DOLAR 0,0000
EURO 0,0000
STERLIN 0,0000
ALTIN 000,00
BİST 00.000
Advert
Ayşe  ÜNÜVAR  :(Uzm. Psk. Dan. Eğitimci Yazar)
Ayşe ÜNÜVAR :(Uzm. Psk. Dan. Eğitimci Yazar)

Komşuluk Gelenekleri

 “Komşu komşunun ‘külüne’ muhtaçtır”

 

Eskidendi, eskimeyen zamanlardan, dağların dağlara kavuştuğu, insanın insanı anladığı,

yürekçe konuşulduğu zamanlardan…

Anadolu’muzu inşa eden onlarca hatta yüzlerce güzel gelenek arasında, Komşuluk

Geleneklerimiz de vardır. Komşu: “Konutları yakın olan kimselerin birbirine göre aldıkları

ad” olarak tanımlanır Türk Dil Kurumunca. Bahsedilen bu mesafe yakınlığı, zamanla akraba

bağına dönüşecek kadar iç içe geçebilmekte “komşuluk hakkı” “komşu hatrı” “komşuluk

gütmek” “komşu kapısı” “kapı bir komşu” “kapı komşum” “konu komşu”vb. sosyolojik

açıdan anahtar kavramlara kapı aralamaktadır. Kapı aralamak demişken; Yaşadığımız şu zorlu

hayata göğüs germek, sorunları bir nebze hafifletmek belki de kolaylaştırmak için insanın

yanında kimler vardır sorusuna; Yakınlarımız! Demekteyiz genellikle. Bu yakınlar kimdir

denildiğinde ise ya akraba ya da konu komşu deriz düşünmeden. Öyle zamanlar gelir ki

komşularımızla akrabalarımızdan daha sık görüşür daha fazla şey paylaşırız… “Evde kalmamış

hadi komşunun kapısını çalıver” “Çiçekleri sulaması için anahtarı kapı bir komşuma

bıraktım” “Çocukları okuldan komşu kadın alacak” “Komşu hatrı saydık ilk sizin kapıyı

çaldık” “Komşudan başka kimin kapısına varayım?” “Tütmüştür komşum, bizim azımız size

çok olsun, akşam afiyetle yersiniz” vb örneklerimiz çoğaltılabileceği gibi yüzlerce yıldır

sürdürülen bu güzel bağ, komşuluk geleneği ile taçlanıp, nice atasözü, deyişlere evrilmiş ve

zamandan zamana aktarılmış ki içlerinden en sevdiğimdir; “Komşu komşunun külüne

muhtaçtır” Elbette kül ne işimize yarayacak diye düşündürüverir bu atasözü bizleri. Çünkü

yaşadığımız zaman öyle boyut değiştirdi ki bazen kendimiz dahi anlam veremez olduk. Fayda

beklentisi güden bireylere dönüşmeye ve geleneklerin anlamlı halde devamı yerine çıkar

kaygısı güdülmesine destek olmaya başladık. Bu konudaki serzenişim şöyle aslında: Çıkar

gütmek mi gelenek haline geldi yoksa bizler çıkar gütmeyi de çıkarımız haline getirip yeni

gelenek zincirleri mi tanımlıyoruz? Elbette gelenekler de zamanla yerleşmiş, kalıplaşmış ve

toplumsal süreçte vazgeçilmez olup yaptırım gücünü miras bırakmıştır. Tabii atalardan miras

kalırken kendine özgülüğünü yitirdiği, değişime uğradığı zamanlarda olmuş ve olacaktır. Kül

de böyledir işte! Eskiden çamaşır yıkamak için deterjanın olmadığı, ya da pahalı olduğu

zamanlarda kül suyu ile aklanırmış kirler. Üşenmedim büyüklerime sordum; “Kül ile kir

paklanır mı?” “Paklanmayı bırak, kül suyu ile yıkanan çamaşırlar türüm türüm tüterdi” Dediler.

