Gönül rahatlığıyla kutlayamadıkları bir bayramı daha geride bıraktıklarını belirten Davutoğlu, Gazze'de 610 gündür süren soykırımın dördüncü bayramına işaret etti. Konuşmasında İsrail'in saldırılarını ve ABD'nin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ndeki vetolarını sert bir dille eleştiren Davutoğlu, iktidarı "Tweet Yarışı" yerine somut adımlar atmaya çağırdı. Ekonomik durumu da değerlendiren Davutoğlu, ülkedeki yoksulluk ve adaletsizliklere dikkat çekti.
"Vicdanın ve İnsanlığın Fotoğrafı: Madleen Özgürlük Filosu"
Davutoğlu, konuşmasında Gazze'deki insanlık dramına vurgu yaparak, şehit düşen yaklaşık 60 bin kişiye, yaralanan 50 bin çocuğa ve yetim kalan on binlerce evlada dikkat çekti. Bu tablo karşısında kendilerini Madleen Özgürlük Filosu ile Akdeniz sularına bırakan 12 kahramanı selamladı. Greta Thunberg, Rima Hassan, Yasemin Acar, Baptiste Andre, Thiago Avila, Omar Faiad, Pascal Maurieras, Yanis Mhamdi, Şuayb Ordu, Sergio Toribio, Marco van Rennes gibi farklı ülkelerden gelen bu aktivistlerin "vicdan" ve "insan" ortak soyadını taşıdığını belirtti. Bu kahramanların insan doğasının zulüm karşısında asla teslim olmayacağını ispat ettiklerini ve küresel zulüm karşısında küresel bir intifadanın her daim tetikte beklediğini gösterdiklerini ifade etti.
İsrail'in Korsanlığı ve Ankara'nın Sessizliği
Madleen Gemisi'nin uluslararası sularda İsrail tarafından durdurulması ve gemideki ikisi Türk 12 sivilin zorla Aşdot limanına götürülmesini kınayan Davutoğlu, şu anda aralarında Yasemin Acar ve Şuayb Ordu'nun da bulunduğu 8 yolcunun hala İsrail'in elinde esir olduğunu açıkladı. Gözaltı koşullarının tahtakurusu istilası altında ve içilmeyen musluk suyu erişimiyle son derece kötü olduğunu, Brezilyalı Thiago Avila'nın açlık grevi yaptığını belirtti.
Ankara'daki yetkililere seslenen Davutoğlu, vatandaşların esir alınmasından sonra bile cılız bir kınama dışında ses çıkarılmamasına tepki gösterdi. "Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının canı rahip Brunson'dan daha az değerli değildir!" diyerek, derhal Trump nezdinde girişimde bulunularak esirlerin serbest bırakılması çağrısında bulundu.
"Vela Gemisi Utancını Yaşatmayın!"
Davutoğlu, Birleşmiş Milletler Filistin Özel Raportörü Francesca Albanese'nin "Türkiye’de bulunan “VELA” isimli gemi, soykırımın ortasında İsrail Askeri Endüstrileri'ne çelik taşıyor. Türk makamlarını konuyu soruşturmaya ve doğrulanması halinde bu geminin İsrail'e ulaşmasını engellemeye çağırıyorum" şeklindeki açıklamasını hatırlatarak, Türkiye'nin İsrail'e en çok ihracat yapan beşinci ülke olma utancından sonra bir de bu utancın yaşatılmaması gerektiğini vurguladı. "Gazze şehitlerinin iki eli yakanızda olacaktır! Titreyin ve kendinize dönün! Bu aziz millete soykırımcılarla işbirlikçilik suçu yaşatmayın!" ifadeleriyle iktidarı uyardı.
Küresel İntifada Ruhu ve Yeni Özgürlük Filoları Çağrısı
Katil ve gasıp rejimin ambargosunu kırmak ve karada işlediği mezalimi denizden haykırmak amacıyla yola çıkanları şimdilik durdurmuş olsa da küresel intifada ruhunu asla söndüremeyeceğini belirten Davutoğlu, Fas, Cezayir ve Tunus'tan yola çıkan on binlerce insanın Gazze'ye doğru yürüyüş halinde olduğunu ve yeni özgürlük filolarının hazırlandığını söyledi. Devletlere, devlet adamlarına, siyasetçilere, gruplara ve sivil toplum örgütlerine Özgürlük Filosu'na ve Madleen Gemisi'nin açtığı yola destek verme çağrısında bulundu. Uluslararası sularda seyrüsefer özgürlüğünün önemini vurgulayan Davutoğlu, Siyonist çete devletinin insan hakları savunucularına, BM ve sivil insani yardım misyonlarına yönelik şiddetli saldırılarla dolu bir geçmişe sahip olduğunu hatırlattı.
