Selçukya Kültür Sanat Derneği Danışma Kurulu Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Muşmal, şiir seven biri olarak duygu ve düşüncelerini davetlilerle paylaştı. Muşmal, şiirle tanışma hikayesini anlatarak, çocukluk yıllarında yazdığı ilk şiiri okudu: “Çocukluğumdan beri aslında bende bütünüyle şiir özelliğini taşımıyorsa da şiir havasını andıran pek çok mısra, beyit veya dörtlükten kaleme alan bir şiir sevdalısıyım. Bu nedenle ilkokul çağlarından itibaren okul defterleri veya kitaplarımın sayfaları arasında şiirimsi pek çok ifadeyi bulabilmek mümkün olmuştur. İlkokul dördüncü sınıfta öğretmenimin teşvikiyle yazdığım ilk şiiri hala hatırlıyorum:
“Arkadaş hoş oyuna kirlenmişsin baksana
Temizlenmek istersen koşarsın lavaboya
Kirli insan hep kokar, temize herkes bakar
Temizlik dinin direği, kirlilik insan yakar”
Muşmal, “Elbette ki her resim yapana ressam verilmeyeceği gibi her şiir yazana da şair diyemeyiz. Ben de bu noktada kendimi şair olarak nitelendirmekten özellikle kaçınıyorum. Ancak uzun yıllardır yazmam nedeniyle kalemimden çıkmış şiir sayısının yüzlerce, hatta belki de binin üzerinde olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Bunlar arasında o yıllara kadar yazdığım serbest ve ölçülü şiirlerimi “Kime ne?” isimli bir kitapta 2010 yılında yayınlanmıştım. “Eşrefoğlu” mahlasıyla yazdığım bazı hece ölçülü şiirlerimi de 2011 yılında “Hecelerimin Cümlesi” isimli kitabımda yayınladım. 2013 yılında yayınlanan “Bir Elif Miktarı” isimli çalışmada ise hem serbest hem de hece ölçüsüyle yazdığım bazı şiirlerim yer alıyor. 2013 yılından sonra ürettiğim serbest şiirlerimi, “Eşref Vakti” hece ölçüsündeki şiirlerimi de “Zümrüdüanka” isimli kitabımda yayına hazırlamış bulunmaktayım. Ancak henüz yayınlamak kısmet olmadı. Belki 2023 yılında kısmet olacak” dedi.
Uzun zamandan beri şiirlerini hem şiir kitapları vasıtasıyla hem de internet ortamında okuyucularla paylaştığını söyleyen Muşmal, “Bu vesileyle gerek eş, dost ve arkadaşlarım ve gerekse bazı okuyucularımın şiirlerim konusunda tebrik ve takdir mesajlarının yanı sıra bazı sorularıyla da karşılaşıyorum” açıklamalarında bulunarak sözlerini şu şekilde devam ettirdi: “Yaklaşık 25 yıldır şiir yazmaya çalışan birisi olarak karşılaştığım en önemli soru, ‘şiirlerimi nasıl yazdığım?’ Bir de kime yazdığım? konusunda odaklanıyorlar. Özellikle kime yazdığım bu şiiri. Şu halde ne kadar istesek de şairane ruhunuzun veya hassas yüreğinizin çevrenizde olup bitene kaygısız kalamadığını, bazen daldan düşen bir yaprağın sizi hislendirdiğini, güneşin batmasından, yıldızın kaymasından, yağmurun yağmasından fazlasıyla etkilendiğinizi bizi anlayamamaktadır. Bu nedenle şairane bir ruh taşımayan insanlar için bir kirpinin gece yarısı balkonunuzun önünden süzülüşü, bir kedinin boynunu büküşü, bir kaplumbağanın taşa takılıp kalışına sözler dizmeniz pek bir şey ifade etmeyebilir. Nihayetinde ne söylerseniz söyleyin sabah güneşinin coşkusu veya akşamın hüznü nedeniyle yüreğinizden dökülenleri anlatabilmek için boşuna çırpınıp duracaksınız. Bütün bunlar nedeniyle bazıları sizin de bir ressamın güzel bir tablo ortaya koyması kadar bir yazarın güzel bir hikaye kurgulaması veya bir ruhun üretmesi kadar normal bir işle meşgul olduğunuzu düşünmeyeceklerdir. Bu nedenle şiir yazmak, sizin her türlü efsaneleri açık hale getirecek. İnsanlar yazdıklarınızla değil, bazı insanlar niçin veya kime yazdığınızda ilgilenecektir. Halbuki bilinmelidir ki şair, yaşadığı dünyayı, olayları ve insanları herkesten farklı algılayan herkesin yaşadığı dünyayı kendi duygu ve his penceresinden ustaca sözlere döken kişidir. Çünkü şiir sözlerin en ustaca halidir. Ben de karşılaştığım bu duruma bir cevap olması açısından daha önce burada paylaştığım “Ne Desem” şiiriyle başlamak isterim.
Düşündüm de şairlik gerçekten zor zanaat
Yazdığını kesinlikle sen yaşadın diyorlar
Yazsan da yazmasan da inanın ki kabahat
Ne desem inanmayız sen sakladın diyorlar
Yahu diye başlayıp hiç yılmadan inatla
İşin yoksa her şiire hikâye bul yanıtla
Ressamın nasıl aşkı oluyorsa sanatla
Ne desem hep kendini sen akladın diyorlar
Efendim nasıl böyle söz söylenebilirmiş
Kesin senin gönlüne gizli bir sevda girmiş
Şairlik inanınki doğuştan yetenekmiş
Ne Desem şimdi sen çuvalladın diyorlar
Mümkün olsa içimi açıp gösterebilsem
Bende kurtulur idim ah sırını bir bilsem
Yahu her şiir için ben bir kadını sevsem
Ne desem demek ki sen çok yandın diyorlar
Kimi derki Eşrefoğlu bunlar neyin nesidir
Şiirler bu adamın sevdası kimsesidir
Bilmem siz de var mı ki bu yüreğin sesidir
Ne desem söyle yine kime yazdın diyorlar
Muşmal Hocanın şiirinin okunmasının arından program 26 şairin tek tek sahneye gelip şiirlerini okumasıyla sona erdi. (Hamide YILDIRIM)
