ASIL SINIFTA KALANLAR ÖĞRENCİLER DEĞİL, BU ÜLKEYİ YÖNETENLERDİR
Öncelikle “Dindar bir nesil yetiştireceğiz – Hz. Ömerler yetiştireceğiz“ diyerek iddialı cümleler kullanan iktidar her konuda olduğu gibi bu konularda da sınıfta kalmıştır. Okulların açıldığı her mevsimde sınav sistemi, okula uyum, ders çalışma gibi ailelerin ve öğrencilerin en çok sorun yaşadıkları konular yeniden konuşulmaya başlansa da, bu sorunlardan en önemlisi yıllardır yeteri kadar dikkat çekmeyen okullarda ki uyuşturucu madde kullanımıdır. 2021 yılında yayınlanan narkotik raporuna göre 2020 yılı kamu harcamaları, 2019 yılına oranla yaklaşık %28,2 artışla 1 milyar 840 milyon 513 bin Türk Lirası olarak gerçekleşmiştir. 2018-2023 Uyuşturucu ile Mücadele Ulusal Strateji Belgesi ve Eylem Planı kapsamında, uyuşturucu kullanımının önlenmesine yönelik eğitim ve bilgilendirme çalışmalarının öncelikli sorumlusu Milli Eğitim Bakanlığıdır. Ancak bütün bunlara rağmen araştırmalar ciddi manada göstermektedir ki uyuşturucu madde kullanım yaşı her geçen gün daha da düşmektedir. Hatta yazılı medyaya yansıyan tarafıyla bazı okullara bu maddelerin girişi noktasında öğrenciler ön ayak olmaktadır. Bu konuda emniyet güçlerinin ve okul idarecilerinin daha dikkatli ve somut adımlar atması gerektiğine inanıyoruz, uyuşturucu madde ile mücadeleye bir kez daha dikkat çekmek istiyoruz.
HEDEFİMİZ SOSYAL YARDIMA İHTİYAÇ DUYMAYAN AİLELERİN OLDUĞU BİR TOPLUMDUR
Anadolu’muz da çok güzel bir söz vardır; “aç tavuk fırın deler“ derler. Bugün toplumun, özellikle aile yapısı içerinde kaynaklanan sorunların en temeli hayat pahalılığına dayanmaktadır..
Eğitimde ilk icraat olarak okul kitaplarının ücretsiz devlet tarafından dağıtımını sağlayan iktidar 2022 senesine geldiğinde Aile ve Sosyal Politikalar eliyle kırtasiye masraflarını sosyal yardımlar kapsamına almıştır. Öncelikle şunu ifade etmemiz gerekir ki; Saadet Partisi iktidarında hedeflediğimiz toplumsal refah, sayısını ve kalemini artırdığımız sosyal yardımlar değil, sosyal yardıma ihtiyaç duymayan ailelerin olduğu bir toplumdur.
KONYA ŞOV YAPMA YERİ DEĞİLDİR
Okullarımızın açılması ile birlikte ailelerin gider ve masraflara karşın yükleri günden güne ağırlaşmıştır. Birçok meseleyi gündeme getirebiliriz ama dikkat etmek istediğimiz özellikle ulaşım ağındaki yetersizlikler ve pahalılıklar ailelerimizin canlarını yapmaktadır.
Akaryakıt fiyatlarından dolayı özel servis ücretlerindeki fiyatlar da haliyle etkilemiştir. Bu gün en kısa mesafe Konya Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği tarafından yapılan düzenleme neticesinde 4 bin 50 TL, en uzun mesafenin ise 5 bin 400 TL olarak belirlendiğini duyurulmuştur. Bu gün üç çocuklu bir ailenin sadece servis ücreti aylık iki bin liraya varmaktadır. Ailelerin çocuklarını servisle değil de toplu ulaşım araçlarıyla okullarına göndermeleri durumda ise özellikle uzun mesafelerde geç kalma gibi sorunlar yaşanmaktadır. Ulaşımdaki fiyat ile adeta şov yapmayı eksik etmeyen belediyelerimizi sefer sayılarını artırma ve sağlıklı bir ulaşım yönünde aynı gayreti ve emeği sergilemesini bekliyoruz. Otobüslerde ki doluluk oranı vatandaşlarımız ve genç kardeşlerimizin okula ve işe ulaşma noktasında büyük bir engel olduğunu açıkça belirtmek isteriz. . Seçim öncesinde toplu ulaşıma zam yapmama çaresizliği içerisinde olan Büyükşehir belediyesi otobüs seferlerinin sayısını artıramadığı için halkımızı ciddi manada mağdur etmektedir.
Hayat pahalılığı ve yüksek enflasyon toplumun her safhasını sarmış durumdadır ve tepeden tırnağa her alanda kendini belli etmiştir. Bu durum aileler içerisinde huzursuzluklara neden olmakta, anne babalar çocukları karşısında mahcup duruma düşmektedir. Evlerinde huzuru bulamayan çocuklar ise maalesef huzuru uyuşturucu madde bağımlılığında aramaktadırlar!!! Bütün bu sorunlara çare üretmekse ilk başta iktidarın vazifesidir.
2022 – 2023 eğitim ve öğretim yılının bütün velilerimize, öğrenci ve öğretmenlerimize hayırlar getirmesini, tüm öğrencilerimizin de önce ahlak ve maneviyat şuuru ile eğitildiği bir eğitim-öğretim sisteminin en kısa sürede inşa edilmesini temenni ediyorum.
