KÜLTÜR - SANAT

Hasan Yaşar ; “El-Konevî önemli bir İslam Âlimidir”

• Konya Aydınlar Ocağı’nda Şeyh Sadreddin Konevi’nin hayatını anlatan araştırmacı-yazar Ahmet Çelik, “Sadreddin Konevî etkileri günümüze kadar gelen önemli bir İslam âlimidir. Selçuklu’nun ilk kütüphanesini o kurdu” dedi.

Hasan Yaşar  ; “El-Konevî önemli bir İslam Âlimidir”

Konya Aydınlar Ocağı’nın bu haftaki Selçuklu Salı Sohbetleri’nde, 748. Vefat Yıldönümünde Şeyh Sadreddîn Konevî dile geldi. Meram Belediyesi Konevi Araştırma Merkezi (MEBKAM) eski başkanı Hasan Yaşar ve Araştırmacı-Yazar Ahmet Çelik, Şeyh Sadreddin el-Konevi’nin hayatını, eserlerini ve fikirlerini ele alarak anlattılar.

 

Konya’da Tasavvuf Hayatı Dediği Sultan’la Başlar

MEKAM eski başkanlarından Hasan Yaşar, Konya’nın enbiyalar ve evliyalar şehri olduğunu belirterek “Konya’mızda meşhur evliyalarımız var. Ama enbiyalarımız da var. Onlar içinde bir makam yapılması lâzım. Yapılan makamda o peygamberlerin isimleri çok belli olmasa da kaç adet olduğu, nerede metfun oldukları yazılması lâzım. Bu hem manevi açıdan şehre bir kimlik kazandırır hem de turizm açısından da bir değer kazandırır.” dedi. Yaşar, Konya’daki tasavvuf hayatıyla ilgili olarak da şu ifadelere yer verdi: “Benim kanaatime göre Konya’da tasavvuf hayatı Ilgın’daki Dediği Sultan’la başlar. Mezar kitabesine göre vefat tarihi 1180. Rivayetlere göre Ahmed Yesevî’nin öğrencilerinden olup, bu toprakları bize vatan kılan bu mutasavvıflar. Konya’daki bu tasavvuf neş’esi Hz. Hâdimî ile kök salmış ve Memiş Efendi ile silsile olarak devam ederek Ziya Efendi’ye ve talebesi Hacıveyiszade Hoca’yla birlikte nur saçmaya devam ediyor diye biliriz.” Yaşar ayrıca; 22 Temmuz 1274’te vefat eden Şeyh Sadreddin el-Konevî’yi anma toplantılarının ilkinin 22 Temmuz 1947’te Feridun Nafiz Uzluk tarafından Halkevi’nde yapıldığını, ikinci ve en derinlikli programın ise 23 Mart 1988 yılında Selçuk Üniversitesi-Selçuklu Araştırmaları Merkezi tarafından sempozyum olarak gerçekleştirildiğini, üçüncü programın da 27 Kasım 2004’de Konya Büyükşehir Belediyesi tarafından Konevi Kültür Merkezi’nde yapıldığını ve 2007’de kurulan MEBKAM’ın faaliyetleri ile Konevi Sohbetleri’ni dile getirdi. 

Konevi’yi Anlamak İçin Tanımak Gerek

Sadreddin Konevi’yi anlamak için tanımak gerektiği üzerinde durarak Konevi’yi “Sadreddin Konevi Öncesi, Sadreddin Konevi ve Sadreddin Konevi Sonrası” şeklinde üç bölümde ele alan araştırmacı-yazar Ahmet Çelik, Selçuklu döneminin en entelektüel insanları tarafından eğitilen Sadreddin Konevi’nin Osmanlı Devleti’ne ciddi bir kültürel miras bıraktığını söyledi. Yazar Çelik, Anadolu Selçuklu döneminde yaşayan Şeyh Sadreddin Konevi’nin “Sultanların hocası ve Mecdüddin İshak’ın oğlu, Şeyhü'l-Ekber Muhyiddin İbni Arabi ve Şeyh Evhadüddin Kirmani’nin öğrencisi, Hz. Mevlâna Celâleddin Rûmi’nin çağdaşı, hâkim, muhaddis, fakih, mutasavvıf” olduğunu belirterek asıl adının “Muhammed” olduğunu söyledi. 1 Ocak 1209’da Malatya’da dünyaya gelen ve 22 Temmuz 1274’te Konya’da vefat eden Sadreddin Konevi’nin babasının adının İshak, dedesinin adının Muhammed” olduğunu ifade den Çelik, “Aile Endülüs’te yaşarken Hristiyanların saldırıları sonucunda Anadolu’ya göçerek Malatya’ya yerleşmiştir. Babası İshak, Selçuklular döneminde “Mecdüddin” lakabıyla tanınan ünlü ve âlim bir kimseydi. Tarihi kaynaklar ondan “dünyadaki bilginlerin gözbebeği ve sultanların hocası” diye övgüyle bahsetmektedir. Sadreddin Konevî’nin annesi ise Selçuklu sarayında yetişmiş hanımlardan Güher Hatun idi.” dedi.

