https://www.ureticihaber.com/files/uploads/user/8be57c24680317c02843631b253179d8-eecdbeca4948e25e6d59.jpg
Prof. Dr. Mevlüt Mülayim

Arazi Ofisleri Kurulmalı

3468 kez okundu.

Ülkemizde her yıl artmakta olan nüfusun beslenme ihtiyacını karşılamak için daha çok tarımsal ürün yetiştirmemiz gerekmektedir. Tarımsal üretimin artırılmasında mevcut toprak ve su kaynaklarımızın doğru ve bilinçli yönetilmesi önemlidir. Tarımsal üretimin artırılması için tarıma açılacak yeni alanlar neredeyse yok denilecek noktaya gelmiş olup her yıl çeşitli nedenlerle ekilen arazi kaybı da görülmektedir. Bu durumda arazilerin ve üretim girdilerinin özellikle toprak ve su kaynaklarının doğru kullanılması giderek daha da önemli hale gelmektedir.

Ülkemizde miras yoluyla tarım arazilerinin bölünmesinden üreticilerimiz sürekli şikâyetçi olmakta ve bölünmenin zararını gördüklerini belirtmelerine rağmen miras yoluyla araziler bölünmektedir. Arazilerin bölünmesini önlemeye yönelik kanuni bazı tedbirler alınsa da parçalanma tam olarak önlenememektedir. Bu amaçla ülkemizde “Arsa Ofisi” benzeri “Arazi Ofisi” kurulmalıdır. 

1164 sayılı kanununla kurulan “Arsa Ofisi” 250 trilyon TL sermaye ile kurulmuş bir devlet kuruluşudur. Genel Müdürlüğü vardır. Yönetmelikte; Arsa Ofisi Genel Müdürlüğünün görev ve yetkilerini, “mali işlerini, arsa ve arazi iktisap şekillerini ve iktisap olunacak arazi ve arsaların satış, trampa, devir, irtifak hakkı veya kiraya verilmesi gibi işlemlerini kapsar” denilmektedir.

Genel Müdürlüğün Görevleri arasında; “arsaların aşırı fiyat artışını önlemek ve kontrolü sağlamak amacı ile arsa stokları, tanzim alış ve satışlar yapmak, konut, sanayi, eğitim, sağlık ve turizm yatırımları ve kamu tesisleri için kamulaştırma, anlaşma, devir, satın alma yolu ile benzeri şekilde arazi ve arsa sağlamak; sağladığı bu arazi ve arsaları tespit edilecek esaslara göre planlayarak, olduğu gibi veya alt yapı tesislerini kısmen veya tamamen ikmal ederek veya ettirerek ihtiyaç sahiplerine satmak, kiraya vermek, trampa etmek, irtifak hakkı tesis etmek” gibi devam etmekte olan diğer görevleri alt maddeler halinde belirtilmektedir. Bu kurumun görevlerine denilecek bir şey yok.

Yerleşim yerleri için arsa ne kadar önemli ise tarımsal üretim için de arazi o kadar önemlidir. Üretim yapılan arazilerimizin ve tarımın önemli olduğunun herkes tarafından kabul edildiği günümüzde tarım araziler için “Arazi Ofisleri” kurulmalıdır. Kanunla kurulacak “Arazi ofisine” “Arsa Ofisinde” olduğu gibi bazı görevler verilmelidir.

       Arazi Toplulaştırmasının amacı, daha az zaman, iş gücü ve sermaye ile üretim faktörlerinden en iyi biçimde yararlanarak tarımsal üretimi ve tarımsal işletmelerin verimliliğini artırmak ve kırsal kesimdeki nüfusun hayat standartlarını yükseltmektir. Toplulaştırma ile sulama tesislerinde sulama oranı ve randımanı artacak ve ülkemizde kıt olan su ekonomik kullanılmış olmaktadır. Arazilerin verimli büyüklüğe ulaşması ile işletmedeki parsel sayısı az, arazi genişliği fazlalaşacaktır. Rantabl kullanıma ulaşmış arazide üretim maliyetleri düşürülecek, modern ekipman kullanımı mümkün hale gelecek ve işletmede ekonomik üretim yapma gibi birçok fayda sağlanmış olacaktır.

        Yürürlükteki 5403 Sayılı Toprak Koruma Ve Arazi Kullanımı Kanununa (3/7/2005) göre “toprağın korunması, geliştirilmesi, tarım arazilerinin sınıflandırılması, asgari tarımsal arazi ve yeter gelirli tarımsal arazi büyüklüklerinin belirlenmesi ve bölünmelerinin önlenmesi, tarımsal arazi ve yeter gelirli tarımsal arazilerin çevre öncelikli sürdürülebilir kalkınma ilkesine uygun olarak planlı kullanımını sağlayacak usul ve esasları belirlemektir” denilmektedir.

Tarım arazilerinin bölünmesini önlemeyi amaçlayan ve Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununda Değişiklik öngören 6537 Sayılı Kanun, 15 Mayıs 2014 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdi. Kanunla, tarım arazilerinin devir işlemleri, miras yolu ile intikali, asgari tarımsal arazi ve yeter gelirli tarım arazisi büyüklüklerinin belirlenmesi ve bölünmelerinin önlenmesine ilişkin hükümler düzenlenmiştir. Kanunla birlikte bölge ve yörelerin toplumsal, ekonomik, ekolojik ve teknik özellikleri gözetilerek Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nca belirlenen asgari büyüklüğe erişmiş tarımsal araziler, bölünemez eşya niteliği kazanacak. Asgari tarımsal arazi büyüklüğü; mutlak tarım arazileri, marjinal tarım arazileri ve özel ürün arazilerinde 20 dekar, dikili tarım arazilerinde 5 dekar, örtü altı tarımı yapılan arazilerde 3 dekardan küçük belirlenemeyecek. Tarım arazileri Bakanlıkça belirlenen bu büyüklüklerin altında ifraz edilemeyecek ve hisselendirilemeyecek. Hazine taşınmazlarının satış işlemleri hariç olmak üzere, pay ve paydaş adedi arttırılamayacak” denilmiştir.

