Sevgili Arkadaşlarım, Kıymetli Kardeşlerim, Canlar,
Devlet kurumları hatta özel şirketlerde bulundukları makamın adamı olmayan, o makamı dolduramayan bir takım tipler ortaya çıkıyor. Ortalıkta pek çok adam olmayan adam dolaşıyor sizin anlayacağınız. Bu tarife uygun insanlar tabi ki sadece günümüzde ortaya çıkmış değil. O zaman tek tük göze batmakta idi şimdi ise günümüzde bunların sayıları arttı. Kimin doğru kimin yanlış yaptığını dahi anlayamaz olduk.
Geçen yazımda da belirtmiştim: Dünyadaki her şey gibi sahip olduğunuz makam ve mevkilerde gelip geçicidir. Bir makam ya da mevkie gelmek bir takım sorumlulukları beraberinde getirir. Bulunduğumuz mevkide kalıcı olmak için o mevkie gelmeden önceki dost ve tanıdıklarımızı unutmamalısınız. Çünkü makama geldikten sonra kazanılan dostlar makamdan düşünce bir anda kaybolmaktadır. Her zaman mütevazı olmalısınız, ulaşılmaz olmamalısınız, kendinizi vazgeçilmez zannetmemelisiniz. Unutmamalısınız ki mezarlıklar kendini vazgeçilmez zannedenlerle doludur. Makamlar insanları yüceltmek için değil, insanlar makamları yüceltmek için çalışmalıdır. Makamlar kalıcı, insanlar ise gelip geçicidir. Ey makam ve mevkii görünce “şımaranlar” nedir bu havalar? Kendinize geliniz.
Sevgili dostlarım, artık yapılan yanlış işler demeyeceğim bilinçli yolsuzluklar o kadar açık yapılır hale geldi ki ortalık yerlerde alelade pazarlıklar yapılır oldu. Sözüm meclisten dışarı lafım kendini “adam” sanan bazı kişilere zaman ve süreç size çeşitli makam, mevki ve maddi güçler kazandırabilir. Bir holdingin yöneticisi olabilirsiniz. Senelerdir gece gündüz demeden emeğini esirgemeyen, evine vakit ayıramayan, çalışkan, öz verili insanları bir kalemde silip kendi çarkınızı kurma çabasında olduğunuzu cümle âlem biliyor, yaptığınız yolsuzlukların kokus en kısa zamanda çıkacağından emin olun. Size o makam bahşedildiyse sizin “adam” olduğunuz anlamına gelmez.
Bir gün Hazret-i Şems´i, konuşup nasihat etmesi için bir meclise davet etmişler. Meclise girer girmez herhangi bir yere oturunca kendisini başköşeye davet edenlere de şu cevabı vermiş;
-Adam, adamsa oturduğu her yer köşe olur ona!
-Adam, adam değilse, köşe bile eşik olur ona!
Hasbelkader geldiğiniz makam ve mevkiler sizi şaşırtmasın. Bütün makam ve mevkiler önce çalışanlara sonra vatandaşlara hizmet amaçlı olmalıdır. Maiyetinizdekiler üzerine tahakküm kurabilir, baskı altına alabilir, onlara tepeden bakabilir, güç ve kuvvetinize güvenerek aşağılayabilirsiniz. Ancak bu size hiç bir artı değer kazandırmaz. Çünkü aşağıladığınız, küçümsediğiniz, amirlik tasladığınız kişilerden üstün olduğunuza dair elinizde bir belge yoktur. Makamınız, mevkiiniz, gücünüz, kuvvetiniz, varlığınız gözünüzü boyamasın, bunlar size üstünlük sağlayabilecek değerler değildir. Kur’an-ı Kerim de emrettiği gibi; “Ey insanlar, Biz, sizi bir erkekle bir dişiden yarattık. Sizi, sırf birbirinizle tanışasınız diye, büyük büyük cemiyetlere ve küçük küçük kabilelere ayırdık. Şüphesiz sizin, Allah nezdinde en şerefliniz, takvaca en ileride olanınızdır. Şüphesiz Allah, her şeyi bilen, her şeyden haberdar olandır.” (Hucurat Suresi/13)
