Cumhurbaşkanı Erdoğan, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, Şam'daki menfur saldırıyı lanetlediğini belirtti.
Saldırıda hayatını kaybedenlerin ailelerine, yakınlarına, Suriye hükümetine ve halkına başsağlığı dileyen Erdoğan, yaralılara acil şifalar temennisinde bulundu.
Saldırının Suriye'nin huzurunu, iç barışını ve bölgenin istikrarını hedef aldığını vurgulayan Erdoğan, "Yıllardır süren zulmün ve çatışmaların ardından ilk defa geleceğine umutla bakan komşumuz, kardeşimiz Suriye’nin, taşeron terör örgütleri eliyle yeni bir istikrarsızlık ortamına çekilmesine asla izin vermeyeceğiz." değerlendirmesini yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin, Suriye hükümetinin terörle mücadelesine desteğini sürdüreceğini de kaydetti.
"Ülkemizi sakin sulara ulaştırmanın derdindeyiz"
Hafta sonu İslam İşbirliği Teşkilatı Dışişleri Bakanları Konseyi'nin 51. oturumuna İstanbul'da iki gün boyunca ev sahipliği yaptık. Yarın NATO devlet ve hükümet başkanları zirvesine katılmak üzere Lahey’e gidiyoruz. Gerek biz, gerek Dışişleri Bakanımız, gerekse diğer arkadaşlarımız, telafisi mümkün olmayan acılar yaşanmaması için seferber olmuş durumdayız. Hep beraber ülkemizi, dalga boyu sürekli yükselen fırtınalı sulardan bir an önce sakin sulara ulaştırmanın derdindeyiz. Günübirlik politikalarla değil, dağın arkasındaki tehlikeleri gören, bunlara erkenden tedbir alan uzun erimli bir bakış açısıyla hareket ediyoruz. Milletimiz gönlünü ferah tutsun. 86 milyonun kılına zarar gelmemesi için ne yapılması gerekiyorsa onu yaptık, onu yapacağız ve yapıyoruz.
Tüm bu sıkıntılara rağmen son iki yıldır kararlılıkla uyguladığımız ekonomi programımızın olumlu neticelerini hamdolsun almaya başladık. Enflasyon hedeflerimiz gerçekleştikçe inşallah alım gücündeki artış daha fazla hissedilecek. Bunun da kazananı 86 milyonun tamamı olacak. Kısa vadeli hesaplar bu ülkeye her zaman kaybettirmiştir. Popülizm, bu millete geçmişte çok ağır faturalar yüklemiştir. Seçim meydanlarında bol keseden atıp tutup, şimdi belediye işçilerini kapı dışarı edenlerin kışkırtmalarına prim vermiyoruz.
Dikkat ederseniz, bir tarafta İsrail ve ortakları komşumuz İran'a saldırıyor, diğer tarafta ana muhalefet partisinin genel başkanı yeniden gündeme getirdiği sorumsuz boykot listeleriyle Türk ekonomisine ve milli markalara alenen darbe vurmaya çalışıyor. Belediyeler üzerinden iş dünyasını, esnafı, tüccarı haraca bağlamış 3-5 yan kesiciyi korumak adına utanmadan milletin ekmeğiyle oynuyor. Kimse kusura bakmasın, çevremiz ateş çemberiyle sarılıyken, böyle bir dönemde çıkıp yeni boykot listeleriyle istihdam sağlayan milli markaları hedef göstermek, gaflet değilse ekonomiye savaş açmak demektir. Dünyayı takip eden, ülkesini seven, milletine karşı sorumluluk duygusu olan hiç kimse bu derece şuursuz, bu derece keyfi hareket edemez.
"On binlerce emekçiyi zerre acımadan kapının önüne koydular"
Aslında biz bunların derdinin asla kamu görevlilerimizin ve işçilerimizin hakları olmadığını geçmişte defalarca gördük. Kimseyi işten çıkarmayacağız dediler, ellerine fırsat geçince on binlerce emekçiyi zerre acımadan kapının önüne koydular. Bugün de yandaşlarını zengin etmek, milletten çaldıklarıyla para kuleleri dikmek, ona buna hakaret etmeleri için milletin parasıyla trol orduları kurmak dışında hiçbir amaçlarının olmadığını çok iyi biliyoruz. Bırakın bizlere akıl vermeyi, normal şartlarda milletin içine çıkamayacak şahısların bizi çekmek istediği tuzağa asla düşmeyeceğiz. Doğru bildiğimiz yolda emin adımlarla yürümeyi sürdüreceğiz.
"Koruyucu giyim ve donanım konusunda yaşanan sorunu çözüyoruz"
Malumunuz kamuda çalışan yaklaşık 600 bin işçimizin toplu sözleşme süreçleri devam ediyor. Bu kardeşlerimizin kahir ekseriyeti, taşeron işçilikten kadroya aldığımız emekçilerimizden oluşuyor. Burada da hakkaniyetli ve rasyonel bir sonuca ulaşacağına inanıyorum. Son olarak çeşitli mağduriyetlere yol açan koruyucu giyim ve donanım konusunda yaşanan sorunu da inşallah çözüyoruz. Geçen hafta bununla ilgili kanun teklifimiz AK Parti grubumuz tarafından Meclis Başkanlığımıza sunuldu. Hayırlı, uğurlu olsun.
Rabbim hepimizin yar ve yardımcısı olsun diyorum. Bu düşüncelerle Memur-Sen'in 30. yılının ülkemiz, milletimiz, sendikalarımız ve kamu çalışanlarımız için hayırlı olmasını diliyorum. Memur-Sen ailesinin hizmetle, mücadeleyle, başarıyla dolu daha nice 30 yıllara erişmesini temenni ediyorum. Mehmet Akif İnan başta olmak üzere bu çatı altında ülkesine ve milletine hizmet etmiş tüm büyüklerimize Allah'tan rahmet niyaz ediyorum. Ali Yalçın kardeşime ve yönetimine bu güzel buluşma için tekrar teşekkür ediyorum.