Görüldüğü gibi bölünemez büyüklükteki tarım arazilerinde "Bölünemez büyüklük" mutlak tarım arazileri ve özel ürün arazilerinde 2 hektar (20 dekar), dikili tarım arazilerinde 0,5 hektar (5 dekar), örtü altı tarım yapılan arazilerde 0,3 hektar (3 dekar) ve marjinal tarım arazilerinde 2 hektar yani 20 dekardır.

        Bu büyüklükler günümüz gelişen tarım teknolojilerine göre oldukça küçüktür. İşletmenin arazi büyüklüğü ve verimliliği artıkça fiyat yönüyle rekabet gücü de artmaktadır.

Bu nedenle mevcut büyüklükler bölgelerin coğrafi özellikleri, ürün çeşitliliği, iklim ve toprak yapısına göre yeniden gözden geçirilmelidir.

       Ülkemizdeki mevcut mevzuatta miras yoluyla paylaşım devam ettiğinden bu arazi büyüklüğü altında küçük araziler çok yerde de görülmektedir. Kanunen bölünmese bile fiiliyatta bölünmeler devam etmektedir.

Miras yoluyla arazilerin bölünme işlemlerine yeni esaslar getirilmelidir. Miras yoluyla arazi intikali 1-2 yıl gibi bir süre getirilerek tamamlanmalı, böylece tarımda kayıt dışılık önlenmeli ve çiftçiler de devlet desteğinden faydalanmalıdır.

Devlet eliyle yapılan toplulaştırma işlemleri uzun zaman almakta ve çoğu yerde de istenilen amaca ulaşmamaktadır. Toplulaştırma işlemleri 3083 Sayılı Yasaya (22.11.1984) göre yapılmaktadır. Yasa bu güne kadar 10’dan fazla kanun ve kanun hükmünde kararname ile değişikliğe uğramıştır. Toplulaştırma işlemleri yürürlükteki kanuna uygun hazırlanan yönetmelik ve teknik talimatlara göre uygulanmaktadır. Toplulaştırma yapılacak alanda, uygulamayı geciktirmemek için üç yılı geçmemek üzere, yapılacak bitkisel üretimin tür ve çeşidi, kapsayacağı alan çiftçilerin de katılımıyla DSİ veya proje idaresince kararlaştırılır ve tutanak altına alınır (MADDE 9 – (1) (Değişik: RG-29/1/2021-31379).

Toplulaştırma faaliyetleri mevcut mevzuatlar göre uygun görülen yerlerde sürdürülmeye devam edilsin. Ancak belirtilen arazi ofisleri kurulur ve hayata geçirilir ise arsa ofislerindeki benzer uygulamalarla gönüllük esası da uygulamaya konulmuş olur. Arazi ofisi ile arazi sahibine verilen devlet garantisi ve banka kredisiyle arazi büyütülmesi daha kolay ve etkin bir şekilde yapılması sağlanacaktır.

Arazilerin bölünmesini önlemek ve hazineye ait arazileri kullanıma sunma görevi kurulacak arazi ofislerine verilmelidir.

İllerde ve ilçelerde mahallinde Tarım ve Orman İl Müdürlüğü, Ziraat Odası, Ziraat Mühendisleri Odası, Veterinerler Odası gibi zirai kuruluşların üreticiler ve diğer ilgililerle komisyonlar oluşturulmalı, komisyonlarca müştereken takdir edilecek arazi kıymetleri üzerinden kurum, kuruluş veya tüzel kişilere arazi devri sağlanmalıdır. Ayrıca bu komisyonlar satışa esas değerleri belirleyip komşu arazi sahiplerinin arazisini arazi ofisince alımı ve üreticiye satımında fiyat belirleyici olarak görevlendirilmelidir.

Özel ve tüzel kişilere ait ekilmeyen arazileri komisyonlar belediye rayiç bedeline göre değil yöredeki alış- verişe esas olan bedel üzerinden kamulaştırarak tarla komşusu olan arazi sahiplerine arazi ofisinin anlaşmalı olduğu bankalarca birkaç yıllığına verilecek zirai kredilerle satışı sağlanmalıdır. Bu yöntemle arazi büyüklüğü gönüllü olarak artırılmış olacaktır. Mirasçılar arasında bölüşülmeyen, ekilmeyen veya belirli sürede (2-3 yıl) ekilmeyen sahipli arazileri, arazi ofislerince kiraya verilecek şekilde düzenleme yapılmalıdır.

“Arazi Ofislerinin” kurulması gönüllü toplulaştırma yanında mevcut toprak ve su kullanımı gibi birçok fayda sağlayacaktır.

Stratejik öneme sahip olan tarımsal üretimde toprak ve su kaynaklarının etkin bir şekilde yönetilmesi, insan sağlığının, gıda güvenliğinin, toplumların refahının ve ekosistemlerin büyük tehlikeye düşmesini önlemeyecek ve dolayısıyla tarımda sürdürülebilirliği sağlayacaktır. 

 

Prof. Dr. Mevlüt MÜLAYİM

mevlutmulayim42@gmail.com

 

 

 

 

 

 

Neler Söylendi?