Sevgili Arkadaşlarım Kıymetli Dostlarım Canlar
Mevlana'nın asıl adı Muhammed Celaleddin'dir. Mevlana ve Rumi de, kendisine sonradan verilen isimlerden. “Efendimiz” anlamına gelen Mevlana ismi Konya'da ders okutmaya başladığı tarihlerde konulmuş. Bu ismi ilk Sems-i Tebrizi ve o dönemde Mevlana'yı sevenler kullanmış, sonrasında adı yerine kullanılan sembole dönüşmüş. Rumi ise Anadolu demek. Geçmişte Konya Diyar-i Rumi yani Anadolu ülkesinin vilayeti olarak anılıyordu. Ömrünün büyük bir kısmını burada geçiren türbesi Konya’da olan Mevlana’nın Rumi olarak çağırılması da buradan gelmekte.
Şeb-i Arus Ölümü düğün olarak görmenin ancak engin yüreklerin taşıyacağı bir hissiyat . Hz. Mevlana’nın ölümü kavuşmak olarak ifade etmesi, içinde taşıdığı aşkın yansımasıdır Ölümün ardından 750 yıl sonra bile farklı din, dil, ırk ve coğrafyadan yüz binlerce insanı bir araya getirebilmesinin nedeni Allah sevgisini, hoşgörüyü, hiçliği ve İslamiyet’i herkesin anlayabileceği şekilde şiir ve hikayelerle anlatmış olmasıdır. Her Müslüman tasavvuf ile ilgilenmek zorunda değildir ama her tasavvuf ehli İslam’a göre yaşar. Mevlana da tüm hayatını İslam’a ve Kur’an a göre yaşamış ve eserlerini bu çerçevede yazmıştır.
Gönül Gözü ile değil de dışardan bakanla, onu özden tanıyan, inceliklerine vakıf olan arasında fark vardır. Mesela sanata eserine bakan herkes hayran kalır ama sanatkar eserindeki maharet, incelik ve ayrıntıları daha bir derinlemesine anlar. Dostlarım Sanat ayrıntılardadır. O ayrıntıyı anlayabilen sanatın değerini ve sanatkarın kıymetini anlar. Sıradan insanın bakışı temaşadan ibarettir. Mevlana içinde gizli kalan sırrın feryadında saklı olduğunu ama herkesin gönlünde fakat onu gerçekten anlayan hazır biri bulunmadığından mesajının tam olarak anlaşılmadığını söyler ve der ki:
Dilin müşterisi olur sadece kulak;
İrfana sırdaş olur, aklı aşabilen ancak.
Sevgili Arkadaşlarım Kıymetli Dostlarım Canlar
Hz Mevlana sevgi ve hoşgörü kavramlarını öyle güzel anlatır ki insanın sadece aklına değil ruhuna da dokunur. Günümüzde halen barışın ve kardeşliğin sembolüdür. Yaratılanı yaratandan ötürü sevmeyi öğretir. Hiçbir şeyi inkar etmez ama her şeyi bütünleştirir. Hz Mevlana Allah’a kulluk etmeye çokça vurgu yapar çünkü İslamiyet’te en yüksek mertebe kulluk mertebesidir. Kulluğu anlayabilmek için önce hiçliği anlayabilmek gerekiyor diye düşünüyorum.
Mevlana’nın beni en çok etkileyen sözlerinden biri “Herkes yokluktan korkar. İşte bütün alem bu yüzden yol sapıtmıştır. Halbuki yokluk asıl sığınılacak yerdir.”
Anlamak, hissetmek ve yaşamak. Her biri için farklı zamanlarda pişmek gerekiyor diye düşünüyorum. Bu nedenle inanç, tasavvuf, İslam hakkında okumanın, hissetmenin, anlamanın ve öğrenmenin de sonu yoktur. İnsan yeter ki iyi niyetle istesin, çaba sarf etsin. İnanıyorum ki, Allah O’nu arayana yolu gösterecektir.
Sevgili canlar yazıyı Hz. Mevlana’nın Vasiyeti ile bitirmek isityorum;
MEVLANA’NIN VASİYETİ
“Ben size, gizli ve aleni, Allah’tan korkmanızı, az yemenizi, az uyumanızı, az söylemenizi, günahlardan çekinmenizi, oruç tutmaya ve namaz kılmaya devam etmenizi, daima şehvetten kaçınmanızı, halkın eziyet ve cefasına dayanmanızı avam ve sefihlerle düşüp kalkmaktan uzak bulunmanızı, kerem sahibi olan salih kimselerle beraber olmanızı vasiyet ederim. Hayırlısı, insanlara faydası dokunandır. Sözün hayırlısı da az ve öz olanıdır. Hamd, yalnız tek olan Allah’a mahsustur. Tevhid ehline selam olsun.”
SAYGILARIMLA VESSELAM