Sevgili Arkadaşlarım Kıymetli Dostlarım Canlar
Asırlardan beri Anadolu’nun önemli şehirleri arasında yer alan, bulunduğu coğrafi konum ile birçok medeniyete beşiklik etmiş olan, Şarkta ve Garpta birçok alimin, seyyahın menzilinde bulunan Konya’nın önemli gelenekleri arasında yer alan ve her yıl Büyükşehir Belediye Başkanımız Uğur İbrahim Altay öncülüğünde Merkez İlçe Başkanlarımızın Bizzat katılarak Kutladıkları Aşure, şivlilik ve fener alayı gelenekleri Yaşatmak ve gelecek nesillere aktarmak adına Çok güzel Programlar Düzenlemektedirler. “Konya’da Aşure, Şivlilik ve Fener Alayı Geleneği” başlıklı bu yazımda Konya şehir kültüründe yer alan ve nesilden, nesile aktarılarak her geçen yıl yeniliklerle gelişen bu geleneklerin meydana gelişi ve uygulanışı , Dini bir çok anlamının yanı sıra birbirinden farklı ürünlerin karışımıyla yapılan bir tatlı olan Aşure, Recep ayının ilk günü çocukların kapı, kapı dolaşarak şeker, çikolata, toplamasından oluşan, çocukların eğlenmesine, kaynaşmasına vesile olan Şivlilik, Şivlilik eğlencesiyle bağlantılı ve şivlilikten bir gece önce etrafa ışık saçan meşalelerin yakılmasıyla yapılan Fener Alayı şenlikleri gibi gelenekler in yaşatılması , ve Dünyada Konya’mıza has Adetlerin olması ve çocukların dört gözle beklemeleri taktire şayandır..
Sevgili Dostlarım Canlar
Allah’ın zamanlar içinde mukaddes kıldıklarından biri de üç aylar diye bilinen “Receb, Şaban ve Ramazan” aylarıdır. Üç ayların gelişi, yeniden derin bir tefekkürün, esaslı bir nefis muhasebesinin yapılması için mühim bir fırsattır. Dünya menfaati, makam endişesi, nefsani arzuların tesiri, mal hırsı, moda haline gelen körü körüne taklitler ve benzeri olumsuzluklar birçok insanı etkilemektedir. Öyle bir çağda yaşıyoruz ki, insanların dini hassasiyetleri azalmış, menfaat kaygısı ve dünyevileşme hırsı dini değerlerin üstüne çıkmıştır.
Üç ayların ilk kandili Regaib bu açıdan anlamlıdır. Çünkü Regaib, “Rağbet” kökünden alınma bir kelimedir. Yönelmek, rağbet etmek anlamları taşımaktadır. İnsanoğlu sürekli hayra rağbet için teşvike, şerden de uzaklaştırılmaya ihtiyacı vardır. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de: “Bir işten boşalınca hemen başka bir işe yönel ve Allah’a rağbet et” emri dünya ilgisinin ardından hemen Hakk’a yönelmenin sorumluluğuna işaret etmektedir. Üç ayların başlamasıyla birlikte Müslümanlar dünya meşgalelerinin gönüllerini kirletmiş olması ihtimaline karşı yeniden Allah’a yönelişe koyulurlar. Üç aylar, Müslümanların geçmiş muhasebesi yaparak ibadetlere yoğunlaştıracağı, günahlardan temizlenip arındığı, aralarında sosyal dayanışma ve yardımlaşmanın hazzını yaşadıkları önemli zaman dilimleridir. Mü’minler, diğer aylara göre bu aylarda namazlarına daha fazla dikkat etmektedir
Sevgili Arkadaşlarım Kıymetli Dostlarım Canlar
Regaib ile başlayan üç aylar Ramazan’a hazırlık ve yoğunlaşma zamanıdır. Bu hazırlıkların bir bölümü maddi, diğer bölümü ise manevi hazırlıktır. Maddi hazırlıkta Ramazan için yapılan her türlü fiziki ortam ve gıda ile ilgili hazırlıklar söz konusudur. Manevi hazırlıkta ise Müslümanın Ramazan iklimine psikolojik olarak hazırlanmasıdır. Mübarek geceler denince “Kandil” tabir edilen Regaib, Miraç, Berat ve Kadir geceleridir . Üç aylardaki mübarek geceleri anlatan ayetlerde üç hususa vurgu yapılmaktadır. Hz. Peygamber ve Kur’an. “Bir gece, kendisine ayetlerimizden bir kısmını gösterelim diye (Muhammed) kulunu Mescid-i Haram’dan, çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksa’ya götüren Allah noksan sıfatlardan münezzehtir; O, gerçekten işitendir, görendir.”
