Sevgili Arkadaşları Kıymetli Kardeşlerim Canlar
Hepimizi yasa boğan Kahramanmaraş-Pazarcık’ta meydana gelen art arda 2 deprem 10 ilimizde büyük yıkıma neden olurken bu gün itibarı ile 18 bin 342 Can kayıplarımız var ne yazık ki hala artıyor. Tüm Türkiye belediyeleri ile sivil toplum kuruluşları ile ve vatandaşları ile Her zaman olduğu gibi el ele vererek Yaraları el birliği ile sarma içerisindeler. Yıkım büyük, zarar büyük, acı büyük, hasar büyük. Geçmiş olsun Kahramanmaraş! Geçmiş olsun Gaziantep! Geçmiş olsun Şanlıurfa! Geçmiş olsun Adana! Geçmiş olsun Osmaniye! Geçmiş olsun Hatay! Geçmiş olsun Kilis! Geçmiş olsun Adıyaman! Geçmiş olsun Malatya! Geçmiş olsun Diyarbakır Rabbim milletimize sabır ve dayanma gücü versin.
Sevgili Dostlar
Türkiye sahip olduğu tektonik, sismik, topografik ve iklimsel yapısı gereği doğal afetlerin sıklıkla yaşandığı bir ülke. Su baskını, sel, çığ, heyelan, yangın ve maalesef en yıkıcısı olan deprem. Türkiye’de ortalama olarak her yıl büyüklüğü 5 ile 6 arasında değişen en az bir deprem meydana geliyor. Ülkemizde yaşanan depremler dünyadaki depremlerle kıyaslandığında vermiş olduğumuz can kaybı sayısıyla dünyada üçüncü sıradayız. Depremden etkilenen insan sayısı açısından ise sekizinci sırada yer alıyoruz.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanımız Murat Kurum’un öncülüğünde 9 Kasım 2022 tarihinde “Çök Kapan Tutun” Tatbikatı gerçekleştirilmişti işte bu tatbikat belki de binlerce canın kurtulmasına neden olmuştur. Hepimiz biliyoruz ki depremle mücadele edilmez. Deprem durdurulamaz ve engellenemez. Yapabileceğimiz tek şey kendimizi ondan korumayı öğrenip gereken kurallara uymalıyız. Unutmayalım, deprem bir doğa olayıdır. İnsana ve çevresine zarar vermedikçe afet olarak görmeyiz. Yerleşim alanlarından çok uzaklarda veya okyanus tabanlarında olan kimi depremlerden hiç kimsenin haberi bile olmaz. Ancak, yerleşim alanlarını tehdit ederse işte o zaman afete dönüşür. Depremden korunmanın en kolay yolu, yapılan binaları sağlam ve depremi üreten fay kuşaklarından uzak yerlere inşa etmektir
Sevgili Arkadaşları Kıymetli Kardeşlerim Canlar
Depreme karşı önlem ancak zarar azaltıcı önlemler olabilir. Depremde olabilecek eski veya çürük binaları tespit edip önceden kestirebilirseniz daha deprem gelmeden o kayıpları azaltabilecek çalışmalar yaparak depremde olacak zayiatı bir ölçüde azaltabilirsiniz. TOKi’nin kuruluş amacı da bu yıllardır Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanımız Murat Kurum’un kentsel dönüşüm projesi olarak yapmış olduğu yatırımlar ile bu yaklaşımı depremle mücadelesinde şimdilik yapabileceği en akılcı yatırımdır.
Bakanımız Murat Kurum, Önlemleri bireysel ve kurumsal olmak üzere iki gruba ayırıp çalışmalarını ona göre düzenlemektedir.. Bireysel önlemler, insanların kendi çevrelerinde deprem zararlarını azaltmak için yapabilecekleri işleri anlatarak ve tatbikatlarla uygulayarak göstermesidir. Kurumsal önlemler ise, merkezi ve yerel yönetimlerin yapabileceği işlerler olup bireyselden ziyade kurumsal önlemlerden çok önemlidir. Ülkemizde çok sayıda deprem kuşağı var. Yerleşim alanlarımızın çoğu bu kuşaklar içerisinde yer alıyor. Kentlerimiz, kasabalarımız ve köylerimiz, maalesef, deprem riski açısından güvenli değildir. Küçük depremlerde bile önemli kayıplar veriyoruz. Büyük depremler ülke çapında bir afete dönüşüyor bu geçmişte gölcük depreminden yaşadık şimdide
Kahramanmaraş- Pazarcık depreminde yaşıyoruz. Artık bu işe bir çözüm bulmanın zamanı. Herkes elini taşın altına koyarak gerekeni yaparsa bu “depremle yatıp depremle kalkma” korkumuz da biter. Acizane fikrim Çözüm için “Afet yönetimine değil risk yönetimine talip olmak”. Bugüne kadar hep ilgili tüm birimler afeti yönetmek için çalışma yaptılar . Deprem olunca Hızır gibi yetişip ve yaraları sarmak için mücadele ettiler. Yerel yönetimler de millette depreme hazır olmayı böyle belledi. Ama bu yaklaşım ölen canlarımızın sayısını azaltmadı. Halbuki böyle yapacağımıza daha deprem gelmeden, ne yaparsak can kaybımızı azaltırız, diye düşünüp ona göre davranılsaydı işler çok farklı olur ve bu kadar da zayiat olamazdı . Risk yönetimi büyük ölçüde merkezi ve yerel yönetimlerin işidir işler hakkı ile yapılırsa göreceksiniz yıkım ve can kaybı daha az olacaktır.
Başta AFAD ve belediyelerimiz olmak üzere ilgili tüm devlet kuruluşlarımızın koordinasyon ve titizlik içinde yürüteceği çalışmalarla birlikte, milletimizin desteği ve dualarıyla bu zor günleri de elbette aşacağız.
85 milyon olarak tek yürek olarak dayanışma içinde tüm yaralarımızı saracak, bu felaketi birlik ve beraberlik içinde atlatacağız.
Tüm Türkiye’nin Başı sağ olsun. Ölenlere rahmet yaralılara acil şifalar dilerken Maddi Manevi her şeyini seferber eden yüce Türk Milletine de teşekkürü borç bilirim
Allah Yar ve Yardımcımız Olsun
SAYGILARIMLA VESSELAM