SİYASET

Yılmaz: 6284 Sayılı Kanunla Kadınlara Verilen Hakkın Budanmasına İzin Vermeyeceğiz

CHP Konya İl Kadın Kolları Başkanı Damla Yılmaz yaptığı açıklamada, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Göktaş’ın Nafaka ve 6284’ü hedef alan sözlerini eleştirerek, şimdi bu yasayı budamaya çalışıyorlar buna asla izin vermeyeceklerini söyledi.

Yılmaz: 6284 Sayılı Kanunla Kadınlara Verilen Hakkın Budanmasına İzin Vermeyeceğiz

Damla Yılmaz kadınlara verilen yasal hakların budanmaya çalışmasının yanlış olduğunu belirterek,

“Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, bir basın toplantısında 6284’ü ve nafakayı hedef aldı. Bakan Göktaş’ın kadınların kazanılmış haklarına göz diken açıklamalarına ilişkin bugün 81 il, 973 ilçe başkanımızla eş zamanlı basın açıklaması yapıyoruz. Bakan Göktaş, kadın düşmanı zihniyetin temsili niteliğindeki açıklamalarıyla gündeme oturdu. Bakan Göktaş, önce 6284 sayılı Kanun’un değiştirilmesinin ya da kaldırılmasının söz konusu olmadığını belirtti. Ardından şu skandal sözlere imza attı: Maalesef zaman zaman kadınlarımız da 6284 sayılı Kanun’u uygulamamızı istemiyorlar. Biz bunu alanda görüyoruz. 'Biz eşimizin yanına dönmek istiyoruz.' diyorlar."

Sayın Göktaş’a öğretelim; kadınlardan bahsederken iyelik eki kullanılmaz. Her kadın bir bireydir ve kimseye ait değildir. Kendisi de bir kadın olan Göktaş’ın toplumsal cinsiyet eşitliği konusundaki bilincini, bu sayede görmüş olduk. Seçim kampanyası boyunca Cumhur İttifakı 6284’ü hedef gösterdi. Yetmedi. ‘Kadının beyanı esastır’ ifadesi sürekli tartışmaya açıldı. Şimdi de Bakan Göktaş çıkıp, 6284’ü kadınların da istemediği gibi gerçek dışı bir söylemde bulunuyor. 6284 sayılı Kanun’u tekrar hatırlatalım: ‘6284 sayılı Kanun, şiddete uğrayan ya da uğrama tehlikesi bulunan kadınların, çocukların, aile bireylerinin ve tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan kişilerin korunması ve bu kişilere yönelik şiddetin önlenmesi amacıyla alınacak tedbirleri düzenliyor.’ Şimdi bu yasayı budamaya çalışıyorlar fakat buna asla izin vermeyeceğiz. 6284 kırmızıçizgimizdir. Asla dokundurmayacağız” dedi.

 

Olmayan bir mağduriyet yalanı ile algı oluşturulmaya çalışılıyor 

 

Bakan Göktaş’ın olmayan bir mağduriyet yalanı ile algı oluşturmaya çalıştığına dikkat çeken Damla Yılmaz, “Bakan Göktaş’ın hedefindeki bir diğer konu ise nafaka. Bakan Göktaş, nafakaya ilişkin, “Ben süresiz nafaka konusunu da önemsiyorum. Bazı insanlar 1990'lı yıllarda evlenmiş. Süresiz nafaka ödemek gibi uygulama kabul edilebilir olamaz. Dolayısıyla bunu da ele almak ve buna da dikkat etmek lazım. Eğer bir mağduriyet oluşuyorsa üstesinden gelmek lazım diyor. Kanunen boşanma sonrasında taraflara üç çeşit nafaka hakkı tanınır. Bunlar; tedbir nafakası, iştirak nafakası ve yoksulluk nafakasıdır. Tedbir nafakası; boşanma davasının açıldığı günden başlayarak dava süresince gerekli görüldüğü hallerde verilen bir nafaka türüdür. Kadın Dayanışma Vakfı’nın “Yoksulluk Nafakası” incelemelerine göre, dava sürerken müşterek çocuklar için talep edilen tedbir nafakası oranı sadece yüzde 44’tür. Eşler için talep edilen tedbir nafakası oranı ise yüzde 46’dır. İştirak nafakası, çocuğun velayetini alan eşe, çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için ödenen nafakadır çünkü bu giderler anne ve babanın ortak sorumluluğudur. Müşterek çocuklar için talep edilen iştirak nafakasının oranı yüzde 61’dir. Yoksulluk nafakası ise boşanma davasının bitip kesinleşmesinden sonra ödenen bir nafaka türüdür. Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek tarafa, geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında nafaka bağlanır. Düzenlemede herhangi bir cinsiyet belirtilmemiştir. Çoğunlukla kadının lehine olmasının nedeni, boşanma sonrasında yoksullaşan tarafın ağırlıklı olarak kadınlardır. Bu tablo toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin bir sonucudur. Kaldı ki bu nafaka süresiz değildir. Alacaklının yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü halinde ortadan kalkar. Alacaklı tarafın bir başkasıyla fiilen evlenmiş gibi yaşaması, işe girerek yoksulluğunun ortadan kalkması durumunda da mahkeme kararıyla kaldırılabilir. Ayrıca, mali durumların değişmesi halinde nafaka miktarının azalmasına karar verilebilir. Kadınlar tarafından talep edilen yoksulluk nafakasının oranı yüzde 70’tir, çünkü davalara taraf olan kadınların yüzde 45’inin herhangi bir geliri yoktur. Kadın Dayanışma Vakfı’nın 2019 yılında yaptığı araştırmaya göre, mahkemeler nafaka taleplerinin sadece yüzde 8’ini tam olarak kabul etmiştir. Ayrıca nafaka meblağları da kamuoyuna yansıdığı gibi milyonlar değildir. Kadınların sadece yüzde 2’si 2000 TL’nin üstünde nafaka alırken yüzde 66’sı 500 TL’nin altında nafakaya mecbur bırakılmaktadır. Şunu da hatırlatmakta fayda var: bağlanan nafakaların yüzde 50,7’si hiç ödenmemektedir. Ayrıca, bir gün evli kalıp ömür boyu nafaka ödediğini iddia eden erkekleri TÜİK verileri bile yalanlıyor. 2020 yılında açıklanan TÜİK verilerine göre, Türkiye’de boşanmaların sadece yüzde 2,2’si bir yıldan az evlilikleri kapsıyor. Mevcut durum bu kadar net iken Bakan Göktaş, kadınların yoksulluk nafakasına göz dikemez. Şayet Bakan Göktaş, bu konudaki mağduriyetin giderilmesi hususunda samimi ise nafaka mağduru kadınların sorunlarını çözebilir. Sosyal devletin yoksul kadınları daha fazla desteklemesini sağlayabilir. Buradan AKP Hükümeti’ne sesleniyoruz. Yasalara dokunmayın uygulayın. Kadınların kazanılmış haklarına göz dikmeyin. Örgütlü mücadelemizin karşısında duramayacaksınızdiye konuştu.

 

 

 

 

AdminAdmin