamet kopmuş…Taşlar yerinden oynamış… Sarsılan sarsılmış… Kendine gelen kendine gelmiş… Ben bu işten hiçbir şey anlamadım diyen ortada kalmış… Kimileri kendince yol almış…

Değişenler olmuş…. Didişenler çokmuş… Hüsrana uğrayanlar… Umduğunu bulamayanlar… Sağ gösterip sol vurulanlar…

Liste mağdurları… “Ali Cengiz” oyunları derken…

Yeni bir sayfa açılmış, ya da açılıyor gibi yapılmış… Kimi kanmış…

Kimi yeni bir şeyler oluyormuş sanmış…

Yalanmış, falanmış, filanmış…

Güya bir devir kapanmış!

Laf olsun torba dolsun demişler, varsın isterse kıyamet kopsun!

Netice de;

Tevatür ve rivayet girmişler kol kola…

Düşmüşler yola…

Kimi uğurlar olsun demiş, kimi hayrola!

Bu arada ne mi oldu ne mi bitti?

Mesela…

Hayat pahalılığı verdi mi mola?

Vermedi…

Vermeye niyeti var mı?

Yok diyorlar!

Hiç mi?

Yeminle hiç?

Hatta üzerine bir bardak soğuk su iç!

Sanki mola verse kıyamet mi kopar?

Kopmaz amma…Çok daha eskiden aman kopmasın diye özen gösterilirdi.

Nazik olunurdu, kibar davranılırdı. Kelimeler özenle seçilir, insanları kırmamaya azami dikkat sarf edilirdi. Aman ha kıyamet kopmasın koparılmasın diye ikazlar yapılırdı.

Mesela…

Aşkımız bitecek böyle giderse şarkısını mırıldanırlardı…

Hangi aşk mı bu bitecek olan?

Kıyamet üstüne ne denmişse artık…

Ne diyordu bir başka şarkı…

Biz Heybeli de her gece …

Kıyamet kopmuşsa ne Heybeli’si ne sandalı ne mehtabı, ne çıkması denir mi?

Koptuysa da ne denir?

Olmadı, ne kadar çiğ laf var her biri ardı ardına söylenir.

Enflasyon doludizgin, halimiz ahvalimiz ne sen sor ne biz söyleyelim tadında…

Piyasaların istikrarsızlığı, fiyatların önünün alınamayışı, cebimizde var olan paranın her geçen gün alım gücünün geriye gitmesi gibi konularda da kıyamet koptu.

Kıyamet maaşlarda koptu…Sağlıkta koptu…Eğitimde koptu. Beklentiler de koptu…Yılın ilk yarısı, ikinci yarısı ümitleri açmadan soldu.

Ev kiralarında koptu kıyamet, uçtu kiralar, tavan yaptı. Dur diyen yok! Çarşı-Pazar fiyatlarına da…

Sonra marketlerde koptu kıyamet…Ellerinde bir tomar etiket…Değiştirmeye yetişemiyorlar. İndirim çöldeki serap gibi.

Önce usturuplu tarafından zamlanıyor, sonra indirim konusunda nazlandıkça nazlanıyor.

Sonrası daha da manidar…

Yapılan zam üzerinden indirime tabi tutulmuş ürünlerle karşı karşıya kalıyorsunuz. Kıyametin tam ortasında kalmışsınız. Daha da soruyorsunuz kıyamet kopmuş diyorlar doğru mu?

Kopan ve kopacak olan kıyametten haberi olmayanlar olarak, daha…daha…daha…diye öyle bir aç gözlülüğün ve gözü doymazlığın peşine takıldık ki, asıl kıyamet bu…

Dur durak tanımıyoruz…

Bu hızla nerede duracağımız, nereye çarpacağımız, nereye uçacağımız belli değil.

Ne oldu kıyamet mi koptu?

Hem ne kıyamet…

Kızılca kıyamet, kızılca…

Yeminle öyle böyle değil…

Kopmamıştır amma, pireyi deve, habbeyi kubbe yapanlarımız sağ olsunlar.

Onca toz duman arasında her defasında gerçekler yalan olur, araya kaynar gider, göz ardı edilir, öncelik listesinde bir türlü yer almaya muvaffak olamazlar.

