Suyu İsraf Ederek, Kuraklığa Katkı Veriyoruz

Duran Çölcü

07-09-2023 11:53

Yaradan’ın insan dâhil bütün canlılara dünya üzerinde en güzel armağanı ve mucizevi bir madde olan Su, hayatın en temel maddesidir.   

Tarih boyunca medeniyetlerin çevresinde büyüyüp köklendiği, uğruna savaşlar verilen, metabolizmamız için ise olmazsa olmaz olan su, yaşamımızın kaynağıdır.  

Fiziksel olarak incelendiğinde kokusuz, renksiz ve tatsızdır. Suyun canlılar üzerindeki özellikle de insan yaşamındaki önemi çok büyüktür.

Kaldı ki insan vücudu büyük oranda sudan oluşuyor. Vücudumuzdaki su oranı yasam sürecimiz boyunca değişim göstermektedir.

Yeni doğan bir bebekte vücut ağırlığının %75’i sudan oluşmakta iken, bu oran çocuklarda %70, yetişkinlerde %60 ve yaşlılarda %50 şeklindedir.

Yetişkin bir insan, bir kısmı yiyeceklerden karşılanmak üzere günde 2-3 litre suya ihtiyaç duyar.

Suyun insan ve diğer canlıların yaşamındaki önemine bakarsak, neden suyu israf ekmemiz gerektiğinin öneminin farkına varırız.

Su biyolojik bir çözücüdür ve bu çözücü rolüyle vitaminlerin ve minerallerin hem vücutta taşınmasını, hem de çözülmesini sağlar.

Bunun yanında Su, vücut sıcaklığının düzenlenmesinde çok önemli bir rol oynar.

Derinin nemlenmesinde, toksinlerin atılmasında ve vücudun temizlenmesinde temel bir görev üstlenir. Böbreklerin çalışmasını kolaylaştırır.

Kayganlaştırıcı bir madde olması nedeniyle birçok organın gerektiği gibi çalışmasını sağlar.

Diğer taraftan Suyun insan vücudundaki rolü ise aşağıdaki gibi sıralanabilir:

Beynin % 75’i sudur. (Orta derecede susuz kalmak, baş ağrısı ve baş dönmesine yol açabilir.)

Su nefes almak için gereklidir. Vücut sıcaklığını düzenler. Tüm hücrelere besin ve oksijen taşır. Kanın % 92’si de sudur.

Nefes almak için oksijeni nemlendirir. Hayati organları korur ve yastık görevi görür.

Gıdayı enerjiye çevirmeye yardımcı olur. Besinlerin emilimine yardımcı olur. Atıkları uzaklaştırır.

Tüm bunların yanında su, insan vücudundaki karbonhidratların, yağların tümünü, proteinlerin yarısını oluşturur.

İnsan vücudundaki suyun %10'unu yitirirse, yaşamı tehlikeye girdiği gibi, sağlıklı yaşaması da oldukça zorlaşır.

Ayrıca şunu da belirtmek gerekir ki, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, tüm dünyada suyun önemini vurgulamak amacıyla; 1993 yılında, 22 Mart tarihini "Dünya Su Günü" olarak ilan etmiştir.

Bu kadar sağlımız için önemli olan ve yeryüzünde gittikçe tükenen su kaynakları karşısında suyu hayla aşırı kullanarak, israf etmemizi de anlayamıyorum.

 

Günümüz dünyasında tüm insanlığı ve canların varlığını sürdürebilmesi için artık su ve tarımsal ürünler vaz geçilmez olduğu kadar, oldukça da hayati bir öneme sahiptir.

Salgın hastalıklar, iklim değişiklikleri, dünya nüfusun sürekli artması sonucunda insanların suya ve beslenmeye dolasıyla tarımsal ürünlere ihtiyacı giderek artıyor.

Hatta tarımsal üretimde önde olan ülkeler kendi nüfusunun beslemek için tarımsal ürünleri başka ülkelerde de satmıyor. 