Hak aramasını bilen bir çalışan temsilcisinin olduğu yerde sizin kapınızı bir işçi ya da memur, en üst düzeydeki yetkililerle rahatlıkla görüşebilmelidir. Benim gariban çalışanım bir yetkilinin kapısını çaldığında, saatlerce kapı önünde bekletilmemelidir. Belki mütevazılık, efendilik size itibar kazandırır. Maiyetinizden dünyevi verim bekliyorsanız, onlara değer verecek, sözlerini dinleyecek, önerilerini dikkate alacaksınız. Her Cuma hutbesinde dinlediğimiz bir ayet var ya, bunun gereğini yapmalısınız;
“Şüphesiz Allah, adaleti, iyilik yapmayı, yakınlara yardım etmeyi emreder; hayasızlığı, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor.” Nahl Suresi/90
Çok sevdiğim bir laf vardır; Paran çoksa çocuğun sevinsin. Çok güzel veya yakışıklı isen eşin sevinsin. Makam ve mevki sahibi isen, senden hizmet ve yardım bekleyenler sevinsin. Bunu yapabiliyorsanız helal olsun size… Çoğu makam ve mevki sahibi kişiler görevleri bittiğinde veya emekli olduklarında artık etraflarında onları arayıp soran kimseyi bulamazlar, hal hatır soranların sayısı azalır. Aynı durum zengin, varlıklı, sözü geçen kişiler için de geçerlidir. Falanca Ağa, Falanca Bey diye bahsedilenler varlıkları, güçleri ellerinden gidince sadece falanca diye isimleri ile anılıyorsa demek ki zamanında ağalıklarının da beyliklerinin de hakkını veremedikleri anlaşılır.
Sevgili Arkadaşlarım, Kıymetli Kardeşlerim, Canlar,
Çalıştığı kurumlarda, normal hayatta yıllardır böbürlenen, kibirlenen, makam ve mevkilerine güvenenleri gördükçe burada değerlendirmeler yapmak ve görüşlerimi sizlerle paylaşmak istedim. Makam ve mevkilerine güvenerek kalp kıranlar, ölçüyü kaçırıp ebedi hayatlarını tehlikeye atanlara bile üzülüyorum. Toplum fertlerinin hayır duasını almak için lütfen duyarlı olunuz. Kimseye tepeden bakmayın, kimseyi gücünüze güvenerek aşağılamayın, itibarsızlaştırmayınız.
“Sen doğru yolda ol da, varsın sanan eğri sansın; sen kendini bildiğin sürece, doğru insansın.” Yunus Emre
Kimseyi küçümseyecek kadar büyük değilsin çünkü gün gelir küçümsediğin her şey için bir bedel ödersin. Önemli olan Büyüklenmeden büyük olmaktır. Hak etmediğiniz şekilde oturduğunuz koltuklar bir gün gelir hak ettiğiniz şekilde altınızdan çekilirler. Bir insanın içine baş olmak, emir vermek sevdası düşerse önce ibadeti, sonra imanı zarar görür, mevki ve makamları yükseldikçe yavaş yavaş ben, ben demeye başlar ve firavunlaşır tek imanı dünyalık maddiyat ve makam olur. Firavun da sırf makam korkusu yüzünden iman etmemiş midir?
Emir vermek, baş olmak, haksız yere mevki makam sahibi olmak, kimin kalbine düşerse vay onun haline. Haksız yere kayırmacılık ve diğer nedenlerle ehliyet ve liyakate dikkat etmeden hakkı olmayan mevki ve makamlara insanları yerleştirmek te bir kul hakkıdır. Hiçbir zaman makam ve mevki sahibi olduk diye kibirli olmayın. Buraların bir hizmet yeri olduğunu, hizmeti temsil ettiğimiz toplumun yararına ve Yaradan’ın rızasına uygun yapmaya çalışın. Hayatımızı edep ile taçlandıralım ve her işimizin başı edep, ortası edep, sonu edep olsun.
Mevla’m bizi yönetenleri ve neslimizi edepli olanlardan eylesin sevgili dostlar ve daima dost kalanlar.
SAYGILARIMLA VESSELAM