İş işten geçtikten sonra keşkelerden kurulu bir çuval boş laf ve cümle kurulur.

İnsan onları dinlerken içi burkulur, bıkar, yorulur.

Hani kıyametleri koparmıştınız ya, nerede o kopardığınız kıyamet sorularına cevap veren bulunmaz. Kıyamet koptu, kopuyor, kopacak diyenlerin bir tanesi bile ortada görünmez.

Ah kıyamet ah! Bu işten kim kâr eder, kim kârlı çıkar, kim kâr ettim sanır? Her ne denirse densin, bu kargaşa, bu karmaşa her defasında hiç ders alınmamışçasına yaşanır. Hiçbir şey olmasa da sanki bir marifetmiş gibi denir ki; Kıyamet kopmadı amma, az kalsın kopacaktı.

DİĞER YAZILARI Müdür 01-01-1970 03:00 Biz Bizden Gidemeyiz 01-01-1970 03:00 Yaşadığımız Her Güzel Gün Bayram Olsun 01-01-1970 03:00 ALPASLAN TÜRKEŞ 01-01-1970 03:00 Ramazan Hürmetine 01-01-1970 03:00 İhsan Ceylan 01-01-1970 03:00 Göl Şehrinin Hikayesi 01-01-1970 03:00 Söz, Etme Dedi Ses, Dinlemedi 01-01-1970 03:00 Bey Kızının Hikayesi 01-01-1970 03:00 Vakit Vuslat Vaktidir 01-01-1970 03:00 Seyit Küçükbezirci 01-01-1970 03:00 Öğretmenim” Kelimesiyle Geçen Bir Ömür 01-01-1970 03:00 Buram Buram Konya Kokma 01-01-1970 03:00 KASIMPATI 01-01-1970 03:00 Daha Nice Yüzyıllar Gör Türkiyem 01-01-1970 03:00 Yine Ortadoğu, yine kan, yine gözyaş 01-01-1970 03:00 Sultanlar Tepesinden Sultanlar Şehrine! 01-01-1970 03:00 Bu Benim Meselem, Derin Meselem” 01-01-1970 03:00 Bu Şehirde Kaç Zeki Oğuz Daha Kaldı? 01-01-1970 03:00 Makam Mahur Hava Eyyamı Bahur! 01-01-1970 03:00 BAYRAM GELDİ HOŞ GELDİ! 01-01-1970 03:00 Öfke hikayesi 01-01-1970 03:00 Dilinle Söylediğini, Kalbinle de Söyle 01-01-1970 03:00 Kara Odun Ateşe Eş Oldu Aydınlık Geldi!” 01-01-1970 03:00 Doğruluk Sözde Değil Özde Olur!’ 01-01-1970 03:00 Kalemin Su, Kâğıdın Rüzgâr İse... 01-01-1970 03:00 Söküklerini Dik Sözlerinin 01-01-1970 03:00 Bazen... 01-01-1970 03:00 Hak Kapısından Ayrılmayan Türk, Var Olduğu Müddetçe Vatansız Kalmaz 01-01-1970 03:00 Kıskançlık Yapanın Gönlüne Karanlıklar Çöker 01-01-1970 03:00 Dertlinin Derdini Dinlemek! 01-01-1970 03:00 Eden Kendisine Eder!.. 01-01-1970 03:00 AYNA 01-01-1970 03:00 Diline Hâkim Olmak 01-01-1970 03:00 Ramazan Hikayesi -2 01-01-1970 03:00 Ramazan Hikayesi 01-01-1970 03:00 Adı Güzel, Kendi Güzel Muhammed 01-01-1970 03:00 Fani Dünya Hoştur Amma... 01-01-1970 03:00 SON CEMRE 01-01-1970 03:00 SÖZ! 01-01-1970 03:00 YILBAŞI DEMEK 01-01-1970 03:00 ŞEB-İ ARUS 01-01-1970 03:00 Aşçı Dede Kimin Dedesi? 01-01-1970 03:00 Benim Derdim Dermanım Bilen Yok! 01-01-1970 03:00 Ecdada Vefa! 01-01-1970 03:00 Yüreğe Gömülmek! 01-01-1970 03:00