GÜNCEL

Prof. Dr. A. Kâzım Ürün “Şiir karanlıkta isabet eden oktan tesirlidir”

Konya Aydınlar Ocağı Salı Sohbetlerinde Prof. Dr. A. Kâzım Ürün İslâm’da şiir ve şairler konusunu anlattı.

Prof. Dr. A. Kâzım Ürün “Şiir karanlıkta isabet eden oktan tesirlidir”

Konya Aydınlar Ocağı’nın düzenlediği Salı Kültür Sohbetlerinde Prof. Dr. Ahmet Kâzım Ürün “İslâm’da Şiir ve Şairler” konusunu anlattı. İl Halk Kütüphanesi Konferans Salonundaki programda Hz. Peygamber Efendimiz dönemindeki şair ve söyledikleri şiirlerden örnekler veren Ürün eski âlimlerin şiiri en çok tesir eden söz olarak kabul ettiklerini anlattı.

Resim önizlemesi

Programın açılış konuşmasını yapan Aydınlar Ocağı Başkanı Dr. Mustafa Güçlü, Hz. Adem ile başlayan insanlık tarihinden itibaren şiirin var olduğuna işaret ederek “Osmanlı döneminde şiir ve musiki zirvedeydi. Ancak içinde bulunduğumuz dönemde adeta çorak bir vadiden geçiyor. Şiirin, sanatın hakkını veremedik. Halbuki bizim belki bir milyonluk bir kelime lügatimizin olması gerekiyordu” diye konuştu.

Daha sonra kürsüye gelen Prof. Dr. A. Kâzım Ürün Arap Yarımadasının ilk insanların yaşadığı coğrafya olduğuna dikkat çekerek, “İnsanlık o bölgede gelişmiş, vasıflar kazanmıştır. Hz. Peygamber Efendimiz devrinde de şiir bir üstünlük ölçüsü olarak görülmüştür. Her yıl düzenlenen panayırlarda şiir müsabakaları yapılır, dereceye giren şiirler Kabe-i Muazzama’nın duvarlarına asılır ve bunlara Muallaka Şiirleri denirdi” dedi.

İmriul Kays, Züheyr bin Ebi Sulmâ, Lebid bin Rebia, Ez Zühri, Amr bin Gülsüm, Antara bin Şeddad, El Haris ve El Aşa gibi şairlerin o devrin meşhur isimleri olduğunu anlatan Ürün, develerin yürürken çıkardığı ritimli sesten de musikinin doğduğu ve Hıdâ denen deve ezgisinin oluştuğunu söyledi. O dönemdeki âlimlerin şiir için, “En çok tesir eden sözdür” dediklerini hatırlatan Ürün, “Ayrıca, mübalağadan ötürü; şiirin en tatlısı gerçek dışı olandır, tespitini yapanlar da olmuştur” diyerek sözlerini sürdürdü.

Resim önizlemesi

Peygamber Efendimizin şiire ve şairlere büyük önem verdiğine işaret eden Ürün, “Cahiliye devrinde şairlerin Cinlerle temasta olduğuna inananlar da vardı. Bu inanç sebebiyle; Allah Resulüne Ayetler indirildikçe yalanlayıp, onun şiir söylediğini iddia edenler oldu” dedi.

Efendimizi hicveden bazı şairlerin daha sonra Müslüman olarak İslâm’la şereflendiğine vurgu yapan Ürün, “Bunlardan biri de Kab’dı ve gıyabında ölüm kararı verilmişti. Önceden Müslüman olan kardeşi durumu haber verince Kab Medine’ye gelip Peygamberimizden af diledi, Müslüman olup şiirlerine yeni bir çehre verdi” diye konuştu.

Kur’an-ı Kerim’deki bazı ayetlerden etkilenip şiir söylemekten vazgeçen şairler olduğunu da hatırlatan Ürün, “Peygamber efendimiz Müslüman olan şairlerin bazılarından övgüyle söz etmiş ve şiir söylemeye teşvik de etmiştir. Hassa, Sabit, Kab gibi şairlere, müşrikleri kast ederek, ‘Onları hicvet. Senin onları hicvetmen zifiri karanlıkta okun isabet etmesinden daha etkilidir” demiştir. Nitekim Seyit Kutup, “İslâm, şiir sanatlarına karşı çıkmaz. Karşı çıktığı şiir sanatının takip ettiği yoldur” diyerek bu durumu açıklamıştır” dedi.

Peygamber Efendimizin bazı zamanlarda şiir terennüm ettiğini ve evine geldiği bazı günlerde şiir söyleyerek girdiğini anlatan Ürün, “Peygamberimizin ‘Her hangi birinizin içinin irin ve kanla dolu olması, şiirle dolu olmasından daha iyidir’ şeklinde bir Hadis nakledilmiştir ama Hz. Ayşe bunu düzeltip, Efendimizin İçinizin irin ve kanla sdolu olması, beni hicveden şiirle dolu olmasından daha iyidir’ dediğini nakletmiştir” diyerek sözlerini tamamladı.

Program sonunda Aydınlar Ocağı Başkanı Dr. Mustafa Güçlü verdiği bilgiler için teşekkür ederek Prof. Dr. Ahmet Kâzım Ürün’e kitap takdim etti.

AdminAdmin