Oldukça zahmetli görünen bu iş, günümüzde doğal yaşamı seçen modern insan grupları

tarafından da yeniden kullanılmaya başlanılmış. Neyse gelelim kül suyuna; Odunlar hararetli

ateşte yakıldıktan sonra kalan kül boşa götürülmeyip büyük tencere ya da kazanlarda

kaynatılıyor. Sonra bir gece dinlenmeye alınıyor ki küllerin tamamı kazanın dibine çöküp, suyu

berraklaşsın. Çamaşır zamanı kaynatılan sıcak suya, berrak küllü soğuk su ekleniyor ve

çamaşırlar el ile çitilenip sabun yardımı ile de arındırılıyor. Zahmetliii! Oldukça hem de ama

kimyasal zarardan kaçınmak isteyenlerce günümüzde bile kullanılmakta. İşte bu kül o kül!

Sende yoksa komşudan isteyiver külü! Öyleyse birbirimize her anlamada muhtacız aslında;

Asansöre binerken, merdiven çıkıp inerken, yolda, sokakta, pazarda, cenazede, mevlitte,

kandilde, bayramda, düğünde. Boşuna dememiş atalar: “Komşuda pişer, bize de düşer” ve ne

güzeldir ki hâlâ da devam ettirenlerimiz vardır bu geleneği! Öyle ya mahalleyi, yağda

cızırdayan pişi kokusu aldıysa, bizim evin kapısı çalınacaktır. Yahut aşurenin enfes kokusu yedi

mahalleyi tutmuşsa, envai çeşit tatlar damağımızda yer bulacaktır… O halde “Ev alma komşu

al” sözünü yabana atıverme! Komşunu iyi seç! Ya da iyi komşu ol! İyilik bizde kalsın

düsturuyla yürü ve gençlere örnek olup gelenek zincirine yeni halkalar ekle… Sen iyi ol!

“Komşu ekmeği komşuya borçtur” Derdi babaannem, nurda yatsın! Komşun kapını bir kere

çalıp Allah ne verdiyse uzatıyorsa sen de uzat! Demekti bu. Lakin bu davranışın, güzel tarafı

şuydu; Sende olan onda, onda olan da sende yoksa değiş tokuş edin! Ne güzel aslında. Senin

varın onun yoku! Böylece yaşam güzelleşir, tazelenir belki. Belki de yeniden öğreniriz “KÜL

MUHTAÇLIĞINI” Ne me lazım, muhtaç olmadan bilinmez diyeceğim ama “İnsan insanın

kurdudur” diyen T. Hobbes’i ömrümce eleştirdiğime bakılırsa bir orta yol bulmak gereğine

inanıyorum. Hasılı “Komşusu açken tok yatan bizden değildir!” diyen Yüce Peygambere kalp

kulağımızı vermeli ve yanı başımızdan geçip giden kim olursa olsun elimizden geleni

yapmalıyız. Komşumuza gelince; Hastasında, cenazesinde, düğününde, yemeğindemevlidinde…vs bulunduğumuz gibi zamanın getirdiği hız ve haz yükünü derinliğine anlayıp,

zaman ayırmaya-hatır sormaya-selam vermeye gereğinden de gerekli davranmaya çalışmalıyız

kanaatindeyim naçizane!

Tüm bunları yazarken konu komşu hatrı kadar her canın da hakkını gütmek şiarımız olsun

demeden de geçemeyeceğim… Bu arada “KÜL” konusunda ta eskilerden yadigar bir öneriyi

de yazmadan edemedim; Çamaşırları en iyi temizleyen ve türüm türüm tüttüren Meşe Ağacı

Külü imiş… İlla ki Meşe Külü derdi babaannem! Haydi sağlıcakla sevgili Dostlar! İyi

niyetimizle kalalım…

NELER SÖYLENDİ?
@
NAMAZ VAKİTLERİ
PUAN DURUMU
  • Süper LigOP
Gazete Manşetleri
Yol Durumu
E-GAZETE
KONYA LOBİ Temmuz Ağustos 2023
BURÇ YORUMLARI
  • KOÇ
    Koç Burcu
  • BOĞA
    Boğa Burcu
  • İKİZLER
    İkizler Burcu
  • YENGEÇ
    Yengeç Burcu
  • ASLAN
    Aslan Burcu
  • BAŞAK
    Başak Burcu
  • TERAZİ
    Terazi Burcu
  • AKREP
    Akrep Burcu
  • YAY
    Yay Burcu
  • OĞLAK
    Oğlak Burcu
  • KOVA
    Kova Burcu
  • BALIK
    Balık Burcu
ANKET OYLAMA TÜMÜ
E-Bülten Kayıt
ARŞİV ARAMA