Nasıl Yaşayalım ve Nasıl Ölelim…

Sultan İzzeddin Keykavus’un, 1214’te bozulan ekonomiyi düzeltmek için fütüvvet teşkilatından faydalanarak Anadolu’da yaygınlaşmasını sağladığını dile getiren Çelik, “Mecdüddin İshak, Bağdat’ta Selçuklu Devleti ile Abbasi Halifeliği arasında bir takım kültürel anlaşmalar gerçekleştirdi. Bu anlaşmalardan biri Fütüvvet’in Anadolu’da yaygınlaştırılmasıyla ilgili idi. Sultanın desteği, Evhadüddin Kirmani ve Ahi Evren’in gayretleri ile Anadolu'da fütüvvet teşkilatı yayılmaya başladı. Kısa zamanda tüm iş kollarında çalışanlarını fütüvvet ilkeleriyle eğitip kontrol altına alan Ahilik sayesinde Anadolu’da bozulan ekonomiye bir düzen geldi.” dedi.

Sadreddin Konevî’nin amcası İsmail b. Muhammed’den Kur’an-ı Kerim’i ezberleyerek hafız olduğunu, ardından amcasıyla es-Silefi adlı hadis âliminin yazdığı “el-Erbaûn” yani kırk hadis kitabını okuduğunu belirten Çelik, “Konevi’nin hayatında en önemli hocası Muhyiddin İbni Arabi idi. Hocası onu düşünce derinliğine ulaştıracak ve ileride Anadolu’nun en büyük bir İslam âlimi ve düşünürü haline getirecekti. Konevî Konya’da “Çeşme Kapı” denilen dış kale kapısının yakınındaki Hoca Hasan Mescidinde imamlığa başladı. Konya’ya nispetle “Sadreddin Konevî” lakabı ile meşhur oldu” diye konuştu. Çelik, Sadreddin Konevî ile Hz.Mevlâna arasında geçen şu hatırayı paylaştı: Sadreddin Konevi, Mevlana’ya: “Mülükane yaşayalım, fakirane ölelim” buyurur. Mevlâna da cevaben: “Fakirâne yaşayalım, Mülükane ölelim” buyurur.”

Konevî Önemli Bir İslam Âlimi ve Düşünürüdür

“Sadreddin Konevî konağında tefsir, hadis, fıkıh, tasavvuf ve felsefe alanında dersler veren öğrenci yetiştiren bir müderristi. Selçuklu sultanları, melikleri, vezirleri ve emirleri yanında çok sayıda öğrenci onun derslere devam ederdi” diyen Çelik, konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “Konevi edebiyat dersleri ve hikmet dersleri verirdi. Sadreddin Konevî, Moğolların İslam dünyasında yaptığı tahribatı gidermek için -daha çok öğrenci yetiştirmeye ve- bilgi kaynakları olan değişik kitapları kendi kütüphanesinde toplamaya hız verdi. Konevî, geride yazdığı eserler, yetiştirdiği binlerce öğrenci ve ciltler dolusu kütüphanesiyle Selçukludan günümüze zengin bir düşünce mirası bırakarak 22 Temmuz 1274’te Konya’da vefat etti. Vasiyetine uygun olarak konağının bulunduğu yere defnedildi. Sonuç olarak Sadreddin Konevî etkileri günümüze kadar gelen önemli bir İslam âlimi ve düşünürüdür. Selçuklu’nun ilk kütüphanesini o kurdu. Selçukluların yıkılmaya yüz tuttuğu bir sırada Hz. Mevlâna ile birlikte insanları gönül diliyle birliğe, beraberliğe ve kardeşliğe davet etti.”

Konya İl Halk Kütüphanesi Salonu’nda gerçekleştirilen sohbettin sonunda Konya Aydınlar Ocağı Başkanı Dr. Mustafa Güçlü, Araştırmacı Yazar Ahmet Çelik ile Hasan Yaşar’a “Büyük Selçuklu Mirası – Mimari ve Müzeler” adlı eserleri armağan etti.

 

AdminAdmin