SİYASET

Bektaş: Konya’daki Tarımsal Sulama Sorununu da Ülke Sorunu Gibi Görülerek, Çözülmelidir

TBMM’si Plan Bütçe görüşmelerinde CHP Grubu adına konuşan CHP Konya Milletvekili v e Anayasa Komisyonu Üyesi Barış Bektaş, ”Konya, kendisine en yakın üretimi yapan ilden yüzde 50 daha fazla tarım ve hayvancılığa katma değer sunan bir ildir. Ancak çölleşmeye terk edilmiştir. Çölleşmenin önüne geçilmesi ve tarımsal sulama sorunun çözümüne ülke problemi olarak bakılarak, biran önce çözüme kavuşturulmalıdır

Bektaş: Konya’daki  Tarımsal Sulama Sorununu da Ülke Sorunu Gibi Görülerek, Çözülmelidir

Barış Bektaş Konya'nın problemi sadece bölgenin değil, ülkemizin problemidir diyerek, 2Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle, çalışma arkadaşımız Hasan Bitmez'e Allah'tan rahmet, kederli ailesine sabırlar diliyorum. Konya Ovası Projesi Kalkınma İdaresi bütçesi hakkında grubum adına konuşacağım. Maalesef, AKP iktidarının Cumhuriyetin en köklü kurumlarından birisi olan Devlet Planlama Teşkilatı gibi vizyoner, ülkenin ekonomik ve sosyal kalkınmasını sağlayan temel kurumları yok etmesi nedeniyle bütçesi ve işleyişi itibarıyla tamamen göz boyamaya yönelik bölgesel kalkınma idarelerinden vatandaşlarımız hizmet beklemekte, ancak sonuç alamamaktadır. 2011 yılında kurulan KOP İdaresi, başta su olmak üzere tarımsal projeleri planlayıp koordine ederek uygulanabilir hâle getirmek için kurulmuş ancak gelinen noktada hem ayrılan bütçe hem de izlenen metotlar sebebiyle bu hedefler hayal hâline gelmiştir. Gelinen noktada çobanlara konteyner, çadır ahırlar gibi Tarım İl Müdürlüklerinin gerçekleştirilebileceği projelerden daha ileri bir proje sunamayan KOP İdaresi kendi vizyon ve kuruluş amacının çok uzağındadır. Konya, kendisine en yakın üretimi yapan ilden yüzde 50 daha fazla tarım ve hayvancılığa katma değer sunan bir ildir ancak çölleşmeye terk edilmiştir. 13 tarımsal üründe en yüksek üretimi yaparak ülkede lider konumdadır. Et, süt, yumurtada da Türkiye birincisidir. Kısaca, Konya'nın problemi sadece bölgenin değil, ülkemizin problemidir. Ancak, yılan hikâyesine dönen Mavi Tünel Projesi'yle KOP İdaresi, Konya'nın içme suyunu dahi karşılamakta zorlanmaktadır. "Müteahhit kaçtı." "Kanallar çöktü." gibi mazeretlerle AKP iktidarının en çok oy aldığı Konyalı çiftçiler oyalanmakta ve işin özü gizlenmektedir. Mavi Tünel, AHİ Kanalı dahi tamamlansa 414 milyon metreküp su getirilecek olup tarımsal alanda hâlihazırda kullanılan su 6,5 milyar metreküptür. Yıllık biriken yüzey suyu ve zemin suyu 4,5 milyar metreküp olup bu sudan yüzde 50 fazlası kullanılmaktadır, yılda 2,5 milyar metreküp kuyulardan çekilmektedir. Altınekin'de kuyu derinliği 450 metre; Akşehir Gölü kurumuştur, Beyşehir Gölü ve Tuz Gölü ciddi düşüşler hâlindedir. 584 civarında afet riski oluşturan obruk vardır, bin adet obruk olduğu dikkate alınırsa çölleşmenin boyutları ortaya çıkacaktır. Sulak alanların yüzde 65'i kaybedildi; bitki örtüsü hızla azalmakta ve birçok tür yok olmaktadır. DSİ 2007'den beri su seviyesiyle ilgili, yer altı su seviyesiyle ilgili bilgileri özellikle vermemektedir. Oysaki su yönetimi, yetersiz su kaynakları olan, dünyanın en verimli tarımsal coğrafyalarından olan Türkiye'de jeolojik, tarımsal, çevresel, ekonomik ve gıda güvenliği açılarından stratejik öneme sahip millî bir meseledir” dedi.

 

Doğanın dengesini bozacak projeler yerine, çölleşmeyi engelleyecek projelere ağırlık verilmelidir

 

Kanal İstanbul gibi rant amaçlı ve doğanın dengesini bozacak projeler yerine doğayı kurtaracak ve çölleşmeyi engelleyecek kamu yararı eksenli projelere ağırlık verilmesi gerektiğine dikkat çeken Barış Bektaş şunları ifade etti: “Su yönetimi Devlet Planlama Teşkilatı gibi bütünlüklü bir şekilde değerlendirmekten çok uzak bölgesel kalkınma idareleriyle âdeta savruluyor ve geleceğimizi kaybediyoruz. Konyalı çiftçilerin kullandığı 6,5 milyar metreküp su dahi sulanabilen alanların yüzde 30'una tekabül ediyor. Su ihtiyacı çok büyüktür ancak Mavi Tünel'le Konyalılar uyutulmaktadır. Altı aylık bir milletvekili olarak değil, İl Başkanlığım süresince de Kanal İstanbul değil "kanal Konya" diye haykırdık. (CHP sıralarından alkışlar) Ancak AKP iktidarı çiftçiyi, ülke yararını, tarımsal üretimi değil rantı önceledi, yandaşları ile Arap ortaklarını zengin etmeyi önceledi. (CHP sıralarından alkışlar) Kanal İstanbul'un onda 1'i kaynakla Orta Anadolu'yu cennete çevirecek millî bir su planını hayata geçirmeyen iktidar havza bazlı su planları ve küçük bütçelerle yurttaşlarımızı oyalamaktadır. İktidar, su bulmadığı gibi az su tüketen bitkileri ve ürünleri de teşvik etmemekte ve Konya havzasındaki çiftçileri su bazlı ürünleri ekmeye teşvik etmektedir. Bu bütçeyle Konya Ovası çölleşmeye devam edecektir. Kanal İstanbul gibi rant amaçlı ve doğanın dengesini bozacak projeler yerine doğayı kurtaracak ve çölleşmeyi engelleyecek kamu yararı eksenli projelere ağırlık verilmelidir. Kanal İstanbul gibi rant amaçlı ve doğanın dengesini bozacak projeler yerine doğayı kurtaracak ve çölleşmeyi engelleyecek kamu yararı eksenli projelere ağırlık verilmelidir. Şu Kızılderili atasözü âdeta AKP iktidarının kamu yararını değil rantı önceleyen politikalarını anlatmaktadır: Son ırmak kuruduğunda, son ağaç kesildiğinde, son balık öldüğünde, beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak. Gerçi 5'li çete işin kolayını bulmuş; bu ülkeyi doğal kaynaklarıyla sömürüp gayrimenkul yatırımlarını dahi İngiltere'de yapmakta ve gelecekteki hayatlarını çocuklarıyla birlikte Türkiye dışında planlamaktadırlar. O yüzden Kızılderili atasözü onları çok da bağlamıyor. İktidara sesleniyoruz: Yandaş müteahhitlere rant sağlamayacak diye milletin çocuklarının ucuz gıdaya erişimini ve tarımsal üretimin geleceğini görmezden gelmeyin. Hepinize saygılar sunuyorum.”

AdminAdmin