Hal böyle iken, tarımsal üretim için en temel ihtiyaçta sudur.  Su kaynakları kuruyan ülkeler tarımsal ürün yetiştiremediği gibi, su ihtiyacını gidermek içinde oldukça zorlanıyor.

Çünkü aşırı kullanılan su kaynakları kuruduğu gibi, bütün hayatı olumsuz olarak etkiliyor.

Peki, suyla ilgili yaşanılacak felaketlere bakarsak, karşımıza hiçte iyi bir tablo çıkmıyor. Oldukça da vahimdir.

Yapılan araştırmalar ve yayınlanan raporlarda, 2050 yılına kadar küresel ekonomiyi trilyonlarca dolar zarara uğratabilir. Bu zarar da 5,6 trilyon dolara ulaşabilir.

Yükselen hava sıcaklıkları, giderek kötüleşen kuraklık, şiddetli yağışlar sonucu, fırtına ve sel gibi suyla bağlantılı felaketlerin maddi ve manevi zararları olduğu tartışmasızdır.

 Raporlar suyun bir toplumun deneyimleyebileceği "en yıkıcı güç" olduğunu belirtilirken, en azının da çoğunun da tehlikeli olduğunun altını çizerek, bizleri uyarıyor.

Dünyanın dört bir yanında toplulukların artan iklim olaylarının etkisini şimdiden hissettiğine dikkat çekilen raporlarda, bu toplulukların korunması için harekete geçmenin önemi vurgulanıyor.

Gelinen süreçte, artan nüfus, sanayi faaliyetleri, tarımsal alanların sulanması için suya olan ihtiyaç günden güne artarak devam ediyor.

Diğer taraftan iklim değişikliğine bağlı olarak azalan yağışlar, aşırı su kullanımından dolayı küçülen ve kuruyan göller, sulak alanların aşırı su çekimi sebebiyle her yıl yeraltı sularının yetersiz kalmasına neden oluyor.

Bu durum ciddi olarak su kıtlığının yaşanmasına neden olmaktadır. Şimdiden birçok büyükşehirlerde su kıtlıkları da yaşanıyor.

Gereken tedbirleri almadığımızda ve suyu aşırı kullanmanın önüne geçmediğimiz takdirde, İleri de de suyla ilgili ciddi sorunlar yaşayacağımızda bir gerçektir.

Gerçi suyla ilgili bakanlık, yerel yönetimler suyun tasarruflu kullanılması noktasında uyarılarda bulunmasına rağmen, yaşayacağımız tehlikenin farkına varmadan hala suyu aşırı kullanmaktayız.

Birçok akademisyenin de dile getirdiği, “Toplumun tüm kesimlerinin suyun değerini, hayatımızdaki önemli yerini anlaması için farkındalık çalışmaları attırılmalıdır” diyor.

Suyun israfının önlenmesi için topyekûn bir mücadeleyi gerektiriyor. Su yoksa hiçbir şey yoktur.

 İklim değişikliği ve küresel ısınmanın maliyetini gelecek nesillerin daha fazla yaşamaması için özenli davranmalıyız, bize emanet edilen doğal kaynakları verimli ve yerinde kullanmalı, gereksiz israftan sakınmalıyız

Zira Su, hayatımızın asla vazgeçilmezlerindendir. İnsanın Kanın %83'ü, kemiklerin %22'si, beynin ve kasların %75'i sudur.

Bu kadar hayati bir yeri olan Suyu aşırı kullanmaktan biran önce kurtulmalıyız. Şimdiden gerekenleri yapmalıyız.

Aşırı su kullanımın önüne hep birlikte geçerek, elimizden geldiğince suyu tasarruflu kullanmalıyız.

Ne dersiniz sizce de öyle yapmamız gerekmez mi?

Unutmamalıyız ki Atasözünde olduğu gibi, “Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı olabilir ama bir bardak suyun ömür boyunca hatırı vardır.”

