https://www.ureticihaber.com/files/uploads/user/75f83581dbe3440aea46539676d70efe-5a06e4d1e30c3b5d0230.png
Mahmut İşcan (İlçe Milli Eğitim Müdürü)

Eğitim, Ülkeler İçin Öncelikli Olmalıdır

2518 kez okundu.

Eğitim ülkeler için en öncelikli mesele olmalı hiçbir zaman değişen politikalara göre şekillenmemelidir. Eğitimin en önemli unsuru ve temel taşı olan öğretmenlik mesleği de ülkeler için önem arz etmektedir. Daha nitelikli eğitime ulaşmanın yegâne temelinin öğretmenden geçtiği anlaşılmıştır.

Cumhuriyetin ilanı ile ülkemizde de öğretmenlik mesleğine verilen önem kendisini aşikâr olarak gösterirken, öğretmen yetiştirme ve istihdamı da ülkemizde son derece önemli bir konu olmuştur.

1980’li yıllara kadar ülkemizde yoğun bir şekilde yaşanan olaylar sonucunda ülkemizin nüfusunun artması, nüfus artışı ile okul sayısının artması öğretmen ihtiyacını belirgin bir şekilde artırmıştır. Bu durum eğitim sistemini, öğretmen yetiştirme ve istihdamını da etkilemiştir.

Hükümetler öğretmen ihtiyacını karşılayabilmek için birçok farklı yöntem ve politikalar uygulayarak öğretmen ihtiyacını karşılayabilme yollarına başvurmuşlardır.

Böylece öğretmen yetiştirme uygulamaları sürekli değiştirilmiş, okulların öğretmen sayısını tamamlayacak kadar öğretmen ataması yapmak öncelikli gaye olmuştur.

Öğretmenler; üniversite, yüksek öğretmen okulu, eğitim enstitüleri, köy enstitüleri, ilk öğretmen okulları gibi okullardan yetiştirilmiş olup, ihtiyaca binaen eğitmen kursları, mektupla öğretmen yetiştirme gibi istihdam şekilleri ile de öğretmenler yetiştirilip atanmışlardır.

Bu okulların müfredat programları, eğitim süreleri, ölçme ve değerlendirme biçimleri birbirlerinden farklılık gösterdikleri için atanan öğretmenler arasında uygulama birliği sağlanamamıştır. Kuşkusuz ataması yapılıp göreve başlayan bütün öğretmenler, görevlerini en iyi şekilde yerine getirmiş ve yerine getirmek için çaba sarf etmişlerdir.

Bu süreç 1982 yılına kadar devam etmiş olup bu zamana kadar öğretmen yetiştirme, atama ve istihdamının nasıl ve ne şekilde olacağı, eğitim sürelerinin ne kadar olacağı konusunda net bir tavır ortaya konulamamıştır. Öğretmen yetiştirme eğitimleri 1982 yılında tamamen üniversitelere devredilmiştir. Atamasının kolay olmasından dolayı öğretmenlik mesleğini tercih edenlerin çoğalması ile mezun olan adaylar arasında yeterlilik sınavları yapılmasına karar verilmiştir. Yeterlilik sınavları 1984 yılında başlamış, fakat 1992-1999 yılları arasında yine sınavlar yapılmamıştır.

2002 yılından itibaren de KPSS (Kamu Personeli Seçme Sınavı) adı altında öğretmen adayları genel kültür, genel yetenek ve eğitim bilimleri konusunda sınava tabi tutulmaya başlamışlardır.

Bu sınavlar mezun olup atama bekleyen öğretmen adaylarını sınavda başarılı olabilmek için KPSS kurslarına yöneltmiştir. Bu durum da öğretmenlik mesleğini sınava iyi hazırlanan kişilerin, sınavda başarılı olmaları sonucunda atanması yapılacak bir meslek haline getirmiştir.

Bir ülkenin geleceğini omuzlarında taşıyan bir meslek için seçme ve atama belki de böyle olmamalıdır.

Dünya çapında yapılan sınavlarda, başarılı olan ülkelerin sıralamalarına bakıldığında öğretmene verdikleri değer ve itibar ile başarının doğru orantılı olduğunu görebiliriz. Bu ülkelerde öğretmenlerin okullara alınmaları ve atanmaları da bizdekinden farklı olup birkaç aşamalı sınavlar sonucunda gerçekleşmektedir

Belki de eksiklik öğretmen adaylarının ilk başta girmiş oldukları Yüksek Öğretim Kurumları sınavının tek aşamalı olmasından kaynaklanmaktadır. Bu sınav sonucunda öğretmenlik mesleği için öngörülen baraj puanlarını aşan adaylar arasından öğretmenlik mesleğini tercih etmek isteyen adaylar genel ve özel yetenek testleri ve davranış testleri, yaratıcılık testleri gibi farklı seçici testler ve ölçme araçları kullanılarak tekrar sınavlara alınmalıdır.

Başarılı olan adaylar öğretmen yetiştiren okullara alınmalı okul bitince gerekli pedagojik formasyona sahip olanlar arasında mesleğe yatkınlık durumu ve akademik gelişimleri göz önüne bulundurularak seçme sınavları tekrar yapılıp, başarılı olanlar öğretmen olarak atanmalıdır.

Bu zor ve rekabetçi sistem öğretmenlik mesleğine atamayı zorlaştıracağı için ülkenin en başarılı öğrencileri öğretmen olmak için tercih yapacaklardır. Bu durum mesleğin hak ettiği ücretin alınmasını sağlayacak, itibarının yerine getirecek ve eğitimde kaliteyi kaçınılmaz hale getirecektir.

 

Kaynak: Cumhuriyetten Günümüze Öğretmen ve Öğretmen yetiştirilmesi

Süleyman Can-Şendil Can -Erdil DURUKAN

Profesyonel Olarak Türkiye’de Öğretmenlik Devrim Güven

Academic Platform Journal of Education and Change 2(2), 31. 12. 2019

Neler Söylendi?