Davutoğlu Eşiyle Birlikte Gazze'ye Gitme Kararı Aldı
Davutoğlu, Arife günü yayınladığı mesajda da vurguladığı gibi, Gazze halkıyla dayanışma içinde olmak ve onların kaderlerini paylaşmak amacıyla eşiyle birlikte Gazze'ye gitmek üzere geçiş izni için Mısır Hükümetine başvurmaya karar verdiklerini açıkladı. Daha önce 2012'de Gazze'ye yapılan saldırıda orada bulunduğunu ve bombalar altında Şifa Hastanesi'ni ziyaret ettiğini anlattı. Amaçlarının 85 milyonun yüreğini, muhabbetini ve duasını Gazzeli kardeşlerine götürmek olduğunu belirtti.
Mısır Devlet Başkanı'na hitaben yazılan müracaat başvurusunu Mısır Büyükelçiliğine ileteceğini söyleyen Davutoğlu, bu girişimin asla Mısır'a karşı olmadığını, soykırımın durmasını isteyen Mısır'ın gereken geçiş iznini vereceğine inandığını dile getirdi. Geçiş izni sağlanır sağlanmaz yola çıkacaklarını belirten Davutoğlu, bu izin çıkana kadar Denizli milletvekili Sema Silkin Ün ve Gençlik Politikaları Başkanı Mustafa Çakmakçı'nın "Gazze'ye Küresel Yürüyüş" kampanyasına katılmak üzere Kahire'ye gideceklerini açıkladı. Tüm siyasi parti liderlerine seslenerek, bu gayreti omuzlamaları ve mazlumlara hep birlikte destek olmaları çağrısında bulundu.
Ülkedeki Yoksulluk ve Adaletsizliklere Sert Eleştiri
Davutoğlu, konuşmasında ülkedeki ekonomik duruma da değinerek, bayramda yüreklerinin bir yarısı Gazze için yanarken diğer yarısının ülkedeki yoksulluk tablolarıyla hüzne boğulduğunu söyledi. Tarım ve hayvancılık politikalarının iflas ettiğini, toplumsal sınıfsal uçurumun devasa boyutlara ulaştığını belirtti. Orta sınıfın her geçen gün eridiğini, toplumun faiz ve rant üzerinden rahat kazanan küçük bir zümre ile yoksulluk çeken on milyonlar arasında bölündüğünü ifade etti. Bayramda tatil beldelerine akın edenlerle bayram alışverişi kuyruğunda bekleyenler arasındaki uçuruma dikkat çekti.
Fahiş Trafik Cezaları ve Şatafat Eleştirisi
Diyanet'in yurt içi ve yurt dışı kurban bedelleri arasındaki uçuruma değinen Davutoğlu, et fiyatlarındaki fahiş artışların ithal et politikalarının ve hayvancılığı bitme noktasına getiren rant siyasetlerinin sonucu olduğunu savundu. Bayram ikramiyelerinin yetersizliğini eleştiren Davutoğlu, iktidarın "aile yılı" ve "emekliler yılı" gibi sloganlarla övünürken, aileleri, yaşlıları ve gençleri hayal kırıklığına uğrattığını söyledi.
Özellikle trafik cezalarını "Deli Dumrul" misali üretilen ve vatandaşı çileden çıkaran bir durum olarak nitelendiren Davutoğlu, yılın ilk dört ayında kesilen ceza miktarının 53.5 milyar liraya ulaşmasının, geçen yıla göre %101'lik bir artış anlamına geldiğini belirtti. İktidarın gelir yaratmak için vatandaşı cezalarla gasp ettiğini, hatta tuzak ortamlar oluşturduğunu iddia etti. Yapay zeka ve İHA'ların bu tuzaklara alet edilmesini eleştiren Davutoğlu, bu durumun "Deli Dumrul siyasetini trafiğe, yollara, caddelere aktarmak" olduğunu söyledi.
Davutoğlu, konuşmasını "Her karanlık gecenin bir sabahı vardır. Biz o sabahın habercisi olmak için gayret sarf ediyoruz!" sözleriyle bitirdi. Gazze'de zulme ve soykırıma, ülkede yoksulluğa, yolsuzluğa, adaletsizliğe ve hukuksuzluğa karşı verdikleri mücadeleyi her cephede sürdüreceklerini belirterek, gayretin kendilerinden, tevfikin Allah'tan olduğunu ifade etti.