“Biz onu (Kur’an’ı) Kadir gecesinde indirdik. Kadir gecesinin ne olduğunu sen bilir misin? Kadir gecesi, bin aydan hayırlıdır. O gecede, Rablerinin izniyle melekler ve Ruh (Cebrail), her iş için iner dururlar. O gece, esenlik doludur. Ta fecrin doğuşuna kadar.”
Kur’an-ı Kerim gece nazil olmaya başlamış ve indiği gece gecelerin sultanı, indiği ay, ayların sultanı, indiği Peygamber Rasullerin Sultanı ve indiği ümmet de ümmetlerin sultanı sayılmıştır.
Mübarek üç aylar içinde kutlanan gecelerimizde her mümin, içinden yükselen şu sesi cevaplamakla işe başlamalıdır:
– Ben neyim?
– Niçin bu âleme gönderildim?
– Yaratılış gayem nedir?
– İnsan, sınırlı süreyi doldurunca niçin bu âlemi terk eder ve nereye gider?
– Günah nedir?
– Sevap nedir?
– Tevbe nedir ve nasıl yapılır?
Üç aylar muhasebe zamanıdır. Üç aylar, kendimizi denetleme, değerlendirme bakımından çok önemlidir. Bir kere daha geçmişimizin muhasebesini yapıp, geleceğe hazırlıklı olmanın tedbirlerim almalı ve sormalıyız:
Allah’ı seviyorum diyorsun, kulluk vazifeni yapabiliyor musun?
Peygamberi seviyorum diyorsun, onun sünnetine uygun yaşayabiliyor musun?
Kitabım Kur’an’dır diyorsun, onun emirlerine sarılıp yasaklarından kaçınıyor musun?
Allah’ın nimetlerini yiyorsun, şükrünü eda edebiliyor musun?
Şeytanın düşmanın sen de biliyorsun. Ona karşı koyabiliyor musun?
Cennet haktır diyorsun ve inanıyorsun. Ona lâyık neyin var?
Cehennemden kurtulmak için kötülüklerden uzak durabiliyor musun?
Ölümün hak olduğunda da şüphen yok. Şu an ölüme hazır mısın?
Kendi suçlarını düzeltmek yerine başkalarının ayıplarıyla neden uğraşıyorsun?
Hep kendin için çalıştın, durdun. Bugüne kadar Allah için ne yaptın? Kaç yetimin başını okşadın, karnını doyurdun, üstünü giydirdin?
Senden sonra insanlığa hizmet edecek, malından, ilminden, neslinden ve örnek ahlakından bir evlat yetiştirebildin mi?
Evet, bütün bunları kendimize sorup bir durum değerlendirmesi yapmak, bu mübarek günlerin, gecelerin ve ayların şuuruna varmak demektir. Her an günah lekeleriyle kirlenen dudakları duaya, gönülleri dergaha yöneltmek için verilmiş olan büyük bir fırsattır. İnsanların hayat defterine hayırların kaydedilmesine, hataların affedilmesine, sevapların verilmesine vesile teşkil eden bir nimettir.
SAYGILARIMLA VESSELAM