 

 

 

DİĞER YAZILARI Savunma Sanayinde Konya’nın Gücü Giderek Artıyor 01-01-1970 03:00 Konya’nın, Sanayi Devleri İçerisindeki Başarısı 01-01-1970 03:00 DOSD Meram, Down Sendromlu Bireylere Çok Şeyler Katacak 01-01-1970 03:00 Türkiye’nin İkinci Büyük OSB’si Olmamız, Güzel Bir Gelişmedir 01-01-1970 03:00 Türkiye’nin İkinci Büyük OSB’si Olmamız, Güzel Bir Gelişmedir 01-01-1970 03:00 Siyaset, seçime odaklandı 01-01-1970 03:00 Temel Ürünlerdeki Fiyat Artışların Önüne Geçilmelidir 01-01-1970 03:00 Depremzedelere Yüksek Fiyatla Ev Kiralanması Yanlış Bir Davranıştır 01-01-1970 03:00 Maddi Ve Manevi Hasarı Ağır Olan Depremi, Unutturmamalıyız 01-01-1970 03:00 Deprem Gibi Afetlerin, Toplumsal Dayanışmamızı Büyütmesi Güzel Bir Gelişmedir 01-01-1970 03:00 Yaşadığımız Deprem Felaketin Yaralarını Birlikte Saracağız 01-01-1970 03:00 Su Verimliliği Seferberliğine Destek Olmak Zorundayız 01-01-1970 03:00 Gelişen Ve Büyüyen Konya Sanayisi, Üretim ve İhracatını Yükseltme Hedefinde 01-01-1970 03:00 İnşaat Sektörünün, Finansmana Erişim Beklentisi Çoğunlukta 01-01-1970 03:00 Emekli Ve Memura Verilen Yüzde 30'luk Zamla Geçinilir Mi? 01-01-1970 03:00 İnşaat Mühendisleri, İnsan Onuruna Yakışır Şartlarda Çalışmak İstiyor 01-01-1970 03:00 Yeni Yıl Yaklaşırken, Alışveriş Telaşından Uzak Durmalıyız 01-01-1970 03:00 İnşaat Malzemeleri Sanayindeki Gerileme Artarak Devam Ediyor 01-01-1970 03:00 Asgari Ücret, Çalışanın Ailesiyle Beraber İnsanca Yaşayabileceği Bir Ücret Olmalıdır 01-01-1970 03:00 Mevlana'yı Anlamak, İnsan Sevgisi Ve Kardeşliktir 01-01-1970 03:00 Tüketicilerin, Plansız Alışverişten Kaçması Güzel Bir Gelişmedir 01-01-1970 03:00 Sadece Bir Günde Değil, Öğretmenlerimizi Her Gün Anmalıyız 01-01-1970 03:00 Konya Bakırcılar Odası Güneydoğu Anadolu’yu Gezdi 01-01-1970 03:00 Giyim Sektöründeki Mal Stoku Tedirginliği 01-01-1970 03:00 Giyim Sektöründeki Mal Stoku Tedirginliği 01-01-1970 03:00 Belirsizliklere Rağmen, Sanayiciler Üretimden Yana 01-01-1970 03:00 Enflasyon Baskısı Gıdadaki Güveni Tehlikeye Atıyor 01-01-1970 03:00 İş Dünyası Önüne Sağlıklı ve Güvenle Bakmak İstiyor 01-01-1970 03:00 Konya’nın, Yeni Bir Sanayi Havzasına Liderlik Edecek Potansiyeli Vardır 01-01-1970 03:00 Konya 6. OSEG Konferansı Ve Otomotiv Sektörünün Gücü 01-01-1970 03:00 Vatandaşın Borçlanması Mutsuzluğu Beraberinde Getiriyor 01-01-1970 03:00 Finansmana Erişim Beklentisi Artıyor 01-01-1970 03:00 Kırtasiye Ürününü, Kırtasiyeciden Alınmakla Sektörün Ayakta Kalması Sağlanır 01-01-1970 03:00 Satın Alma Gücü Giderek Zayıflıyor 01-01-1970 03:00 Esnaflarımız, Haksız Rekabetin Önüne Geçilmesini İstiyor 01-01-1970 03:00 Enflasyon, İşletmelerin Sermaye İhtiyacını Yükseltiyor 01-01-1970 03:00