KÜLTÜR - SANAT

Hasan Ukdem: “Bakkal Dükkânından Kültür Dünyasına”

Şair Yazar Hasan Ukdem, Konya Aydınlar Ocağı’nda hayat ve yazarlık serüvenini anlattı:

Hasan Ukdem: “Bakkal Dükkânından Kültür Dünyasına”

Konya Aydınlar Ocağı’nın düzenlediği Selçuklu Salı Sohbetlerinde Şair ve Yazar Hasan Ukdem hayatı, kitapları ve şiirlerini anlattı. İl Halk Kütüphanesi Salonundaki programda; okula gidemediğini ve okuma yazmayı babasından öğrendiğini söyleyen Ukdem, “Bakkallık yaptığım yıllarda aldığım notlardan hala istifade ediyorum. O notlar benim öğretmenim” dedi.

Resim önizlemesi

Aydınlar Ocağı Başkanı Mustafa Güçlü ve Başkan Yardımcısı Mustafa Sinan Ümit’in Özbekistan seyahatinde olmaları nedeniyle programın açılış konuşmasını yapan Yönetim Kurulu Üyesi Tayyar Yıldırım, “Aydınlar Ocağı her hangi bir görüşün arka bahçesi olmayan, fikirlerin serbest olduğu bir kurumdur. 28 yıldır da her Salı günü düzenlediği kültür programlarına ara vermeden devam etmektedir” diye konuştu.

Resim önizlemesi

Daha sonra kürsüye gelen Şair Yazar Hasan Ukdem, küçük yaşlarda geçirdiği ateşli hastalık sonrası uygulanan yanlış tedavi sebebiyle yürüyemediğini kaydederek, “1967 yılında dünyaya geldim. Hayatın ilk sıkıntısını okul çağına geldiğimde yaşadım. Çünkü arkadaşlarım okula giderken ben bakkal dükkânımızın önünde bir şilteye oturup onları seyrediyordum. Okuma yazmayı babamdan öğrendim. Kardeşim Bilal’in okuldan getirdiği hikâye kitabını okuduğumda okuma yazmanın ne demek olduğunu anladım” diye konuştu.

Resim önizlemesi

Koskoca dünyayı babasının daracık bakkal dükkânında keşfettiğini anlatan Ukdem, “Öğretmen görmedim ama Dostoyevski’yi, Balzac’ı, Faruk Nafiz’i, Necip Fazıl’ı, kitapların sayesinde gördüm. Kuşları hissettim. İçimdeki dünyayı arkadaşlarıma anlattığımda (Hayır, öyle değil) diyorlardı. Sonra insanları tanıdım. Okudukça, kitap okumanın sadece kitabı okuyabilmek olmadığını idrak ettim” şeklinde konuştu.

Kendisini şair olmaya sevk eden süreci de anlatan Ukdem, “Bir gün karşıdaki kiracının evinden kara gözlü, kara saçlı bir kız çıktı ve bana adeta (Sen şair olacaksın) dedi. Ayşe’ye şiirler yazmaya böyle başladım. Yazdıkça da şair olacağıma dair inancım arttı” dedi.

Roman yazmanın daha hür, şiirin ise daha dar bir alan olduğunun altını çizen Ukdem, “Şiir yazmaya başlayınca hayatın anlamını anladım. İlk şiirlerimi Kırık Bir Aşkın Gözyaşları adlı kitabımda topladım. Çünkü bir gün kırık bir kamyon karşıdaki kiracının göçünü ve Ayşe’yi de alıp gitmişti” dedi.

Yayınlanan ilk şiirini de anlatan Ukdem, “Bir şiirimi bakkal dükkânına asmıştım. Bir amca izin isteyip o şiiri not alarak gitti. O şiir on-on beş gün sonra bir yerel gazetede yayınlanınca; insanların benim yazdığımı okuması çok hoşuma gitti. Radyoların yaygınlaştığı 1993 yılında da bir arkadaşım, üç şiirimi Venüs FM’in açtığı yarışmaya götürdü. Sonra bir gün radyodan arayıp derece girdiğim bildirildi. Radyoya gittiğimde de Hidayet Çakır, 358 şiir arasında benim şiirimin birinci seçildiğini söyledi” diyerek sözlerini sürdürdü.

Hidayet Çakır’ın bir gün radyodan ismini anons edip, (Dinliyorsan bize telefon et) dediğini ve ertesi gün Turizm Derneğinde buluşmak üzere randevulaştıklarını da anlatan Ukdem, “O gün Feyzi Halıcı ile tanıştık. Şiirlerimi beğenen Halıcı beni Mehmet Gündoğdu’ya emanet etti. Bir gün de henüz tanışmadığım Nevzat Küçükerdoğan radyoda şiirimi okuduktan sonra bakkala ziyaretime geldi. O gün

AdminAdmin