Konya için neler yapılabileceği ve hangi somut çözüm önerilerinin sunulacağı tartışılacağı program için bir araya geldiklerini belirten Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı İbrahim Yıldız "Bu çalıştayla tüm illerimizi yerinde dinleyerek, şehirlerle ilgili olumlu, olumsuz, iyi ve kötü yönleri tespit etmeyi, geleceğe dönük vizyon çizebilecek sorunların çözümünde rol alacak, bilgi ve gayretiyle katkı sağlayacak bir platform oluşturmayı amaçladık.
Her kesimin, kendi konumu ve bakış açısıyla şehri tanımlayacağı, bu tanımlama sırasında şehrin yapısal ve fonksiyonel anlamda bir "röntgenini" çekecek bir çalıştay olması hedefliyoruz. Şehir; insan, yaşam tarzları, mimari, fiziki dokusuyla beraber ruhsal yapısı, manevi değerleri ve hafızası gibi birçok bileşenle birlikte değerlendirilmelidir. Bu sorun sadece bir siyasi partinin sorumluluğu olmaktan öte, şehir plancılarının, mühendislerin, yerel yönetimlerin ve şehirde yaşayan herkesin kendi perspektifinden konuya yaklaşmasını gerektiriyor.
Şehir denince mimarinin büyük önem taşıdığı, fiziki şeklin tarih boyunca özü ve esası belirlediği gibi, geleneğin ve ahlaki değerlerin de mimariye anlam kattığı ortada Modernitenin getirdiği mimari şekillerin aynı zamanda bir yaşam tarzını da beraberinde dayattığı, postmodern dönem sonrası ortaya çıkan ışıltılı ve cafcaflı mimarinin, belirli bir kültürün, geleneğin ve hafızanın günümüze yansıması olduğuna dikkat ediniz. Gotik ve Barok mimarisinin şehir dokusu ve yaşam tarzı üzerindeki etkileri olduğu gibi, klasik Selçuklu ve Osmanlı dönemi mimarisinin de şehir yapısını, çarşılarını, pazarlarını şekillendirerek kendisinden izler taşıdığı ortada
. Bu fiziki formların ve görüntülerin hepimizin hayatına farklı şekillerde müdahale ettiği bir gerçek olarak kabul ediliyor. Su, hava, toprak gibi temel unsurlarla sürekli iç içeyken, mimarinin ve şehirciliğin tek tipleşmesiyle ortaya çıkan beton yığınlarının bizi doğadan koparıyor. Bu durumun sokak kültürünü ortadan kaldırdığı, mahalle kültürünü zayıflattığı, mahallelerde iletişimi ve dayanışmayı kopuk hale getiriyor.
Sistemleşmeyle birlikte yüksek güvenlikli binalar ve siteler içinde insanların doğal iletişim mecralarının bile kesildiği bir noktaya geliniyor. Konya'nın Potansiyeli ve Gelecek Vizyonu Konya'nın konumu ve zemini itibarıyla yapılaşmaya ve geçmiş hafızamızı taşıyacak geleneği, yaşam formunu ve tüketim kalıplarını etkileyecek derecede yeşil bir şehir olduğu da doğru. Sanattan ticarete, esnaflıktan ilmi alanlara kadar her alanı kapsayan bir yaşam alanı. Konya'nın kendi kendine yetebilen, güzel bir şehir olduğu ve sanayisinin geliştiği, 2001'de üç olan organize sanayi bölgesi sayısının şu an altıya çıktı. Bu durumun iddialı bir büyüme işareti olduğu ancak her büyümenin iyi olup olmadığı ya da her kadim olanın kötü olup olmadığı sorgulanıyor. İnsan yaşamına temas ettiği oranda rahatlık sağlayan her şeyin değerli olduğu, insanın esasen cennette yaratıldığı, cennette nimetin olup külfetin olmadığı bir ortamdan gelerek bu zorlu dünyada birtakım sıkıntılar yaşarken, burayı bir cennete çevirme, imar etme ve insan yaşamının meşakkatlerinden kurtarıp en rahat, en müreffeh, en kısa yoldan huzurlu bir yaşam temin etme alanı olarak görüyoruz" ifadelerini kullandı.
